NE OKURSAN OKU NE YAZARSAN YAZ, YETER Kİ HEM OKU HEM YAZ
Dünyaya gelir gelmez usta bir sinema oyuncusu olan bebek yoktur, değil mi? Ya da usta bir yazar veya şair veya mühendis vs. Örnekler çoğaltılabilir.
Zamanla, kendini geliştirmek istediği alanda uzmanlaşması mümkündür insanın. Her şey kararlılık ve disiplinle odaklanmaya bağlıdır.
Fakat bizler çok kolay bir şekilde eleştirip hatta yerden yere vurabiliyoruz çabalayan insanları bazen. Tıpkı maç izleyen bir fanatiğin gol kaçırdı diye futbolcuya demediğini bırakmadığı gibi...
Bu kesinlikle doğru bir davranış değildir; ne bekliyoruz? Ne istiyoruz? Herkes biz istedik diye profesyonel olmak zorunda mı? Herkes Mevlana gibi Yunus gibi yazmak zorunda mı mesela?
Özgürlük denince ne anlıyoruz? Yazan bir insanın kime ne zararı olabilir? Bir şeyler karalamak, yazmaya çalışmak için çaba harcayan insanları alkışlamak gerekir diye düşünüyorum üstelik.
Kitap okuma oranının yerlerde olduğu ülkemizde yazmaya çalışan insanları görmek en azından kardelen etkisi yaratıyor. Elbette zamanla okudukça, yazdıkça insanlar daha güzel şeyler ortaya çıkaracaktır.
Her okuduğumuz şiirde hece mi sayalım? Kafiyesine, redifine mi bakalım? Ya da her okuduğumuz yazıda giriş, gelişme, sonuç analizi mi yapalım?
Bu tip analizleri ancak öğrencileri sınava tabi tutan öğretmenler puan vermek için yapabilirler. Akademik bireyler yetiştiren kurumlar yapabilirler. Peki biz ne sıfatla insanları yargılıyoruz? Olmaması gereken yerde, bir şeyler yazan insanların -ki bana göre yazan insan aydın insandır- olduğu yerde şahsi taşlamalar yapmak oldukça yakışıksız bir davranıştır.
Az da olsa, acemice de olsa belki birkaç kelimeyi yan yana getirmek zor bile olsa yazmaya çalışmalı, çokça okumalı diyorum ve çok sevdiğim birkaç satırla yazıma son vermek istiyorum:
"...Hoşgör bu çiçekleri hatta bu kuru dalı
Bunlar yabanın değil kendi bahçenin malı
Varsın küçücük olsun fethin
Fakat bil onu fetheden sensin..."
-Mustafa ÖzTürk #mstfztrk