- 145 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BAHAETTİN KABAHASANOĞLU'NDAN "KALBİM SENİNLE, 61 KERE"
M. NİHAT MALKOÇ
Karadeniz’in incisi Trabzon şair, yazar, ressam; genel anlamda söylemek gerekirse sanat erbabı bakımından Türkiye’nin en bereketli topraklarının başında geliyor. Bu şehir her alanda olduğu gibi sanat alanında da farkını fark ettiriyor büyük küçük herkese. Trabzon’un sanat alanındaki önemli isimlerinden, kalem erbaplarından biri de, yazdığı birbirinden kıymetli kitaplarla bu alandaki rüştünü herkese ispatlayan Bahaettin Kabahasanoğlu’dur. Türkçeyi ustaca kullanan Kabahasanoğlu bugüne kadar hikâye, roman, deneme, şiir, tiyatro (oyun) ve hatıra türlerinde birbirinden değerli onlarca eser bıraktı bu ülkenin okumayı seven güzel insanlarına. Dilerseniz onu, siz kıymetli okurlara kısaca tanıtmaya çalışalım.
Birçok türde kalem oynatan Bahaettin Kabahasanoğlu, 1959 yılında Trabzon’un Yomra ilçesine bağlı Çınarlı Köyü’nde doğdu. Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler Bölümünü bitirdikten sonra öğretmen ve idareci olarak Kahramanmaraş, Trabzon ve İstanbul’da görev yaptı. Malatya, Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerinde bulundu. Görevi esnasında edebî çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Kültür, sanat ve turizm hakkındaki yazıları yerel ve ulusal basında yayımlandı. Haftalık radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. "Yuva" adlı TV dizisinde senarist olarak yer aldı. "Tatlı Şubat", "Haskız", "Beşik Kertmesi", "Yağmurcan ile Bircan" ve "Ormanya" (Devlet Tiyatrosu repertuarında) adlı oyunları sergilendi. "Gelibolu/Son Kahramanlar", "Meddahın Gözyaşları", "Karadeniz/Dansın Doğduğu Deniz", "Bir Bakanın Randevu Defteri" ve "Anka" yazarın diğer kayda değer eserleridir. "Bu Toprağın Çocukları" müzikali İstanbul AKM, Mydonose Showland ve Ankara MEB Şûra Salonu’nda sergilendi, 30 binin üzerinde izleyiciye ulaştı.
Eğitimci-yazar Kabahasanoğlu edebî değeri olan özgün eserler üretmeyi seven başarılı bir insan, başarılı bir ediptir. Kalemin hakkını fazlasıyla veriyor kendisi. Öğretmenlikten geldiği için Türkçe hassasiyeti üst düzeyde olan ve yazdığı her cümlede bunu kanıtlayan eğitimci-yazar Bahaettin Kabahasanoğlu’nun bugüne kadar yayınlanmış eserlerini şöyle sıralayabiliriz: "Aksüt" (Hikâye, MEB Yarışma, 1993), "Denizlerin Dağların Çocukları" (Deneme), "Nesini Seviyorsun" (Şiir), "Yetişmeyen Yetişkinler" (Araştırma -İnceleme), "Toplu Oyunlar" ( Oyun), "Dün Çok Kötü Bir Şey Oldu" (Fantastik Roman), "Fujiwara / Kubilay’ın Kılıcı" (Fantastik Roman), "Kurnaz Tilki ile Toprak Ana" (Çocuk Oyunu), "Altın Saçlı Kahraman" (Anlatı), "Özgecan / Çarşamba Perisi" (Anı), "Thecla / Şifacı" (Roman), "Seni Sevdiğimi Kimseye Söylemedim" (Roman), "Naz Makamı" (Fıkra-Köşe Yazıları), "Kalbim Seninle 61 Kere" (Fıkra-Köşe Yazıları)
Eğitimci-yazar Bahaettin Kabahasanoğlu, kamu hizmetleri gereği uzun yıllar doğduğu topraklardan uzaklarda gurbet hayatı yaşamak mecburiyetinde kaldı. Kırk yıllık kamu hizmetinin ardından o artık emekli oldu ve çok sevdiği topraklara, maviyle yeşilin sarmaş dolaş olduğu Trabzon’a kesin dönüş yaptı. Günebakış gazetesindeki köşe yazısında bu durumu şöyle ifade etmiştir: "Zaman zaman kitap fuarları, imza günleri ve söyleşiler için ayrılsam da yerim yurdum "Şana Taka" artık. Gemi gibi bir köy kütüphanesi... Köşe yazılarımı, romanlarımı, oyunlarımı burada yazıyorum. Kırk yılı aşkın yurdumuzun değişik bölgelerinde görev yaptıktan sonra memleketteyim. Dünyanın en güzel köşesinde."
