- 463 Okunma
- 8 Yorum
- 21 Beğeni
Bana Kendinden Düşeni Getirin
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
‘Bana kendinden düşeni getirin, kendimden düşen beni ancak kendinden kendini düşürenler anlar çünkü.’
De ki, milyonlarca yıllık bir tecrübenin bir sonucuyum…
Ama tüm mükemmelliğe giden o uzun yol içinde asla mükemmel olunamayacağının anlaşıldığı ilk arıza sonrası yaratılan, ’saklanan gerçekler’ defterinin sol tarafına yazılan bir isim de benim…
Şimdi ben nasıl bir bütün olduğumu iddia edeceğim…
Merakım ve cevapsızlığım, sorularımı gölgede bırakacak kadar çok. Yüksek ihtimal bu depresif halimin sebebi de sadece benim.
Görüyorum tabii, gözlerime giriyor hatta şımarık gerçekler.
Bu yüzden Lütfen! daha fazla beni kandırmaya çalışmayın...
Eminim...
Büyük bir dengesizlik var mükemmel olduğu iddia edilen bu işte. Çünkü matematik ortada, nedense sorma kapasitemin yarısı kadar bile, bilme kapasitesiyle donatılmamışım.
İki bilinmezin el ele verip bir bilinir olduğu hayali bir dünya değil ki burası...
Neyi aradığını,ne olması gerektiğini bile bilmeyen x ve y el ele verip kendi varlığını mı bulacaktı.
Daha neler artık.
Beni kendinize güldürmeyin…
Gözüme sokulanların peşindeyim.
Aynadaki çok belli, acabasız olan sırları arıyorum. Evrenden gizlenmemiş mesajları. Küçük kayaların altına, balıkların yüzgecine, insanların sözlerine bakamıyorum çünkü sorularım çok büyük. Bu yüzden de yakışanı aramak zorundayım.
Ne var yani, cevaplarımın en azından kendi getirdiği sorunlarıyla aynı büyüklükte aydınlanma ile gelmesini beklemek sizce delilik mi...
Kusura bakmayın ama bu konuda deli olan ben değilim...
Hem deliysem ne olacak...
Mecburum, yola devam etmeliyim...
Çünkü...
Aksine takılırsam, biliyorum en katıksız haliyle deliliğe bulanacağım. Akrebin bile bir anlık titremesini Tanrıdan mesaj olarak göreceğim. Geceleri yıldız kaysa, bir deli gibi, Tanrı bana göz kırptı sonunda diye haykırıp, gecenin uykusunun içine edeceğim.
Ah sonrası ne olur şu an düşünmek istemiyorum, yoksa bu korkuyla, geriye kalan kendimden de geçeceğim.
Bu aralar sıklıkla ölmünün katı, sıvı, gaz halini düşünür oldum. Bedenimin kaskatı kesildiğini yavaşça toprakta gevşeyip eridiğini sonunda da buharlaşıp gökyüzüne ulaştığını düşünüp bir an sevinirken, sonra ansızın evsiz kalan ruhumu düşünüp endişeler koması içine giriyorum.
Sonra derin bir offff çekiyorum.
Çünkü ne kadar düşünsem de, cevap gibi gelen cümleler bulsam da kendime, yine de sorular büyüyor, sonuca engel olamıyorum.
Ama bulunan cevapların, daha özgürleştirici bir ruh halini getirmemesini de şiddetle kınıyorum.
Aslında çekip gideceğim..
Veda edeceğim ama...
Veda etmek…için...
Önce merhaba demek gerekir değil mi.
En son güzel bir çiçeği ne zaman selamladım ya da gözlerini açan güneşe ne zaman şükrettim. Bu kadar uzağına düştüğüm hayat için giderken ne söylenir…
Hoş kal,
Hoşçakal,
Nasıl kalırsan kal be,
Canın cehenneme,
Her nerede ve neremde yaşadıysan,,,
Bir daha görüşmeyelim,
Git benden uzak dur,
krkrkrkrkkrrk…..
Lekelememeliler…
Senin de a...na..nı... av...ra...Di.. nı...
Himmm bak bu son seçenek iyi gibi...
Sen ne dersin...
Neyse derin bir soru daha çektim içime...
Evraka!!!
Az önce bir soruma cevap buldum sanırım.
Nefret nasıl büyür insanın içinde…
Biri seni sürekli iteleyip, görmezden gelirse, güzelleri gözüne gözüne sokup sana vermezse…
Olanlar olur.
Sonuçlarına da şaşırmamak lazım...
Neyse ne diyordum…
‘Bana kendinden düşeni getirin, kendimden düşürdüğümün acısını ancak kendinden kendini düşürenler anlar çünkü’
Haydi!!!
