- 125 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Beş Yıllık Acı
Rengi alaca bir gün gibi düşer zamana
Belli olur korkumuz yüzümüzden şaşırıp kaldığımızda!
Canımsın şimdi daha bi yüksek sesle söylemek istiyorum.
Uzakta olman beni susturmamalı yüreğimi susturamam ki,
Seni özlemlerime katıp bir gün uyanamazsak eğer;
kan ter içinde nazarlarımıza yüklerim suçlarımızı..
Soran olursa bir gün; elbet derim ki; göğsümü kabartıp suçumuz sevmekti;
en çokta önce gözlerde ölmekti;
Bir gün ölmeyecek miydik nasıl olsa!
Nasıl hasretim sana hem de nasıl. Gözlerim hep sen çıkacakmışsın ki gibi karşıma öyle panik öyle sevinçli ki anlatamam! Susarım. Seni ilk gördüğüm gündeyim şimdi. yanaklarımdan yastığıma düşen damlada diyemediklerim. Ne kadar yalnızım ne kadar sensiz yastığım nemli yanaklarım gibi şimdi beklerim seni bi pencere kenarından dışarıya bakarak
Bilmesem sıcaklığını hissedemezdim bunca yoğun yaşamazdım seninle tüm yaşadıklarımızı.. İyi ki varsın dediğim en önemlisi kalbimi ve bakışlarımı sende bıraktığım olmazsa olmazlarımın en önemlisi sevdiğim en büyük aşkım sen. Bak! Beş yıl 12 gün daha sensiz ve yalnız geçmiş bu dünyadan göçüp gidişin üzerinden. Ne zaman düşlesem bizi, ki her sabah uyandığımda yokluğunda ıslanmış gözlerle uyanıyorum.içimde bir ses hayatın bize yaptığı haksızlıklar için hesap sormakta bana durmaksızın: Nasıl bir acıysa demir almış üzerimde sancısı. Kaç zamandır içimdeki çocuk can çekişmekte. Bu sabah da öyle oldu ve kaç sabah olduğu gibi. Anladım ki küçük kıyamet hatalarımsa, büyük kıyamet yokluğun demek ki yaşı olmazmış aşkın sevdanın.
Canım nasıl isterdim beraber yemek yememizi. burada yanımda olmanı. Seninle yemek yemeyeli ağzımın tadı hep acı. Hep buruğum nedense. Yolda el ele bi çift görsem..parça tesirli bir bomba düşer göğsüme vurulurum, serilirim yolun ortasına. Hiç bi güç seni sevmemi engelleyemez ki. Ömrüm yettiğince bu kalp sana her zaman unutulmaz bir yer verecek.
Bilirim ne zaman yağsa yağmurlar içinde sen ve bizden damlalar olacak. Kaç gündür göğüs kafesimin dışında çarpıyordu kalbim. Şimdi bilirim ait olduğu yerdesin sen. Kalbimde. Bir sel koptu sol yanımdan az evvel yanağımda nemi asla utanmıyorum! Gün gelecek tüm yorgunluklarımız sevince bir köprü olacak.. adım gibi adam gibi hissediyorum. Adamsı bir aşk ve bembeyaz bir gelecek. Bak alabora oldum alargalarda! Çırpınıyorum denizin ortasında.
Ben uslanmaz, ipe sapa gelmez deli bir çocuk, bir çocuk ki deli-divane. Biliyorum ki aşkıma ulaşamadığım konuşamadığım anda yaşamak bir uzun ölüm hikayesi. Çok şey var anlatacak. Ama anlatamıyorum, dilim dönmüyor, içimde bir boşluk var ve bu boşluk doldurulacağa benzemiyor. Uzun soluklu bir sevginin kansere yenik düşen acı dramı esiyor yüreğimde ve beynimde. Beni bu saatte yazdıran gerçek. An gelir bi aşk vurur insanı, bir çift güzel sözcük cümle olur ve yankılanır evrenin tüm gezegenlerine ...
Gecenin bilmem kaçı ve yüreğimde ki alevin yalnızlığımla coşmakta daha bir yakmakta içimi. Birinci dereceden vurgunum ve bir o kadar yanık dört duvar arasında kendimleyim say ki yaşamak bu son şafakta sona eriyor. Kavuşacağımız gün yakın mı? Yoksa ben, biz hayal miydik! Sen son baharım oldun, bu hayatın ortasında. Seni sevmek; tüm sosyal çevrenin kıskandığı, gıptayla baktığı bir sevgiydi bizim ki aşktan doğan. Şimdi bir mermi şah damarımdan vurdu beni, bir yanım ezik beklerim elimde senin sevdiğin kır çiçekleri o dalgalı saçlarına vurulup takmak istediğim.
Tut ki ninni söylüyorum bebeğime, tut ki yanındayım saçlarını okşuyorum. Tut ki bi kadehten dökülen şarabız ikimiz. Seni seviyorum bebeğim. Kar yağıyor 33 C sıcak olan Frankfurt’un ortasına, üşümüyorum, seni düşünmekten alev alıyor gözbebeklerim özlüyorum, korkum; sevincime yenik düşen bir kalbin taşıyıcısı olarak. Ellerimde kokun kalmış, bayram sevincini buruk yaşayan çocuklar gibiyim. Sanadır seslenmelerim. Sanadır bu dizeler, bu sözler, bu cümleler, bu nağmeler. Yorgunum korkularımla beraber. Sızısı dinmeyen ağrılar çekiyorum içimde. Yüce dağları özlüyorum.
Şimdi yatağa yapışmış yatıyorum, yorgunluktan ve vurgun yemiş bedenimle daha bir ağırım kendime. Bu gece bi ömür kadar uzun olsa ve hiç uyanmasam. Kısaca yorgunum işte! Gögsünde dinlenmek istiyorum yaralı bir aşk, yeniden barışan bir çift gibi. Sarılmak istiyorum sana; say ki deliyim! Biliyorum ki; bizi düşlerken kapanacak kirpiklerim tut ki seni sevdiğim yaştayım şimdi.
Bu yazıyı senin vefatından beş yıl sonra yazdım ve on gündür de kendimle mücadele ediyorum yayınlayıp yayınlamama konusunda.
Huzurlarda uyu, yüreği güzel, yeri özel insan. Toprağın/ yattığın yer nur olsun!
Sosyolog Hasan Hüseyin Arslan - 17.07.2024
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.