Eğitimci-yazar Kabahasanoğlu okumayı ve yazmayı temel ihtiyaç olarak gören ve bu yolda bir ömür harcayan velut bir kalem olarak dikkat çekiyor. Kendisi bunu ispatlarcasına doğduğu köy olan Çınarlı’da "Şana Taka "adlı bir kütüphane binası inşa ettirmiş, bugüne kadar biriktirdiği kitaplarını orada, okumayı seven herkesin istifadesine sunmuştur. Evli ve iki çocuk babası olan yazar; büyük zorluklara katlanarak, kendinden fedakârlık ederek inşa ettiği taka görünümlü "Şana Taka" adlı kütüphanede edebî çalışmalarını kararlılıkla sürdürmektedir.
Daima yenilik peşinde koşan ve üretken bir insan olan Eğitimci-yazar Bahaettin Kabahasanoğlu, bu aralar "Ruhun Gemisi/Şana Taka" isminde dijital bir dergi çıkarmaktadır. Üç ayda bir yayımlanmakta olan derginin son olarak beşinci sayısı okuyucuyla buluşmuştur. Dergide başta Trabzon olmak üzere, birçok edebî konuda yazı ve şiirler yayımlanmaktadır.
Bugüne kadar birçok özgün kitaba imza atan Bahaettin Kabahasanoğlu, aynı zamanda yerel gazetelerde kalem oynatan bir köşe yazarıdır. Yıllardan beri Trabzon’da Günebakış gazetesinde sanattan spora, yerel gündemden dünya gündemine, turizmden sanayiye, eğitimden siyasete, tarihten edebiyata kadar hemen her konuda kalem oynatmaktadır.
Değerli yazar Bahaettin Kabahasanoğlu, roman ve tiyatro yazarı... Trabzon’un Yomra ilçesinde yaşıyor. Kendisi Şana Taka Kütüphanesi’nin kurucusudur. Bu yaz Bahaettin Kabahasanoğlu’nun büyük bir nezaket örneği sergileyerek adıma imzaladığı "Kalbim Seninle 61 Kere" isimli kitabını okuma sırasına koydum ve ilk fırsatta okudum.
Eğitimci-yazar Bahaettin Kabahasanoğlu’nun "Kalbim Seninle 61 Kere" isimli kitabı "AZ Kitap" tarafından kıymetli okurlarıyla buluşturulmuş. Birbirinden kıymetli 81 yazıdan meydana gelen kitap 256 sayfa hacminde tadımlık değil doyumluk bir eser. Kitaptaki metinlerin kimi makale, kimi deneme, kimi fıkra, kimi hatıra, kimi spor yazısı olma özelliği taşıyor. Söz konusu kitap 2019 yılının sonunda basılmış ve okuyucuyla buluş(turul)muş. Yani neredeyse beş sene geçmiş o günden bugüne kadar. Fakat kitaptaki metinler gazetelerde yayımlanan yazılar olmasına rağmen kahır ekseriyeti güncelliğini kaybetmemiştir.
"Kalbim Seninle 61 Kere" isimli kitap, yazarın yukarıya aldığım başarılı yaşam öyküsüyle (biyografisiyle) başlıyor. Devamında "İçindekiler" kısmı yer alıyor. Kitabın ilk yazısı, kitaba da adını veren "Kalbim Seninle 61 Kere" başlıklı metinle başlıyor. Bu ilk yazıda Trabzonluların, şehrin plaka numarası da olan, 61 tutkusuna yer veriliyor.
