- 233 Okunma
- 2 Yorum
- 6 Beğeni
Hayvan insan ilişkileri
Günlük rutin park gezimiz ve sahilde yürüyüş turumuz var ve mümkün olduğunca aksatmamaya
çalışıyoruz. Bazen fırsatımız olmayabiliyor elbette. Bu gezintilerde en çok hayvanları gözlemlerim.
Evimizin çevresinde kediler var, esnaf dahil su kapları ve yer yer kaplara konmuş mamalar ile
destekler veriliyor. Fakat bu düzenli yapılmadığından çöplerin başında çok görüyoruz sokak kedilerini.
Aslında zaten doğal yapılarının bozulmaması için dışarıda bakılması taraftarıyım. Evlere kilitlenmiş
kedi veya köpeklere şanslı mı demeliyiz şansız mı? Evet bakımları evlerde güzel oluyor ama dört duvar arasında
insan bile kalamazken onlar için de bu durum zor değil mi?
Üstelik aile fertleri çalışıyor, çocukları okula gidiyorsa; önlerine su, mama konuyor, tuvalet kumları konuyor
kapalı odalara bırakılıp gidiyor. Artık akşamı hayvanlar dört gözle bekliyorlar. Köpek dostlarımızı
ihtiyaç gidermeleri için dışarı çıkarıyorlar, kedilere o da yok. Kum kaplarını kullanıyorlar.
Parkta oturduğumuz zaman köpekleri gruplar halinde görüyoruz, yabancı bir köpek parka girmeye kalkışınca hemen
toplanıp
onu kovalıyorlar. Herkesin mekanı belli, kendi alanı belli. Parkın karşısındaki kasap ve lokantalar artanlarla besliyorlar.
Bol bol sularını da kaplara dolduruyorlar. Yanımıza gelip kendilerini sevdiriyorlar.
Birini sevdiğinde hemen bir diğeri de yaklaşıyor. Zaman zaman beslenmelerine katkıları bizlerde yapıyoruz. Yeter ki
doğada kalsınlar.
Sahil turlarımızda ise manzara oldukça farklı. Üstlerine kıyafetler geçirilmiş, tasmalı sosyete köpekleri.
Hepsi de çok tatlılar ama sahipleri rahat bırakmıyor ki hayvan şöyle bir serbest yürüsün.
Az sağa sola yönlenecek olsa anında tasmalarından çekiyorlar. Yeşil otların üzerine çıkmasına bile izin vermiyor
sahipleri.
İlla kendileri ile birlikte beton yürüme yolunu kullandırıyorlar.
O yeşil alanlarda onlarında hakkı var, hatta daha fazla hakkı var ama hayvan sahipleri egolarını tatmin ediyor.
Sanki bazıları biraz modaya uyuyor gibi davranıyor.
İstisna olarak farklı davrananları da görüyoruz. Mesela tasma yok, hayvan nereye giderse sahibi onu bekliyor.
Bazen çimenlere çıkıyor, bazen ağaç diplerine geçiyor, kokusunu bırakıyor.
Bazen de sahibinin yanında yürüyor. Keyfi kimsede yok, keşke herkes böyle alıştırabilse.
En ideali bahçeli evlerde kalma şansının olması elbette. İmar planlarımız dikey değil de yatay planlanmış
olsa müteahhitlerin kârı biraz düşerdi belki ama dünya insan ve hayvan gibi
yaşamayı kazanırdı.
Bu durumda bazı çözüm arayışlarına gidiliyor elbette. Örneğin ilimizde merkezden hayli uzakta bir kedi kasabası
diyeceğimiz büyüklükte etrafı çevrili kedilerin barındığı bir yer var. Terk edilen kediler, yaralı ve hasta kediler
açık ve kapalı alanları ile güzel bir yer olan kedi köyünde bakım görüyorlar. İsteyen katkıda bulunabiliyor.
Kışın zorlu şartlarına karşı koruma altındalar. Sokaklarda görülen her kedi oraya götürülmüyor zaten, bakıma muhtaç
olanlar,
sahibi bırakanlar vs köydeler. Kısırlaştırma ve temizlik işleri düzenli yapılıyor.
Kedi köyüne giderken sağda solda öbek öbek köpek grupları da var. Her araba gördüklerinde arabanın peşine takılıyorlar.
Onlar da kendilerine mama bırakan arabaların yollarını gözlüyor. Sanırım kurumlardan, lokantalardan kalan yemekler
buralarda değerlendiriliyor.
Hayvanlardaki içgüdü beni hayran bırakıyor. Kendilerini sevecek insanı mutlaka buluyorlar ve yaklaşıyorlar.
Bazı köpek ısırması olaylarına şahit oluyoruz. Saldırgan olanlar olabiliyor, bazen de çocuklar taş atıyorlar
ve hayvanı da kızdırmış oluyorlar.
En nihayetinde sokakta yaşıyor diye toplanıp öldürülmelerine karşıyım elbette. Kedi köyü varsa köpek köyü de olabilir.
Oraya da görevliler konabilir. Zaten yemek sorunu pek yok. Hayvanlara gönderilen artıklar gibi bir o kadarı da çöplere gidiyor.
Çöpe gideceğine hayvan köylerine yönlendirilebilir.
İlimizde güzel bir örneği olan kedi köyünün her yerde yaygınlaşması temennisi ile, aynı uygulamayı köpekler için de
diliyorum. Yolda sokakta sahipleri tarafından atılmış cins köpekler de oluyor. Hevesi geçip bırakanlar oluyor.
Bir yerde toplanıp aşıları, bakımları yapılır, kısırlaştırmaları yapılır. Zaten hayvan sevdalıları oraları hiç boş bırakmıyor.
Hem insanlar hem hayvan dostlarımız için en uygun şartların oluşması dileklerimle.
Müjgân Akyüz Dündar
YORUMLAR
Hayvan deyip de geçmemek lazım. Kedilere nankör diyenlere hep kızarım ki en tanıdığım nankör varlık insanoğludur... Bizim apartman bahçesinde de var on on beş kadar kedi bir de yaşlı köpek, bakıyoruz hep beraber... Manidar bir yazı kutlarım...
Müjgan Akyüz
Tekrar teşekkür ederim