- 170 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
İkeria Adası
*İKERİA ADASI*
*"Ölecek" denilen hastaların iyileştiği, insanların sadece mutluluğa önem verdiği komünist Ada...*
Şu üç günlük hayatınızı nasıl geçirmek isterdiniz hiç düşündünüz mü?
Ya da dünya dertleriyle boğuşurken karamsarlığa kapılıp kaç yaşında öleceğinizi hiç hesapladınız mı?
Şimdi sizi öyle bir yere götüreceğim ki, yaşadığımız hayatı nasıl değersizleştirdiğimizi daha iyi anlayacaksınız.
Kalkın, Ikeria Adası’na gidiyoruz!
"Yunan Adaları" denilince herkesin ilk aklına gelen şey deniz, beyaz evler ve elbette eğlence oluyor.
Fakat Ikaria’nın hepsinden çok çok farklı bir özelliği var merak ettiniz mi?
Hepsinden önce tahmin ettiğiniz gibi bu ada, güneşe uçmak için direnen ve özgürlük tutkusu yüzünden kanatları eriyen Ikarus’tan adını almış.
Mitolojiye göre Ikarus, Ege denizinde tam da bu adanın olduğu yere düşmüş.
Adanın ne kadar büyülü olduğunu ise küçük bir hikaye ile anlatmaya başlayalım.
Bu gördüğünüz adam, 60 yaşında kanser teşhisi konulan Stamatis Moraitis.
1943’deki Yunan Savaşı sırasında yaralanıp önce Türkiye’ye, ardından da Amerika’ya kaçmış Stamatis Amca.
Amerika’da evlenmiş, düzenini kurmuş.
60 yaşına geldiğinde nefes alma problemi yaşadığını fark edip 9 ayrı doktora gitmiş.
Doktorların hepsi de kendisine akciğer kanseri teşhisi koymuş ve en fazla 9 ay ömür biçmişler.
Önce Amerika’da kalıp yoğun tedaviye başlamayı düşünmüş ama daha sonra doğup büyüdüğü topraklarda son nefesini vermeye karar vermiş ve Ikeria’ya dönmüş.
Statmatis’in adaya döndüğünü duyan çocukluk arkadaşları, onunla birlikte vakit geçirmeye başlamışlar.
Kah tavla oynamışlar, kah şarap içmişler, kah yürüyüşe çıkmışlar...
Günler günleri böyle kovalamış.
Bu arada bahçesinde sebze üretmeye başlamış, bağcılık yaparak şarap üretimine geçmiş.
Canı ne zaman isterse o zaman uyanmış.
Günler günleri kovalarken, doktorların söylediği o 9 ay çoktan geçmiş bile.
Zaman geçtikçe Stamatis, kendini eskisinden daha iyi hissettiğini fark etmiş.
Akciğer kanseri olan bir insan için bundan daha iyi bir gelişme olamaz...
Bunun ne kadar sürdüğünü size birazdan söyleyeceğim.
National Geographic’in yaptığı araştırmada dünyada en uzun ömürlü insanların yaşadığı iki adadan birisi burası.
Adadaki uzun yaşamın sırları ise şöyle sıralanmış;
Ikeria sakinleri, kesinlikle saatlerine bakmıyorlar çünkü zaman mevhumları yok.
Bu yüzden stresten oldukça uzaklar, hiçbir şey için koşturmuyorlar.
Herkes bahçesinde kendi meyve sebzesini üretiyor ve ekinlere hiçbir katkı maddesi koymuyorlar.
Bütün gıdalar tamamen organik.
Ada sakinleri bir yılda ortalama kişi başı 26 litre zeytinyağı tüketiyor.
Haftada 2 defa balık,
5 ayda sadece bir kere kırmızı et yiyorlar.
Günde ortalama 3 kadeh kırmızı şarap içiyorlar.
Şeker ve unu yok denecek kadar az tüketiyorlar.
Kahvaltıda mutlaka ama mutlaka zeytin tüketiyorlar dememize gerek yok sanırım.
Adaçayı, kekik, nane, papatya gibi otları toplayıp karıştırarak çayını içiyorlar.
İnsanlar, ne zaman uyanırlarsa o zaman dükkanlarını açıyorlar.
Esnaf, kahvesini yudumlamayı bitirmeden gelen müşteri için yerinden kalkmıyor çünkü acele etmek, adanın kültüründe yok.
Ha bu arada, öğlen uykusu olmadan da işe devam etmek yok.
Belirli saatlerde kepenkler kapanıyor, eve gidip uyunuyor.
Uyanınca da kaldıkları yerden devam ediyorlar.
Çok uyku, daha çok uyku...
Yaşları kaç olursa olsun adadaki insanlar mutlaka her gün 10 km yürüyüş yapıyor.
Dağ, taş, bayır, deniz kenarı fark etmez.
Günün getirdiği rutinlerden biri uzun yürüyüşler.
Atina Üniversitesi, 60 yaş üstündeki yaşıların bile hayatlarını aktif olarak sürdürdüğünü gözlemlemiş.
Yani "yaşlı ama hareket edemiyor" gibi bir şey söz konusu değil.
Sizden, bizden çok daha hareketliler.
Depresyon ve bunama oranları dünya standartlarına göre oldukça düşük.
1940’lı yıllarda komünistlerin sürüldüğü bir ada burası.
Hala daha Yunan Komünist Partisi’ne en yüksek oy, bu adadan çıkıyor.
Adada yardımlaşmak, imece usulü yaşamak onların en büyük düsturlarından bir tanesi.
Üretimlerini kendi ihtiyaçları için yapıyorlar çoğunlukla.
Hayatlarında kariyer, daha çok para kazanmak ya da çok daha iyi standartlarda yaşamak gibi kaygıları yok; hiç olmamış.
Kendi bahçelerinden elde ettikleri şarapları, arkadaşlarıyla bölüşüp uzun uzun sohbetler ederek içiyorlar.
Stamatis Amca’ya dönecek olursak 102 yaşında hayatını kaybetmiş.
Yani doktorlar;
-- "9 ay ömrün var" dedikten tam 42 yıl sonra...
Ölmeden önce kendisine kanser teşhisi koyan doktorları görmek için Amerika’ya gittiğinde ise hepsinin çoktan hayata veda ettiğini öğrenmiş.
Şu an Ikeria,
Stamatis Moraitis gibi insanların yerleşik olarak yaşadığı bir yer.
100 yaşındaki genç delikanlılar ve genç kızlar mutlu mesut yaşıyorlar.
Kanser ve hastalık oranlarının görülme sıklığı ise dünyadaki en düşük yerlerden birisi.
Bilin bakalım Ikeria’da ne yok?
Evet, doğru:
*--"HASTANE..*"
💙❤💛🧿💛❤💙
*"Hasta olmayan, sağlığın kıymetini bilmez." atasözü ile anlatılmak istenen;*
*SAĞLIĞI*
*KAYBETMEDEN ÖNCE*
*DEĞERİNİN BİLİNMESİDİR*
*İNSANA*
*VERİLMİŞ OLAN*
*EN ÖNEMLİ ŞEY*
*SAĞLIKTIR*
Not: Yazı alıntıdır
YORUMLAR
Genetik yapı mı, çevresel faktörler mi derken, atı alan boğazı geçmiş.
Ama son ölüm.
Neylersin.
Bilgi dolu yazı için teşekkürler.
Çok saygımla Üstadım
Çok saygımla
Hayrullah
Sonsuz saygılarımla
Hayrullah
Sonsuz saygılarımla