"Kalbim Seninle" adlı kitapta şehrin kültüründen coğrafyasına, sporundan (doğaldır ki buradaki spor baştan sona Trabzonspor) sanatına, şehrin değerlerinden değerlilerine kadar hemen her konuya değiniliyor. Kitapta şu yazı başlıklarına yer veriliyor: "Kalbim Seninle 61 Kere", "Trabzon Dedikleri", "Boğulursanız Sakın Eve Gelmeyin", "Trabzon’u Kaybetmek", "Gemiler Geçmiyor Allı Yeşilli", "Cazılar Deresi", "Sporun Efendisine Veda", "O İş Cepte", "Veliaht Prens’ten Kurbağa Prens’e", "Bronson’dan Trumpson’a", "Unutursan Unutulursun", "Gözyaşı", "Gürültü", "Doğarken Yan Yana, Ölürken Yan Yana,Yaşarken..", "Trabzon Tarih Müzesi", "Muhibbî", "Trabzonlu Kanûnî", "Kuzey Yıldızları", "Baraj Altında Kalmak", "Asi’nin Sümbülle İmtihanı", "Hoşça Kal Suriye", "Gençlerle Şampiyonluğa", "Salı", "Seni Çöpe Atacağım Poşete Yazık", "Yoksa", "Ziraat", "Evcil İnsan", "Boyacı", "Kötü Hava Şartları", "Hal’den Anlamak", "Merkel, Macron, May ve Maduro", "Altyapı", "Venezuela, Vuvuzela Değil", "Dünyanın Gazını Almak", "Kambura Yatmak", "Trabzon Hurması", "Trabzon’u Kurtarmak", "Eski Mahallemiz", "Çakıl Taşları", "Kadının Adı Var", "Bursa’da Zaman", "Özledikçe Yaşıyormuş İnsan", "Satın Alma Departmanı", "Yolsuz Yolculuk Yapmak", "Yüzyıllık Çınar", "Av Yasağı", "Çelik Çomak Cennetimiz", "Hocam Okulumuz Yıkılmış", "Mevsim Geçişleri", "Ya Bi Dur", "Karşıya Geçmek", "Fitne Filtre", "Saçlarından Bir Tel Aldım", "Tatil 3 Gün Olsa", "Keşke Kıymasaydık Kıyılarımıza", "Bana Bir Mektup Yaz Anne", "Varyemez", "Bırakalım Bu İşleri", "Yeni Zelandalılaştıramadıklarımızdan mısınız?, "Su", "Eğitime Yatırın", "Tatil Sendromu", "Zela Teyze", "Bugün Aslında Dündü", "Hop Hop Hop Altın Top", "Dere Geliyor Dere", "Doğu Akdeniz", "Torul Teras", "Demir Almak", "Kırıp Dökmeden", "Türk’ün Türk’le İmtihanı", "Bu Eller miydi?", "Patavat", "Pragmatik", "Mekânın Yeni Sahibi", "Toz", "Kadınlar İnsandır Biz İnsanoğlu", "Elimden Tutun Beni de Okutun", "Vanlı Ahmet Onbaşı", "Şaka Gibi", "Aşağı Almak"
Hepimizin malumudur ki gazete yazıları belli zaman aralıklarında güncelliğini koruyan metinlerdir. O zamanın dışına çıkıldığında bu yazılar bir anlamda ölür. Fakat Kabahasanoğlu’nun yazıları hem güncel hem de değil. Daha doğrusu bir yönüyle günceller bir yönüyle de kalıcılar. Güncel yazılarda (fıkralarda) bunu başarmak her yazarın harcı değildir. Aradan beş sene geçmiş olmasına rağmen "Kalbim Seninle 61 Kere" isimli kitaptaki yazılar güncelliğini koruyor. Daha doğrusu yazıların muhtevasında ele alınanlar bugün de hayatımızdan çekilmiş değil. Bu hem iyi hem de kötü. Yazar için iyi ama toplum için kötü. Demek ki beş sene evvelki sıkıntılar çözülmüş değil hâlâ aynı meselelerle meşgul oluyoruz. Yazar açısından iyi; çünkü yazar meseleleri ele alırken kendini aktüaliteyle sınırlandırmıyor.
Kıymetli dost kalem Bahaettin Kabahasanoğlu iyi ki bu 81 yazıyı "Kalbim Seninle 61 Kere" adıyla kitaplaştırmış. Şayet bu birbirinden kıymetli yazılar kalıcı bir kitap hâline getirilmeseydi, tozlu gazete köşelerinde (sadece belli başlı arşivlerde) kalsaydı yerel kültürümüz ve bölgemiz açısından büyük bir ziyan olurdu. Sonraki nesiller bu yazılarda dile getirilen eksikliklerden veya takdire şayan iş ve eylemlerden haberdar olamazlardı.
