- 163 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
Allah'ım beni iyilerle karşılaştır
Allah’ım beni iyilerle karşılaştır
Çalıştığım dükkanın tabelasında DÜNTAŞ AŞ ÇAMAŞIR EVİ yazıyordu.
Sonradan açılımının Anonim Şirket demek olduğunu öğrenince çok
şaşırmıştım.
Şirket denilince hayalimde canlanan bu ufacık dükkan değildi elbette,
beş metre kare çalışma alanı olan, arkada bir de wc ve çay ocağı bulunan
ufacık bir alan.
Topu topu iki tane çamaşır makinesi var, iki makinenin üzerine
yerleştirilmiş iki de kurutma makinesi vardı. Duvar dibine dayalı çamaşır
katlama masası, yan tarafında da ütü masası. Pres ütü çamaşır katlama
masasının bir köşesindeydi.
Genelde lokanta, fırın, otel çamaşırları gelirdi. Hafta sonları ise askerler
ve öğrenciler doldururdu dükkanı. Kişiye özel çamaşırların karışmaması
için renkli boncuklar kullanırdık, kimin çamaşırı hangi renk boncuk ve
hangi eşyaları var liste tutardık.
İşlerden başımızı kaşıyacak zamanımız olmazdı. Gerçi dört beş yıl sonra
her kurum kendisine ait çamaşırhane kurduğu için işler zamanla
çok azaldı ve yaklaşık beş sene sıkı çalışma sonunda işler aniden
durduğunda patron iş yerini kapattı başka bir alana, emlak işine geçti.
Patronun o kadar çok misafiri olurdu ki onca iş arasında sanki
çay ocağı işletir gibi gelene gidene çay servisi de yapardık.
Onun oturduğu alan ile bizim çalıştığımız alan arasında tepeden aşağıya
kadar inen beyaz, kalın bir perde vardı. Makine buharları,
özellikle kurutma makinelerinin dışarıya vurduğu sıcaklık ve ütü başında
ter içinde çalışır fakat o perdeyi açtıramazdık.
Hafta içi olmak şartı ile haftada bir gün izin kullanıyorduk.
Sigorta başlangıcımızın olması bizi aldığımız ücretten daha çok
sevindiriyordu.
Bazı çamaşırların inatçı kirleri olduğu için onları büyük leğenlerde
ıslatır ve bir gün bekletirdik. Özellikle beyaz renkli çamaşırları.
Elde biraz çitileyip makineye öyle atardık. Ellerimizdeki eldiven bile
parçalanırdı, elden gelen bir şey yoktu. Ailemin durumu iyi değildi.
Çalışmak zorundaydım.
Bu elde çitileme sırasında elimin üzerindeki ufak bir açık yara
mikrop kapmış, kolumun yukarısına doğru yol yapıp dirseğimin
iç tarafında kocaman bir yaraya sebep olmuştu.
Elime geçen merhemi sürüyordum ama yara geçeceğine daha da azıyordu.
Bir gün yine patronun arkadaşlarından diş hekimi Hikmet beye çay
veriyordum, kolumu tuttu ’’Bu ne kızım böyle hem de bu vaziyette,
kangrene mi çevireceksin, bu ne hal, kendine acımıyorsun,
karnındaki çocuğa da mı acımıyorsun?’’ Dedi.
Ortam buz gibi olmuştu, herkes sus pus birbirine şaşkın şaşkın bakınıyordu.
’’Hamile bu kız’’ Diye açıkladı tekrar.
Ben arka tarafa geçtim, yüzüm perdenin rengi gibi bembeyaz olmuştu.
Patron konu hakkında hiç konuşmadı, arkadaşı ile biraz daha sohbet
ettikten sonra onu yolcu etti.
Ben perdenin arkasında korku ile bekliyorum, perdeyi eliyle araladı
’’Gel bakalım buraya’’ Dedi. Haliyle olayın iç yüzünü öğrenmek istedi.
Bende patronun oğlu ile yaşadığımız aşkımızdan ve bir anlık gafletimizden
bahsetmek zorunda kaldım. Beni güzel güzel dinledi.
Bir müddet sessizce düşündü. Sonra benimle konuşmaya başladı.
’’Bak kızım, bu karnındaki çocuk benim torunum olacak madem, makul bir
yol bulalım. Seni hemen isteyelim, telli duvaklı gelin edelim,
kimse mahcup olmadan çıkarız bu işin içinden inşallah’’ Dedi.
O kadar korkmuşum, o kadar gerilmişim ki birden boşalarak
sevinç göz yaşları dökmeye başladım.
Bundan gerisi kız istemeler, aile arası yemekli bir düğün, kayınbabamın
bize verdiği eve yerleşme gibi meşguliyetlerle geçti günler.
Daha önce bahsettiğim gibi, çamaşırhane işi vadesini doldurunca
emlakçılığa başladı eşim ve babası.
Ben hem sekreterliklerini yaptım, hem çocuğuma baktım orada.
Emlak bürosu bir apartman dairesiydi, her türlü konforu olunca
çocuğumu da rahatça büyütebildim.
Ben şanslıydım, bu şansıma her gün dua ettim. Çünkü hayatta çok
kötü örnekler de vardı, benim başıma da gelebilirdi. Bu nedenle
Her namazımda ’’Allah’ım beni iyilerle karşılaştır’’ Derim ve bol bol
şükranlarımı sunarım.
(Bu bir kurgudur. Kendi mesleğim başkadır.)
Müjgân Akyüz Dündar
YORUMLAR
Ne güzel bir duadır zaman zaman bende ederim bu duayı ''Allah'ım bizi iyiler ile karşılaştır merhametsizleri bize musallat etme, kötülerden şerlilerden uzak tut bizleri.'' diye dua ederim... Güzel bir öyküydü kutlarım Müjgan Hanım...
Müjgan Akyüz
''Allah’ım beni iyilerle karşılaştır'' Yürekten amin.
İnsanın, kötü yanları bu dünyaya egemen olmasın.
Ve annemle babamın eskiden anlattığı masallar gibi, iyi ve doğru laf eden insanların kolkola yaşadığı, sıcak dost gülüşleri gözümün önünden gitmesin dilerim.
Sevgilerimle