Yarası benden olsun, gerisine siz devam edin.
Söylenecek başka da sözüm kalmadı çünkü...
y...
YORUMLAR
"sen içindeki perdeleri kapatıp, ışıkları söndürmüşsündür" diye elimde gazlı lambayla geldim. gelirken ölü gibiydim ama şimdi elektro şok yiyip öyle gideceğim galiba:)
cümlelerin ucunu sanki penseyle kıvıra kıvıra kirpiklerine asmışsın. biri de çıkmış ordan diyo ki "küçükken annem pirincin, mercimeğin taşlarını sürekli ayıklıyordu artık kimse ayıklamıyor. bu taşlar aramızdan tam olarak ne zaman ayrıldı?", nereye kayboldu?
ben yedim anasını satim. onları da yedim. çok güzel yedim hem de...şimdi de kılımı kıpırdatacak halim yok. uzmanlar da buna duygusal yorgunluk diyo.
Ben onu bunu bilmem, madem öyle beni taş devrine gönderin gitsin. "Yabba dabba duuu!" deyip Çakmaktaş'ların arasına karışim. Fred'in göbeğine göbeğimle tokuşturup, Vilma'ya "kızzz şekerim canlı pek bi hoşsun!" diyim. Dino'yu da alim kucağıma sevim azıcık fino'yu...
Bugs Bunny olim ya da...gelene geçene sırıta sırıta dişlerimi gösterip "naaber cınııım! naber arkideş!" deyim napim:)
nerden geldim buralara allanı seversen?
sözün bittiği yerdeyim ben de...
şaka bi yana aslında aklı başında ciddi güzel bi yazı, ince eleyip sıkı dokumuşsun. köşeleri, kıvrımları penseyle iyi tutturmuşsun.
"Lekelememeliler" güzel bi hitap şekli, gitmeden önce şöyle bi gırtlaktan bağırıp diyaframın tozu alınabilir, niye olmasın?
Tebrik ederim Sky, sevgiler çokça...
Gule tarafından 23.7.2024 23:36:39 zamanında düzenlenmiştir.
Gule tarafından 24.7.2024 00:05:06 zamanında düzenlenmiştir.
black_sky
Bizim düşüş hala devam ediyor gibi:)) çukurun dibini bulana helal olsun hatta.
Yorumu okurken öyle takılmışım peşine ben bile göbek tokuşturur gibi bir hareket içerisinde buldum kendimi;)))
" Lekelememeliler" kesinlikle. Gitmeden en güzelinden bağır bağır bağırmalı..
İnsanlar içinde arkasından " lekelimemeliler" diyeceğim. :))
Çokça teşekkürler ederim. Varlığın ne de güzeldir.
İyi varsın canım benim.
Sevgilerimle..
black_sky
Denk düştü dedim içimden:))
Gule
tamam da kişi kendi içindeki çölü göremez ki zira bu göremeyenlerin yarası yoktur onların yaraladıkları vardır nasıl görsünler kör onlar kör
black_sky
Çokça teşekkürler değer kattınız.
Saygı ve selamlarımla.
black_sky
Sevgi ve selamlarımla.
İkilemeler arasına virgül konulmaz. Ne ne veya ne ne de veya ne ya da....
"En son güzel bir çiçeği ne zaman selamladım, ya da gözlerini açan güneşe ..."
Selamladım'dan sonraki virgül olmayacak yani:)
Ben de gece kısa bir yazı eklemişim, aynı hatayı yapmışım, bir de -de eki hatası. :( Yani -de eki hatası yapmışım, başımdan sular döküldü, kendi başımdan.. Gözlerim karardı, yumruğumu sıktım tam pcye bir sağ kroşe çıkaracağım hatam yüzünden....
Baktım nesildaşım yazı yazmış, köpürtücü dedi galiba, biraz okudum iyi geldi.. Sinirim geçti...
Sonra dedim kendime yine biliyorum havalar boğucu, nem berbat yapış yapış, sağanaklar da bir taraftan, sıcağı saymıyorum bile.
Fazla düşündürmemek lazım zihnimizi dedim, tapmamak lazım dedim, cevap da beklememek lazım kendinden insanın, başkasına da sormamak lazım ha keza kendine de sormaması lazım değil mi..
Gitmek lazım be nesildaşım, sadece yaşayıp gitmek.. Lakin bırakmaz insan türü birbirini ya başını ağrıtır ya gözünü nemlendirir ya da işte zihnine örgü örer...Yazının başlığı bile yazı olarak yetermiş aslında:) lakin sistem izin vermiyor biraz klavyelemen lazım diyor.
