Bu masa kahverengi ise bu masanın üzerindeki bir fincan kahve ne renk?

Tanımlar bittiğinde tanımlamalar da bittiğinde ölü dillerin çivileri kazıyor Matrixin masallarını.

Sevgilerimle...

Gündüz okudum ,yoğunluktan yorumu akşam yaparım demiştim kendi kendime. Bu seferde bizleri kısa da olsa son derece etkili bir yazıyla grotesk ve fantastik bir dünyaya yolculuğa çıkarttınız. Tabi ki bu absürt dünyayı da yönetse yönetse bir "majör kral" yönetebilirdi, o da tahtta oturmuş yazının hemen başında. Yazının tümünü beğenmiş olmakla birlikte galiba en çok "Kalbinin içi sinematik bir matrix dedikodu kazanıdır" cümlesinde ki "sinematik matrix" metaforunu beğendim. Bunu da , bireyin gerçekliği nasıl algıladığını ve bu algının toplumsal ve bireysel etkilerini sorgulayan bir metafor olarak algıladım ben. Bu ifade de bana , hem Baudrillard'ın simülasyon kavramını hem de Foucault'nun bilgi ve güç ilişkileri üzerine yaptığı çalışmaları aklıma getirdi. Çok güzel bir yazıydı. Kaleminiz daim olsun. Sevgi ve saygıyla...

Yazan Adam tarafından 26.7.2024 22:33:50 zamanında düzenlenmiştir.

Çok majör bir kral biçimi değil bence,Derebeyi tarife daha uygun sanki.
Lat-Uzza antlaşmasını yıkmak için değil mi zaten bunca yazdığımız şey.
Keyifli bir deneme yazısı.

Kutlarım.

İlk bölümdeki betimlemeler hayran bıraktı ikinci bölüm gülümsetti.

Ne zengin bir zihin, maşallah demem gerekiyor sanırım.