- 411 Okunma
- 4 Yorum
- 10 Beğeni
Her “Şey “de bir Hayır Vardır.
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Dünyanın bir masalı var, kulaktan mulağa aktarılıp, hiç tükenmeyen bir tarafı var..Adını kendi katı kurallarından alan, evrimleşip beyninde zoraki bir yer edinen şey…
Şey ,mantığın uçsuz bucaksız çöllerinde bir vaha gibi durur. Absürtlüğün doruklarına ulaşmak için tek bir adım yeterlidir.Herkesin inanması gereken bir şey vardır, ama ne olduğunun pek de önemi yoktur. Çünkü aslında kimse tam olarak anlamaz. Önemli olan topluca inanıyormuş gibi yapmak ve sonra herkesin kendi bildiği şeyleri okumaya devam etmesidir.
Dünyada her şey kendi mükemmelliğini ilan eder. Herkesin elinde kutsal bir şey vardır ve her biri diğerinden daha doğru olduğuna inanır. Aynı şeyin farklı yorumlarıyla, tuhaf dertleriyle ortaya çıkar. Kimisi sağa sapar, kimisi sola. Ama herkes bir şekilde doğru yolda olduğuna inanır. Birbirine dua eden, ama aynı zamanda birbirinin canını okuyan şeyler, absürd bir komedinin baş karakterleridir. Aynı Tanrı’ya dua ederken bile birbirini anlamayan bu şeyler, aslında neye inandıklarını bile tam olarak bilmezler.
Bayram sabahları birdenbire herkesin yüzünde beliren zoraki bir gülümseme ile başlar. Herkes birbirine iyi dileklerde bulunur, ama içten içe "bu da nereden çıktı şimdi?" diye düşünür. Ramazan boyunca oruç tutup sonunda büyük bir ziyafet çekmek, ironinin doruk noktasıdır. Yani yemek yiyin! Aç kalmanın erdemi, sonunda mide fesadıyla kutlanır. Çünkü oruç tutmak, sonuçta büyük bir ziyafete hazırlanmak için yapılan bir prova , şey değil midir?
Gündelik hayatın içinde, şey ritüelleri birer sosyal etkinlik haline gelir. Cuma namazına gitmek, bir tür sosyal buluşma noktasıdır.Kutsalın derinliğinde, ibadetin sosyal bir gösteriye dönüştüğü anlar, ironinin sessiz çığlığına dönüşür. Ayine katılmak, bir toplumsal statü sembolü olur, inancın derinliği, yüzeydeki parıltıya kurban edilir. Leyin! Ayine katılın! Çünkü ibadet, kutsal bir görev değil, toplumsal bir gerekliliktir.
Şey ve şeyler birbirini tamamlayan ve aynı zamanda çelişen tekil ve çoğullardır... İnsanlar, şeylerini yaşarken, kimi zaman bu şeylerin ironik ve gülünç yönleriyle karşılaşır. Şey ritüeller ve şeyler , kutsalın ve gündeliğin iç içe geçtiği bir sahne sunar. Bu sahnede, şey ve şeyler kavramları, hem kutsalın hem de sıradanın ironik bir dansını sergiler. Şeyin ciddiyeti ve gündeliğin eğlencesi, absürd bir komedinin tam anlamıyla yeridir.
Bu tiyatro sahnesinde, oyuncular ve izleyiciler, ironinin ve alayın iç içe geçtiği bir oyun oynar. Herkesin kendi rolünü oynadığı bu trajikomik yeryüzünde, şeylerin ve ritüellerin imkansız tanıkları, düşündürücü bir şekilde sahneye çıkar. Kutsalın ciddiyetiyle gündeliğin komedisi, bir araya gelerek düşündürücü ve tebessüm ettiren bir gösteri sunar.
Şeylerinizi alın gelinn !
YORUMLAR
CaNMaYBuL
Çok teşekkürler. Bepenmenize sevindim. Daha güzel yazılarda buluşmak dileğiyle.
Sağlıcakla kalın!
Görsel sanatların her an her yerde şehir yaşamıyla birlikte gözümüze sokulduğu mecburiyet iştiraklerinin güzel bir tezahürü olmuş yazı. Şey'in tarifsizliğinde şeyler'in oyunculuğunda dekoru hazırlayanlar, dekorda mutlak olması gerekenler ve gelip geçerken dekora monte olanların bir tiyatrosu işte, şey ve şeyler.
Günümüzde ise yalnızlığın senfonisi ele geçirmiş her şeyimizi. Aynı Tanrının farklı izahlarında herkes toplumun üzerine biçtiği rolü oynamakta. İnsan gönül ve zihin hararetini dindirmek için sürü halinde yaşayan hayvanların alışkanlıklarını tekrar edip durmakta asırlar asırlar boyunca. Su aramakta yaşamak için. Suyun sosyal beklentide karşılığı zaman çizelgesinde, mekan tariflerinde, his tercümanları aracılığı ile bilimin keskin ve yenilenen, yenilendikçe yinelenen güzergahında akıp gitmekte.
