Özgelişim Dostluğu Devamlı Yapar

• 16 Temmuz 2024 Salı 13:00:25

ÖZGELİŞİM DOSTLUĞU DEVAM ETTİRMEKTİR
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Uzun bir aradan sonra sana mektup yazmak için yeniden oturdum masaya. Kalemim ve defterim de senin gibi mektuplarımı özlemiş. Bana sevgi ile bakıyorlar. “Hadi bizim aracılığımızla özgelişim yolcusu daha doğrusu delisi dostuna yaz da, bizde bu güzel mektubun aracısı olarak sevinelim, mutlu olalaım. Bizde özgelişimi daha iyi öğrenelim, anlayalım” diyorlar sanki. Kağıt, defter kalem anlıyorda insan anlar mı bilemem?
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Düğünler, seyahatler, sınavlar, dostlarla sohbetler araya girince sana mektup yazmaadım ama heybem bu düğünlerde, sınavlarda, seyahatlerde, dostluklarla sohbetlerde yeniden bilgi ve sevgi malzemeleri ile doldu ve ben de sana bu mektubumda bunların tecrübesini aktarayım dedim.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Düğünlerde ve seyahatlerde gördüm ki, çocuklarının birbirini sevmesi ile tanışarak dost olanlar bu dostlukları devam ettirince akrabalarda dost olarak kaynaşıyorlar. Yeni kurulan ve samimiyetle devam ettirilen bu dostlukları kurmak inan beni çok mutlu ve bahtiyar etti. Her yeni tanıştığımız insanı “edebi dostluk” larak algılıyorum. Neden? Özgelişime inanan, faydasını yaşayan insan olarak.
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Çok kişi ile tanışıyoruz. Bazen gençler “ne güzel her zaman gelelim” diyorlar. Kitaplar, defterler , kalemler hediye ediyorsun. Bir de bakıyorsun ki, ne gelen var ne giden, yolda seni görse görmemezlikten geliyorlar. Nedir bu ? Önyargılar ve seni sevdiğini zannederek danıştığın insanların önyargıları. Dost bildiğin bizi sevmediyse ya da kıskandıysa seni de, beni de sözde dost olarak yanlış anlatıyor . Halbuki kendi iradesi ile dost seçenler, dost seçiminde daha isabetli oluyorlar ve daha çok faydalanıyorlar.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Hayatta şuna da çok rastlıyorum. İnsanlar özür dilemenin küçüklük olduğuna inanıyorlar. Bazen ani tepkilerinin, öfkesi geçtikten sonra, ne kadar saçma olduğuna inanıyorlar ama karşıdaki insandan özür dilemediklerinden, hatta onları suçladıklarından dolayı sadece “özür dilerim” kelimesini samimiyetle söyleme cesareti ve özgüvenini gösteremedikleri için gerçek dostlarını kaybediyorlar ve bunu da kabullenemiyorlar. Ben özür dilemeyen dostlardan uzak kalınca onların yokluğunu hissetmemeye başladım. Hep isteyen ama hiç vermeyen, işine gelince de seni azarlamaya terslemeye bakan insanlardan uzak olunca hayat daha güzel, gelişim daha hızlı. Varsın bazıları da fark etmesin.
Sevgili Özgelişim Yolcucusu dostum,
İşte özgelişimin amacı da bu olumsuzlukları insanlara yazarak, anlatarak olumlu hale dönüştürme sanatı ve gayretidir. Önce özü geliştirerek bunu söz ve davranışlara dökerek gerçek dostları da geliştirme sanatı. Bunu daha samimiyetle yaparsak dostlukların daha uzun ömürlü olacağına ve hatta ömür boyu süreceğine inanarak bunu sana yazıyorum işte. Senle benim 40 yıllık dostluğumuz bunu göstermiyor mu ? Uuzn dostluklar yaşayanlar bunu daha iyi anlar.

Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Dostluklar çocuk gibidir. Ne kadar özen gösterirsek, sevgimizi doğru sunarsak, bilgimizi doğru yerde kullanırsak, dostumuz üzülmesin diye sevmediği hareketi yapmaz ve sevmediği espri ve sözleri yapmazsak uzun ömürlü olur. Çocuklarımızla ilişkilerimizde böyle olmuyor mu sanki ? Anne ve baba çocuklarını gerçekten sever, gerçekten eğitirse, güzel örnek olursa çocukları da anne ve babalarına o kadar bağlı olmuyor mu ?
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Dostluk da iletişim gibi iki yönlü süreç. İletişimde de iletişim iki taraftan birinin mesela öğretmen öğrenci ilişkisi gibi birinin faydasına olmuyor, sadece zaman geçiyorsa, o dsotluktan öte, zamanı harcama boşa geçirme yöntemi olarak kalıyor. Bir taraf gelişip de öteki taraf gelişmez, okumaz,özgelişime önem vermezse, hep aynı veya benzer konuşmalar olursa sıkılıyor ve uzaklaşabiliyor. Çoğu zaman karşı taraf bunu anlamaz ve “burnu büyüdü “ diye kendince yorum getirir uzaklaşan muhatabı için. “Ben ne yaptım da benden uzaklaştı” diye düşünmez. Çünkü özgelişim içinde değildir. Hep giden suçlanır kalanlarca...
Sevgili Özgeilşim Yolcusu dostum,
Dedim ya yaşımız 60’a yaklaşsa da, her yaşanılan , çoğunun eğlence dediği düğünlerde yeni yeni tanışılan dostlar, bence hayatta kazanılmış gizli hazinelerdir. Tabii konuşmalar, muhabbetler sadece orada kalmazsa. İki taraf için de aynı niyetle devam ettirilmek istenirse. Çünkü dediğimiz gibi dostluğun gelişmesne iki taraf da emek verecektir. Dostluklar evliliklerde de böyle değil mi ? Zamanla değişen şartlar da sevgileri alıp götürmüyor mu? Dostluğun arkasında cesaretle duramazsan sonuç hep böyle hüsran olmuyor mu ? Biz ise empati yaparak, ömür boyu dost kalmaya karar verdiğimiz için hep dost kalabiliyoruz.
Değerli Özgelişim Yolcusu dostum,
Uzun dostlukları, evlilikleri, filmlerde, romanlarda, dizilerde izliyorum. En çok da çevremde, hayatta olanlara bakıyorum. Benim için bir düğün, bir cenaze, bir etkinlik, her zaman hayatta alınacak dersler, edinilecek dostluk umudu demektir.
Sevgili dostum,
Aslında özgelişim içinde kurulan dostluk bir Ünüversitedir. Sen ve ben Üniversitenin Hocası isek senin, benim arkadaş ve dostlarımız, çocuklarımız, akrabalarımız, iş arkadaşlarımızda bu Üniversitenin öğrencileri değil midir? Tabii öğrenmek isterseler, bu mektupları okursalar. Peki ne kzanacaklar okuyunca. Bilinçli bir özgelişim elde edecekler. Sence etmeyecekler mi?
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Sabırla dostluklarımızın uzun ömürlü olmasına gayret edeceğiz. Kimseyi de dost olmaya ya da dost kalmaya zorlayamayız ki. İnsanlara hoşgörü de bulunmak da bizim görevimiz. Ama bunu suistimal edene de hoşgörü olmaz ki. Değişmek istemeyen ve değişime kapalı olanlarla mesafeli dostluk en güzelidir.
Sevgili dostum,
Seni ve sana yazmayı özlemişim işte. Gene içimden gelenler kalem ve defter aracılığı ile mektup olarak su akar gibi akarak sana ulaştı. Bu temiz sudan sen ve ben de içerek rahatladık. Bilgi ve sevgi ile Hidrojen ve oksijenin bir araya gelmesi gibi oldu. Su hayattır. Değerini bilmek lazım değil mi? Dostluklarda hayattır. Su bedeni, sevgi ve bilgi ruhu besler. Noksanlığı hayati tehlike olur.