- 237 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
YENİ ZİHNİYET, VE ESKİNİN SAVAŞI
YENİ ZİHNİYET, VE ESKİNİN SAVAŞI
YENİ Türkiye’nin yeni zihniyetine karşı eski zihniyetin direnci kırılamamıştır henüz. Eski zihniyet Yeni Türkiye’ye baştan beri karşıdır ve onu engellemek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Beyaz Türkler dediğimiz eski Türkiye’nin yönetici asil ve aristokrat sınıfı tüm güçleriyle bu yeni gelişme savaş açmış durumdadır.
Gezi olayları, yargı ve Ergenekon darbeleri hep bu savaşın dışavurumudur. Bu savaş kolay kolay bitmeyecek, en ufak bir fırsatta ortaya çıkıp kendini gösterecektir. Yeni Türkiye’yi kuran iradenin zaaflarını her fırsatta dış düşmanla birleşerek kollayacak, bulduğu her uygun ortamda saldırmaktan, tüm güçlerini ortaya koyarak savaşmaktan geri durmayacaktır.
Hem de ne pahasına, yok olmak, kaybolmak, toptan imha olmak pahasına. Çünkü onlar zaten bu yeni Türkiye’nin saltanatlarını yıktıklarının farkındalar ve sıradan birey gibi mücadele etmek, hayatta bu şekilde yer almak onlar için ölmekten beterdir. Bu yüzden kati bir düşüştense, ucunda bir ihtimal dahi olsa eski düzenin geri gelmesi karşılığında intihar denebilecek bu denemeyi yapmaktan geri durmayacaklar.
Eski yönetimde ayrıcalıklı kesim kimlerdi? Burasını iyi tahlil edersek olayı daha iyi anlayabiliriz. Bunlar Tanzimat’tan beri kurulu düzene başkaldıran Jön Türklerdir. Daha sonra İttihat Terakki diye teşkilatlanmış şer ocağıdır ki masonlukla iç içedir.
Asıl gücünü Yahudi dönmesi Sabataist’lerden alır bu şer güçler.
Osmanlıyı yıkıp yerine bir sürü devletçik oluşturan dünya şer odaklarıyla iç içe yaşayan bir azınlıktır. Kısa zamanda yönetimi ele geçirmiş, milletin kanını emmiş, ülkeyi badirelerden badirelere sürüklemişlerdir. Koca imparatorluğu kısa zamanda batırmışlar, Misak-i Milli sınırlarının kurtuluşunda bile savaşın arka cephesinde karşı işlere koyulmuş, savaştan sonra ise Cumhuriyet Halk Fırkasına üşüşerek ülkenin en önemli mevkilerine yerleşmişlerdir.
Sanatçı, siyasetçi ve bürokrat olarak ülkenin en hakim noktalarına üşüşen mason, Sabataist karışımı kesim (Onlara isterseniz beyaz Türk deyin, isterseniz Mutlu Azınlık, fark etmez) yıllardır ülkenin kaynaklarını dış güçlerle birlikte sömürmüşler, ülkeyi geriliğe, halkı açlık ve sefalete mahkum etmişlerdir.
Halk savaşta şehit vermiş, gazi olanlar da yaralı olarak köyüne dönmüş, yöneticilerin baş gösteren zulmü karşısında boynunu bükmüş, denenen demokrasi olanaklarıyla başkaldırmaya çalışmış, ancak her on yılda bir yapılan darbelerle sindirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca dış güçlerin desteklediği, sağ sol çatışmalarıyla acılara gark edilmiş, sürdürülen sömürüye karşı uyanmaları önlenmek istenmiştir. Yıllar süren terör belasıyla halk iyice ürkütülmüş, büsbütün sahipsiz bırakılmak istenmiştir.
Ancak meydana gelen ve sömürünün dibe vurması anlamına gelen krizler sonucu halk uyanmış, her ne pahasına olursa olsun kendi içinden çıkan kurtuluş hareketlerine destek vermiştir. İşte Yeni Türkiye budur. Menderes, Özal, Erbakan ve en son Erdoğan’ın çıkışlarıyla yeni bir uyanış baş göstermiş, iki yüzyıllık makûs talihimiz kırılmaya başlamıştır.
Bu yeni Türkiye’nin önü engellerle doludur. Şer güçler pusudadır. Dış güçlerle birleşen iç güçler her türlü ihaneti yapmaya hazırdır. Sanatçısı, siyasetçisi, bürokratı ve sermayesiyle gizli bir direniş sürdürmekte, sessizce hazırlıklarını sürdürmekte, en ufak bir zaaf üzerine harekete geçmek üzere beklemektedir. Bu uğurda düşmanlarıyla bile birleşebilmekte, dün savaştığı kesimlerle bu gün kol kola gezebilmekte, kucak kucağa yaşayabilmektedir.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 13.9.2014