- 131 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BAHANUR…..
Adım Bahanur anlamı ise "Bir şeyin değeri, bedeli".. elbet ki ismimin bazı isimlerde olduğu gibi zarifliği, güzelliği anlatan anlamlar taşımasını isterdim. Fakat bana direkt ismimle hiçbir şeye layık değilsin denilmiş.
Eee! Bu saatten sonra ismimi yenileme külfetine gir diyenlerinizi duyar gibiyim.Bunu yapamam kısaca ismimden bir harfi yerinden oynatmam demek, milletin dil alışkanlığına saygısızlık etmiş olmam demek. Genel olarak yeni tanıştığımız birileri olunca daha çok isminin ne olduğuna takılırız. Bence Türk toplumu olarak bize isim ile hitap edilmesini samimiyet olarak algılıyoruz.Ve kişilerin isimlerini öğrenme aşaması sonrası bu kişi çocuk ise "ismi ile büyüsün" yaşı biraz varsa "ismin ile yaşlan " denilir.İsmimle yaşlanayım bundan sonra ben…
Sabahın ilk saatleri kulaklarıma gelen bir uğultu, bir uğultu sormayın gitsin. Hele bir bakayım gayretiyle kemik kırığı dolu bedenimin üzerine diktim bütün gücümü… İki adım üç adım derken pencere önüne vardım.
Ve ilk gözlerime çarpan şeyi sorarsanız inanın ki sizce bilindik şeylerdi. İki yumruğunu havaya sıkmış al yanağı çökük çökük evler ve dudakları bükük sokaklar. Yanı sıra ışığa rehin bırakılmış güneşin sadece sıcaklığı var idi;
Ölenin kalandan ne zaman haberi olmuş ki benimde dışarıda olup bitenden haberim olsun dedim.
Bu şehri yıkılmış hayallerime inat; anasını üç kuruşa satıp arkama da bakmadan gitme fikrim her zaman olmuştur. Bütün iç sesimi pençelerin arasına alan biri varmış gibi ,ve gitsem, gitmeyi hayal ettiğim yerlere diyelim. Hangi koku ona ait; hangi ilgisini tepeleme geri verir göz bebeklerimin içine ki!
Kırık kalp tamirini erteleyen ellere düşman olduğumu biliyorum. Fakat gönlümde ki kuşların bir şekilde göğe uçması gerekiyordu. Ama nasıl, nasıllar ile göğerip kalmam daha çok ayaklarımın efendisi değil de, aklımın elleri zincirli kölesi yapıyordu.
Bir can sesim gökyüzüne ayaklarını uzatıp dinlenen bulutlarla ve şehrin yol kenarına iliştirilmiş ağaçlarıyla iki tel saçını tarıyordu. Evet… Evet, bu aşkı kalpten kalbe anlatırken. Fikrimce rüzgarın vedası dönüşüne eştir,serinliği kollarına takıp giden rüzgar olmanın hiçbir sakıncası yoktu.
Keza oturduğum binaya yakasını ilikleyen bu sokağı baştan başa bir ben görüyor, birde balkonun yazlık misafiri sardunyaya bol su veren yaşlı kadıncağız…
Yaşlı kadının sardunyaları yaşatma çabasını sokağı sıcak asfalt kokusuna teslim eden belediye çalışanlarını biraz izledikten sonra şeytanı bol yatağımın toplanması gerektiğini düşünüp; tekrar odamın bir ben düzenine geri döndüm.
Ocağa aldığım tavanın içinde ki yağın kokusu ve çıkarttığı o cızır cızır sesin etkisinde olsam gerek.
Şu an benim yaşamak da olduğum yalnızlığın tam eşiti de kırık saplı bir tavada umut erittiğim in bir emsali idi; yağın erime finalinde pişen iki taze yumurta olacaktı; ya benim kavuşma finalim de adım kadar eminim ki hiçbir şey olmayacaktı.
Ve olur gibi şeyleri şansa bırakanlardan; kendi şahsıma tek öncelik verir idim;
Odamın içinde özgüvenle yankılanan şu Sezen Aksu şarkısı bile imkansızlığın var olduğunun ispatı gibi, bile bile sevdiklerimin özlemi ile yaşamda yavaş yavaş tükenmekteyim…
İnsan yaradılış itibarı ile çok güçlü bir varlıktır. Bir kaza sonrası kol, bacak kopuyor;bütün kemikleri kırılıveriyor ve enteresan ki yeniden sağlığına kavuşabiliyor.
Ve duygunun nasıl yaşandığını belirleyen o zamanın bitiş şekli önemli lakin herkesten bir parça koparıp hiçbir şey olmamış gibi yine sabah oluyor ve ardından akşam . Toprağa sıralananların derdini sonlandırmış rabbim fakat toprak üstü acıya ,yalnızlığa sıralananların acısı her nefes aldığında yeniden başlar.
bir Nilüfer şarkısında olduğu gibi
"Yalnızlık bize gelir
Geldiği gibi gitmez
Mutluluk bir çiçektir
Bastığın yerde bitmez.. "
Bu aralar hele ki şu sol bacağıma, fena kızmaktayım. Oda, mutfak arası yürüme ile ,cam kenarında ki yeşil koltuğa oturunca haddinden fazla ağrı görevi üstleniyor.
Bacağımın ağrısı bir tedavi şekline kanar da, hangi yüzle bilemedim. Şu kalbimin ağrısını parmaklarım hesapladı da tedavisi nafile
Vay be! Gözlerimin diğer bir gözden; kendini unutalı tam ON sekiz yıl olmuş ; ve öldüğü yaşta olması gereken aşk hala benimle yaşıyor…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.