- 144 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Backster Etkisi
*BACKSTER ETKİSİ*
1966 yılında, Amerika’nın tanınmış yalan makinesi uzmanı Cleve Backster, güvenlik görevlilerine poligraf aygıtının kullanımı eğitimini verdiği okulunda uykusuz bir gece daha geçirdi.
Sonra sırf eğlence olsun diye, yalan makinesinin elektrotlarını kocaman yapraklı tropikal bitkisinin üzerine yerleştirdi.
Yalan makinesi çeşitli korku, sevinç, şaşkınlık gibi durumların elektriksel değişimlerini ölçtüğüne göre, belki bitki de su dökünce seviniyordur diye alaylı alaylı güldü.
Bitkiyi suladığında galvanometre zikzaklar çizerek aşağı doğru indi.
Oysa,
yukarı doğru bir hareket bekliyordu Backster.
Yaprağını sıcak kahveye soktuğunda da beklediği tepkiyi görmedi.
Sonunda kibriti alıp bitkiyi yakmayı düşündüğünde her şey değişti.
Bitki çılgınca galvanometrenin ibresini tavan yaptırdı.
İnanamadı Backster;
--“Nasıl yani?” dedi.
Kendi kendine;
--“Bitki düşüncelerimi mi okudu?”
İnsanlık tarihinin önünde yeni bir dünya açılıyordu artık.
Deneyler,
deneyleri kovaladı...
Bitkilerin sadece düşünceleri okumakla kalmayıp çevrelerindeki her şeyi hissettikleri de çıktı ortaya.
Kaynar suya atılan karideslerin ölümlerini, eline iğne battığında duyulan acıyı da hissediyordu bitkiler.
Hatta kilometrelerce ötede olunsa bile yaşanan sevinç ve üzüntüleri de hissediyordu.
Hatta korkudan baygınlık bile geçiriyordu.
Bir gün şehir dışından gelen bir botanikçi bayan içeri girdiğinde bütün bitkiler sessizleşti.
Hiç birinden tepki gelmiyordu.
Sanki hepsi birden sessizliğe bürünmüştü.
Taaa ki o bayan havaalanından uçağa binip gittikten 45 dakika sonra yeniden tepki vermeye başladılar.
Bayan botanikçinin bitkileri kurutup ölçümler yaptığını öğrendiği zaman anladı Backster, bayanı görünce bitkilerin korkudan bayıldıklarını.
Bir deney tasarladı...
6 yardımcısına aynı gece aynı saatlerde yapmak üzere farklı görevler verdi.
Görevlerden biri gece yarısı gelip laboratuvardaki bitkilerden birini söküp parçalamaktı.
Ertesi gün o gece bitkiyi parçalayan yardımcı içeri girdiğinde bütün bitkiler çılgınlar gibi haykırmaya başladı galvanometrelerin ibrelerinin tavan yapmasını böyle adlandırıyor Backster.
Bu deneyden anlaşıldı ki bitkiler sadece hissetmiyor, aynı zamanda hafızaları da var.
Ve Amerika’da bazı adlî vakalarda bitkilerin şahitliğine başvurulmaya başlandı.
Bitkiler asla yanlış sonuç vermiyordu, çünkü yalan nedir bilmiyorlardı.
Bu çalışmalar makale olarak yayınlanmaya başlayınca dünyanın dört bir yanından bilimadamları konu üzerinde çalışmalara başladılar.
Sonuçlar akıl almaz...
Koparılmış bir yaprak, kendisine güzel sözler söylenmesi durumunda normal yapraktan aylarca daha uzun süre canlı kalabiliyor.
120 km mesafedeki bir acıyı, sevinci hissedebiliyor.
İnsanların düşüncelerini okuyabiliyor, kötülük yapanları hafızasına kaydedebiliyor.
Aynı zamanda bu bilgileri diğer bitkilerle de paylaşıyor.
Kendisine kötü davranılan bitki üzüntüsünden intihar bile ediyor.
Yanındaki bitkinin susuz kalması durumunda kendi suyunu onunla paylaşıyor.
Bitkiler, bütün canlılarla iletişim kurma konusunda bizim hayallerimizin ötesinde bir hassasiyete sahip.
Her biri doğanın bir parçası. Belki bir gün onları daha iyi anlama imkânımız olursa bize tarihin bütün yaşanmışlıklarını bile anlatabilirler.
Avatar filminin esin kaynağı da bu çalışmalar ve elde edilen sonuçları.
Bilelim ki dünyanın herhangi bir yerinde bir bitkiye kötü davranılırsa, bütün bitkiler bunu hissediyor.
Hani;
“Kirazlı Kaz Dağı değil” diyorlar ya, emin olun Kirazlı’da kesilen bir ağacın acısını sadece;
🔹Kaz Dağları’nda değil,
🔹Munzur’daki,
🔹Kuzey Ormanları’ndaki,
🔹Salda’daki,
🔹Toroslar’daki,
Ağaçlar da hissediyor...
Bir gün,
biz de hissedeceğiz...
Kaynak:
"Bitkilerin Gizli Yaşamı" Peter Tompkins/Christopher Bird,
1973 Sungur Yayınları.
Çeviren..: Sulhi Dölek. Derleyen: Osman Kutlu.
Çağdaş Durmaz.
🌳🌲🌴🌵🏝🌿🪴🌱
*Ağaçlar hissediyor mu?*
*Bitkilerin bizimkilere benzeyen duyu organları, dokuları ya da sinir sistemleri olmayabilir.*
*Ama buna rağmen onlar gene de hisseder ve çevrelerinde olup bitenleri algılar.*
*Tıpkı bizler gibi onlar da görür ve koklar.*
*Hatta duyar, tat alır, teması hisseder, iletişim kurar, mutlu olur ve dans ederler.*
Not: Yazı alıntıdır
YORUMLAR
Fesuphanallah.
Fesuphanallah.
Elhamdülillah.
Çok saygımla Üstadım
Çok saygımla
Hayrullah
Sonsuz saygılarımla
Hayrullah
Sonsuz saygılarımla
Hayrullah
Sonsuz saygılarımla
Hayrullah
Sonsuz saygılarımla