3
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
426
Okunma
Geldiğim yeri hatırlıyorum. Sarı ışığın gücü altında duvardaki kabartma desenleri varlığımı planlardan, zamandan, bağlardan koparmıştı. Bahsedilmeyen konuşmalar içinden ve içtendi. Düşünce borçlanması yoktu, sessizlik gürültünün değmediğince genişler ardından küçülürdü. Bu öyle hızlıdır olurdu ki değişimini anlamak için nefesin yalnızca baldan konuştuğu bir noktaya gelinirdi.
Mümkünlüğün bolluğu sadeleşmeli, örneğin bir hırsızı bilmek eşyanın zulmünü kabul etmekle başlar.
Gidene, ağlayan dağlanan kor körüklü otobüs hazırdı.
Bazıları anlıyor, bazıları bazik.
Siyam kedisi Kalantor
Dediğim dedik
Konusuz bir sahip
Rahatsız roman
Zong zong zong
Çarpıldım. Hevesliydim almağa acımı. Tutkunsan tutarlar. Ben dedim ya almaz, sen söyle ne olacak onumuz?
Dokuz kaldık demişti..
Akbabanın bile kemiklere saygısı var
Kendine bakmıyordu pek
Acın önden gidiyorsa bakma yürüyüşüne
Ensene bir yumruk yersin
Millete ya eğlence ya acını vereceksin
Geldiğim yeri bazen hatırlamıyorum.