"Kalbim Seninle 61 Kere" kitabındaki yazılara baktığımızda yazıların çoğunun Trabzon’la ve Trabzonspor’la ilgili olduğunu görüyoruz. Bu aslında hiç de şaşılacak ve yadırganacak bir durum değildir. Çünkü bir yazar düşünün ki tepeden tırnağa kadar yerli kültürle beslenmiş, bu kültürü 7/24 yaşıyor ve yaşatıyor. Böyle bir memleket sevdalısından bunları değil de neleri yazmasını beklerdiniz? Bu, eşyanın tabiatı gereği böyle olmalıydı, nitekim öyle de oldu. Fakat Kabahasanoğlu, Trabzon’u ve Trabzonspor’u anlatırken sıradanlığı aştı, edebî bir üslûp kullanarak meseleleri renkli ve gösterişli bir hâle büründürdü.
Yazar Bahaettin Kabahasanoğlu "Kalbim Seninle 61 Kere" kitabının arka kapağında Trabzon’a olan sevgisini (buna tutku dersek daha doğru olur.) bakın nasıl anlatıyor: "Seviyoruz bu şehri. Hem de öyle böyle değil. ‘61’ bizim için bir plakadan daha fazlası. Rengimiz, ruhumuz, her şeyimiz… Başka kentlerde yaşasak bile plakaların sonuna eklemeye çalıştık. Telefon numaralarımızda olsun diye neler yapmadık ki? En ücra köşede bu plakayı görsek... Ya da ‘Bize Her Yer Trabzon’ yazısını… Selâm veririz, çay kahve ısmarlarız. Kırk yıllık dost gibi “Bir şeye ihtiyacın var mı?” diye sorarız. ‘61’e hastayız. Bu yüzden 61. dakikada yıkılır stadyumlar. Başka takımlarda oynasalar bile 61 sırt numarasını gururla taşır bizim çocuklar. Kırmızı beyazın gölgesinde yaşanan bordo mavi bir aşk hikâyesi bu… Biz sana mecburuz Trabzon, kalbimiz seninle 61 kere. Bahaettin Kabahasanoğlu, Trabzon’dan başlayarak büyülü bir yolculuğa çıkarıyor sizi. Karadeniz’den, yedi bölgemizden ve dünyanın dört köşesinden tadımlık hikâyeler anlatıyor. ’61 sana yakışmış Trabzon, sen Türkiye’ye’ diyor. Trabzon’u okumanın şimdi tam zamanı… Anlamanın, yeniden fethetmenin…"
Ben de eli kalem tutan bir kalem erbabı olarak; bu şehirde doğan, bu şehirde doyan, 15 sene bu şehirde okuyan, çeyrek yüzyıl boyunca bu şehirde okutan (öğretmen), yıllarca bu şehri anlamaya ve anlatmaya çalışan bir eğitimci olarak büyük bir keyifle okudum "Kalbim Seninle 61 Kere" kitabını. Bazı yazıları birkaç kere sindire sindire okuma ihtiyacı hissettim.
Bu kitapta da görüldüğü üzere, görünen o ki eğitimci-yazar Bahaettin Kabahasanoğlu Karadeniz’in kıyıcığında doğduğu ve doyduğu mavi gözlü, yemyeşil elbiseli şehrini seven ve sevdiren, bu şehirle özdeşleşmiş bir kalem olma yolunda hızla ilerliyor. Yazılarını yürek kalemiyle, adeta bir kanaviçe işler gibi, inci inci işliyor satırlara. Duygular dudaktan değil yürekten çıkıyor. Onun için de yürekten çıkan duygular direkt yüreğe intikal ediyor.
Eğitimci-yazar Bahaettin Kabahasanoğlu’nun "Kalbim Seninle 61 Kere" isimli kitabını tanıtırken hep Trabzon’u ve Trabzonspor’u merkez alsak da kitapta sadece bu konulara değinilmiyor. Türkiye’den ve dünyadan da pek çok mesele söz konusu kitapta irdeleniyor, kritikleri yapılıyor. Yani demem o ki bu sadece Trabzon merkezli bir kitap değil. Kitapta Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da kendi konsolosluğunda kaybolması (öldürülmesi) olayından Türkiye’de casusluk yapan Papaz Brunson’un tutuklanması olayına, Suriye’de yaşananlardan Merkel, Macron, May ve Madura gibi dünyaya yön vermeye çalışan dünya liderlerine kadar birçok ulusal ve uluslar arası meseleye yer veriyor. Yani yazar çok kere sınırları zorluyor.
Yazar Bahaettin Kabahasanoğlu, Yavuz Donat tarzı kısa ve öz yazıyor. Okuyucuyu sıkmıyor. Yazının posasını ayırıp, özünü okuyucuyla buluşturuyor. Bence fıkra türünde yepyeni bir yol açıyor. Bu yazarın ve yazılarının İletişim Fakültelerinde okutulması gerekir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.