- 196 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
🍎 Yasak Elma. 🍎
Bir başka deniz olmayacak belki de, başka bir sokak şarkısı. Arkandan gelecek gölgeler, peşinden sürüklediğin umutlar. Hiçbir şey aynı kalmayacak; aynı evde kır düşmeyecek saçlarımıza. Yine de ayaklarınızın altına ince bir kumaş sereceğim; izlerinizi, savruk adımlarınızı saklayacak.
Kalplerimizi gözümde canlandırıyorum; battaniyeler altında titreyen kalpler, ulu bir ağrının pençesinde. Unuttuğumuz o zamanların güzel, belki yakışıklı halleriyle karşılaşmak... Peçeteler ıslanıyor, belki çikolatalarla tatlanıyor yalnızlık.
Yolun rüzgarını özledik hepimiz. Biliyorum. Geldim işte, her şeyin birbiriyle ne kadar alaka’lı olduğunu görmeye. İçleri gördüm insanların, çirkindi gerçekten; o an inandım, çamurdan yaratıldığımıza. Ve aşk, o büyük kelime, koca bir yalandı belki de.
Kapıda bir bahar, meneviş meneviş patlayacak çiçeklerinden; kendi yeşilinden korkan bir bahar. İnandırıcı olmayan bir mevsim. Zincirler yeniden anlam kazanacak, yüzü çatlaklarla dolu kadın ehlileştirilecek. Bahar geliyorsa, polisleri çağırmalıyız belki de. Korunmaya değer olanları koruyan polisler. Baharın polisleri, askerleri, güvercinler saçan tankları, tohumları... Hepsi olmalı. Peki ya bizi kim koruyacak?
Kadının rahminden kovulduk hangi yasak meyveyi yiyerek? Bak, şimdi, korkuyla dönecek ve “Vurdular!” diye bağıracaksın. Ellerimle alnımı yoklayacağım. Bu bir kabus. Uyan.
Ey aşkı, kalemi ve gençliği yüksek güneşli sabahlara çağıran, hatalarla dolu hayatımda biraz daha hatalar yaptım. Şimdi sınanıyorum kalbimden, sadakatimden, insan yanlarımdan. Bilmeni isterim, ne yaşadıysam senin razı olduğundur.
YORUMLAR
Yok öyle birşey. İnsanın en sığ ve en derin yeri aşkın kimsesizliği idi. Sahiplenince sanki aşkın yetimliğiinin tek ebeveyni oluyoruz. Biz nasıl istersek öyle büyütüyoruz. Bir de üstüne bununla böbürlenmek ne hoşş. İnsanın en kirli yanı bu bence.
Kelimelerini örgütleyecek bir hayale muhtaçmışsın gibi... Oysa mükemmel bir elma hiç olmadı ki...
:))
Sevgilerimle...
CaNMaYBuL
Gerçeklik ve zaman algısı, yüreğimin derinliklerine işleyip onu delip geçiyor, zamanın pençelerinde bir büyü misali kayboluyorum. Yasaklanmış elmanın cazibesine kapılıp, onun gazabıyla kendimi yok edilmiş bir masalın içinde buluyorum. Yeniden var olmanın sevinci mi yoksa aşkın acımasız çaresizliği mi, bu duygu bu hayal mateminde hangisine tutunacağımı bilemiyorum. Belki de en iyisi, derin bir suskunlukla bildiklerimiz ve düşündüklerimizle göç vaktinin sessizliğini beklemek, o an gelene dek kendimizi bu büyülü kaosta saklamak olacak. İşte bu, kaderimizin yazıldığı yerde, zamansız bir gölgenin altında, yalnızca bir yolculukla aşka ve varoluşa anlam katabileceğimiz bir zamanın özlemi...