İşler kesat olunca takılmak lazım biraz yazıya şiire, maaşatanrı bu aralar iyisin 2şer 3er yazı şiir dökülüyor senden, iyi de oluyor.
Haberleri sorma siyasi bunakların yüzünden bu halde edebiyat da zaten bir de kendinden düşenler değil kendini artıranlar yüzünden işte. Tapıcılık zaten bildiğin gibi...Lakin kahvelere zam geliyor bindiriyor kahve çekirdeği üzerine üzerine...
Geçen bir çay kaşığı çay döküm çay tabağına, kuru çay, siyah siyah parçacıklara sordum, ya hu dedim ne diye üst üste zam yapıyorsunuz kendinize..
Çaydanlık cevap verdi, ya hu bırak çay tanesini geçen bir yazı okuyacaktın değil mi, okumaya başladın sonra ne çıktı karşına Dünyevi dedi; hatırlamıyorum dedim, ben hatırlatayım dedi, hatırlat dedim, okumaya başladın bir iki paragraf okudun sonra karşına şu uyarı çıktı: Yazının devamını okumak için abone olmalısınız.
Evet evet hatırladım dedim.. Nasıl hissetmiştin kendini dedi..
Ulan çaydanlık git başımdan ben çay tanesi ile konuşuyorum sen niye araya girdin dedim, kapağını pat diye kaldırıp vurdum, çelik çeliğe vurunca da ses çıkıyor ya...
Aferin dedi, başıma kaktın kapağımı da, sen kendine insan mı diyorsun dedi..
He dedim ben kendime insan diyorum dedim. Köpürtücü girdi araya, hey Dünyevi Nesildaşın yazı yazmış biraz oku da kendinden düş dedi.. Sahi mi dedim, bindirmemiş mi üst üste düşürmüş mü dedim, he dedi, git oku dedi.. Hem biraz klavyelersin dedi..
Tamam dedim, lakin sen de çok konuştun dedim aldım köpürtücüyü elime xini ysini hesapladım simetrikmiş, aferin dedim fiyakalıymış, koydum bardağa bastım düğmesine önceden az şeker kahve ve soğuk su dökmüştüm zaten bardağa köpürttüm de köpürttüm, mix ettim de ettim..
Kahve ve çay tadında güzel düşmeler dilerim nesildaşıma.
Merhaba.. hani hep eyvallah, cüzzz, see you later diyorlar ya... ben de merhaba ile ayrılayım dedim... Bilmem oldu mu..
Merhaba efendim merhaba..
...Y...
Yinsani tarafından 23.7.2024 12:58:03 zamanında düzenlenmiştir.
black_sky
Ben biliyorum. Her şey o ilk acıyla başladı. O aci büyüdü büyüdü ve büyüdü kolaylıkla yaptığım bildiğim şeyleri bile gölgeler oldu. Önce üşendim sonra umursamamaya başladım. Sonunda da unuttum... bazılarını unuttuğumu bile unuttum.
Sanırım 4 gündür aynı şarkıyı dinliyorum.. hiç durmadan . Şarkı 3.5 dk. Den hesapla nesildaşım kaç yüz kere dinleyişim. Ama şunu fark ettim hala sözlerini ezberleyemedim. En çok hoşuma giden ywr dışında nedense bir türlü aklımda kalmıyor gerisi.
Bunama mi acaba ya da başka bir bela mı;))
İkisinden biri de olsa şaşırmam;))
Neyse ne diyorduk. Bu aralar biraz ilham geldi diyelim:)) benim yazıları ve şiirleri bilirsin öznesi ben gibi olsam da acısı genel olur. Bazen bu durumdan yorumlarda da takmayın, savaşın, geçer gibi yorumlar gelmiştir. İnsanlardaki siyah noktayı çok rahat gördüğümü fark ettiğimden beridir yazması da kolay geliyor bana. Siyahı büyütme işi de benim adıma kolay. Bulaştırma islerinde de iyiyim ama kimseye bulaşmıyorum... herkesin Siyahı kendine:))
Neyse uzadı ne dediğimi de unuttum.
Edebiyat dünyası bizi imlanin içinden geçenler olarak hatırlayacak nesildaşım.
Sağlıcakla kalasın.
Yinsani
black_sky
Hava sıcak ama ben üşüyorum…. Bu gün öğlen 12.00/13.00 arası bitirme sınavım var. Bana dua etmenize gerek yok. Zaten kalacağım… Prof. Dr H. Peker , İsa seni LaNetLeSin !!!
