- 90 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
YASTIK
İlkel Anadolu’da yeni evlenen çiftlerin cehizlerinde döşeğin enince, uzunca yastık olurdu
Bu yastığı düğün günü cehiz taşınırken, gençler kız evinden alır, müsabaka şenliğinde damada ulaştırır ve teslim ederek bahşiş alırlardı,
Yeni evlenen çiftlere;
"BİR YASTIKTA KOCAYIN" dilek ve temennisinde bulunulurdu,
Onlarda genelde öyle yaparlardı, elli yıl altmış yıl bir yastıkta, dile kolay
Anadolum başka kültürlerin etkisine girince, bu yastık ikiye bölündü, adına da
"Küstüm yastık" denildi, ilkellikten bir nebze olsun kurtularak, biraz batılılaştık mı batıllaştık mı artık,
Daha sonra, akşam olunca herkes yastığını kucaklıyor, biri yatağın bir köşesine diğeri de diğer köşesine,
Zamanla yastık ikiye bölününce yatağa sığmaz oluyorlar biri yatakta, biri de kanepede modernleşiyor,
Daha daha sonra;
Batıdan alınan feyz ışığında odalar ayrılıyor
Adamların uyguladığı uygarlığa bakarmısınız;
Aile yapımızı bölmeye ilk yastıktan başlıyorlar.
İkiye bölünen yastıklar sabah aynı yatakta buluşsa da akşam olunca artık ayrı odalarda geceyi geçirmeye başlıyor,
Ve
Tek başına muhabbetsiz katran geceler;
Sabaha kadar kin,
Akşama kadar hır-gür üretiyor
Nihayet emekler sonuç vermeye başlıyor
Biri evde yastıklara sahip çıkıyor,
Diğeri de evden çıkarak, çağdaşlaşma adına ilk adımı atmış oluyor,
"Bir yastıkta kocayın" temennisi yerini
Bir yatakta ayrı, yastıklarda kocayın,
Bir odada kocayın,
Bir evde kocayın,
Bir şehirde kocayın,
Bu açılım zamanla yerini,
"Bir dünyada kocayın" dilek ve temennisine bırakıyor.
"Geber" temennisiyle son bulduğuda oluyor.
Modern dünyanın aydın ve bilim adamlarının araştırmalarına göre;
Boşanmaların yegane sebebinin;
"EVLENMEK’ olduğu tesbitinden sonra,
Çağdaşlaşan insanımız,
"Evlenmeden yaşamak" diye bir çözüm üretiyorlar,
Böylece boşanmaların da önüne geçilmiş oluyor.
Kaportası eskiyeni, boyası solanı, saçı döküleni, dişi düşeni, makas kıranı, saplama keseni, özellikle deposu boşalanı" Ev arkadaşı Galerisine" bırakarak,
Yerine;
Rektefeden yeni çıkmış, pasta cila atılmış ve de "deposu fullenmiş" ev arkadaşı bulup hayatı idamesini devam ettiriyor,
Güzel Anadolumun çileli insanı.
( Bu arada Neyzen Tevfik’ in sorusuna da cevap bulunmuş oluyor.)
Hemde bütün bunlar;
Çağdaşlaşma ve modernleşme adına "taklit ettiğimiz" Batıyı üstümüze kıs kıs güldürerek yapılıyor.
Çağdaşlaşıyoruz derken, Çağ dışı kalıyoruz
Ve
Başımız merteğe değince o meşhur
"YASTK DEĞİŞMEKLE KADER DEĞİŞMEZ"
Türk Atasözünü hatırlıyoruz,
...
Hayatımızı bölüşelim
Ekmeğimizi suyumuzu bölüşelim
Derdimizi, tasamızı bölüşelim
Neşemizi, sevincimizi bölüşelim,
"YASTIĞIMIZI" da bölüşelim,
Ama asla bölmeyelim.
Bırakalım "BİR YASTIK" olarak kalsın.
3006/2024 - İ.ANİK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.