Oysa deryanın da dergahın da içsel olduğu düşünüldüğünde derya da dergah da sadece bir gösteriden ibaret kalıyor.
Tüm bu sıradanlaşmış, alıştırılmış çaresizlik içinde göklerde ve yerde ve karşımızdakinde Tanrıyı aramak mı? Bilmediğini arayamazsın ki. Arar gibi yapar kimi bulmuş rolünü üstlenirsin nehirlerin biraz düzlüğe çıkıp dingileştiği yerlerde. Yoksa nehir her zaman dehşet verici bir hırpalıyıcı hükmünde.
Beklentilerin içinde ... Yapıcı bir yazıydı. Lakin her zaman denildiği gibi ne yapmak istiyorsun diyecekler. Bir bina, bir saha, bir dağ, bir yol, köprü, bulut ... bir insan yapmak mıdır yapıcının her nefesinde didinip durduğu şey.
Vehasılı; çok güzel bir yazıydı.
Sağlıcakla üstadım.
CaNMaYBuL
Sanatın her zerresi, şehir hayatının girift dokusuna işlemiş, gözlerimizin önüne serilmiş, zaruri bir güzellik sunusudur. "Şey" ve "şeyler" arasındaki o belirsiz dans, dekorun içinde kendini bulan, bazen kaybolan, bazen de silikleşen figürlerin tiyatrosudur. Bu tiyatro, yaşamın sahnesinde sürekli değişen bir oyundur; şeyler ve şeylerin arasında akıp giden bir performans.
Günümüzde yalnızlık, sessiz bir senfoni gibi ruhlarımızı ele geçirmiş durumda. Her birey, toplumun ona biçtiği rolü oynarken, kalabalıklar içinde yalnız kalmanın acısını derinden hissetmekte. İnsan, içsel hararetini dindirmek için asırlardır aynı ritüelleri tekrarlıyor; sürüler halinde su arayan hayvanlar gibi, hayatın manasını arıyoruz. Suyun sosyal beklentilerdeki karşılığı, zamanın çizelgesinde, mekân tariflerinde, bilimin keskin ve yenilenen yollarında akıp gitmekte. Oysa, deryanın ve dergâhın içsel olduğu düşünüldüğünde, tüm bu çabalar birer gösteriden ibaret kalıyor.
Çok teşekkürler, güzeldi yorumunuz.
Saygılar
Şey ; oluşumundan çok beklentimiz olup ama tanımlamasında güçlük çektiğimiz kavram serisi .
Şey yapılmasını istememize rağmen ismini hatırlayamadığımız isimler ya da fiiller.
Şey; ismi söylendiğinde komik ya da ayıp kaçacağı sanılan kavramlar.
Şey; kelime dağarcığının zayıflığından kaynaklanan anlatım bozukluğu .
Şey;anlatım esnasında zaman kazanmak için sığınılan kelime.
Örnek bir cümle; şeyi şeyden al,şeye götür Fahriye,şeyi şeyi şeye koyup şey yapsınlar
Bir okul müdürünün kızına kurduğu istek cümlesi.Hepimiz şaşırmış ve Fahriye de dahil hiç birimiz ne dediğini anlamamıştık
Sabah sabah güzel bir yazıyla karşılaşmak doping gibi geldi.Hadi hayırlısı.Hayırlı sabahlar.
neneh. tarafından 25.7.2024 06:33:05 zamanında düzenlenmiştir.
CaNMaYBuL
Şey, insan zihninin tarifsiz boşluklarını dolduran belirsiz bir kavramdır. Varoluşun karmaşıklığını sadeleştirmeye çalışırken sıklıkla başvurduğumuz bir kaçış kelimesidir. "Şey", çoğu zaman bir köprü görevi görür; bilinmeyenin üzerine kurulmuş, iki uçsuz bucaksız kıyıyı birbirine bağlayan, güvenilmez ama vazgeçilmez bir köprü.
"Şey" demek, bir şeyi tam olarak tanımlayamadığımızda ya da tanımlamanın gereksiz bir ayrıntı olduğunu düşündüğümüzde, o boşluğu hızla kapatma çabasıdır. Aslında, bu kelimenin altında yatan, dilin sınırlarını zorlamanın, düşüncelerin hapsolduğu dar kalıplardan çıkma arzusudur. "Şey" demek, anlatamadığımızın özürünü dilin esnekliğine sığınarak sunmaktır.
Hayırlı günlerdikerim,, güzel bir gün olsun. Şeylerin anlam bulduğu, belirsizliklerin aydınlandığı bir gün dileğiyle...