Ve ….
elmanın çekirdeğinde bir arıza bulunmuş, ki bu arıza aslında gecenin ortasında kahkaha atan baykuşun sırrıdır. Çıkmaz sokakta kaybolan papatyaların fısıltıları arasında, bir cücenin devasa gölgesi dans ederken, kayan yıldızların peşinden koşan fil birdenbire balerin olmaya karar verir.
bazen bir zürafanın boynunda sallanan yıldızlar, uzay boşluğunda yüzen denizanasının hayallerini süsler. Aynadaki yansıma, aslında kendini uzayın sonsuz karanlığında bulan bir marulun hüznüdür. Marullar ne zaman üzülse, evrendeki tüm kuşlar tersine uçmaya başlar.
merdivenlerin basamakları, her adımda başka bir boyuta açılırken, gökkuşağının altından geçen tavşanlar altın yumurtalar bırakır. Bu yumurtalar, dünyanın en nadir görülen ve en çok aranan gizemli bitkisi olan "zümrüt yeşili maydanoz"u besler.
fakat dikkat edin, çünkü her adımda bir fırtına kopabilir, bir kelebeğin kanat çırpışıyla başlayan kasırga, bir dağın zirvesinde dans eden kar tanelerini yere indiremeyebilir. Bu yüzden, lütfen kalemlerinizi tüyler gibi hafif tutun ve kağıtlarınızda uçan filler çizin. Filler uçmaz diyorsunuz, ama işte o noktada yanılıyorsunuz. Çünkü her şey mümkündür, belki de gerçekten o fil uçmuştur.
gökyüzündeki pembe bulutlar ve denizin altındaki şeker kamışları, birbirine karışan rüyaların aynasında birer yansıma olarak kalacak. Tüm bunların anlamını aramak yerine, sadece gülümseyin ve her şeyin bir anlamı olmadığını kabul edin. Çünkü bazen, en derin cevaplar, en basit soruların ardında saklanır.
black_sky
Öyle ki, gözü kapalı her bir köşesinden haberdar olduğum, her saklanma yerini bildiğim, her karanlık kuytusunda dinlendigim bir yer. Duvardaki tırnak izi kime ait bilirim, dalın ucundan sarkan umut kimin bilirim...hiçbir hortlağı korkutucu gelmez zamanında hepsini koynumda uyuttum. Tabii o yerden korkusuzca ayrılalı da epey oldu ama bir şekilde evim olduğu gerçeğini de inkar etmeye gerek yoktu. Tıpkı herkes gibi...
Bu yüzden resmini çizmek bu kadar kolay geliyor. Bir kahkaha arasında bile haritasını çizebiliyor zihnim.
Yine de pembe çizgili fillerini, uçan balıkları, kanatlarından gökkuşağı fırlayan kuşları görmezden gelmedim. Onların keyfi hep başkaydı.
Kesinlikle kalacağımı bildiğim bir sınava her şeye rağmen girme çabamız gibi. Her şeye rağmen demeye devam ediyoruz...
Başlı başına bir masaldı yorumunuz. Oldukça değerli. Eksik olmayın.
Sağlıcakla kalın dilerim.
Başarılar da tabii.
CaNMaYBuL
Açık konuşmak gerekirse, 2012'den beri bu deftere üç kez geri döndüm. Yazdığım onca yorum arasında aldığım cevaplar arasında bu en iyisi.
Dilinizin etkileyiciliği ve hayal gücünüzün genişliği gerçekten takdire şayan.
Tebrikler!
CaNMaYBuL
Açık konuşmak gerekirse, 2012'den beri bu deftere üç kez geri döndüm. Yazdığım onca yorum arasında aldığım cevaplar arasında bu en iyisi.
Dilinizin etkileyiciliği ve hayal gücünüzün genişliği gerçekten takdire şayan.
Tebrikler!
black_sky
Çokça teşekkür ederim yeniden. Eksik olmayın.
black_sky
Beğenin ve varlığın daha şık ve guxel inan.
Sevgimle.
black_sky
Bir gün umarım aynı kıyıdan karşı kıyıya avaz avaz okuruz...
Sevgilerimle.
Anlayana sivrisinek saz demişler ya
Ha işte akıllarında sivrisineklerin cirit star körler derneği genel kurulu gerçekleştirildi patates üzerinde oyunlar oynanıyor
İlk taşı ilk kendine denetleyen herkes cesettir
Yazının çok şıkti
Sevgimle
Ana loja da görülmek olsun 👁️ yazının baş yapıtı
💫✨🐬🕊️💫
black_sky
Dinlemeyi öğrenmeye başkalarından değil kendinden başlamak gerek bazen.
Varlığın ne de güzeldir. Eksik olmayasın.
Sevgilerimle.