- 140 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kalbinizin Çatlağını Kapatan Kitap
"Hayat, elbette şuursuz için fena, şuurlu insan için iyidir. Onu yumrukla karşılayan için kötü, kalple karşılayan için iyidir."
Nurettin Topçu
...
Her şey aynı tatlar, zevkler, sloganlar, insanlar... "Aynının cehennemi"nde yaşıyoruz. Sevgiler, saygılar yapmacık ve baştan salma. Yüzümüz soğuk, çehremiz hodgam ve haşin.
Sevgiyi, şefkati, merhameti yitirdiğimiz şu günlerde umudu, sevgiyi anlatan dost meclislerine ne kadar da muhtacız. Az sayıdaki iyi dostların kadir ve kıymetini bilmek durumundayız. Çünkü iyiler tüm yaralanmışlıklarına rağmen yaralarını dış dünyanın iğvaline, tağyınına karşı yürek çatlaklarını belli ettirmezler. Onlar, gülücükleriyle "aynılığın cehennemi"nden farklılıkların, güzelliklerin dünyasına çekmeye çalışırlar bizi. Başkalarını düşünürler, yurdunu, milletini ve nesillerini.
Bu duygular ile hemhalim bu aralar. Böyle düşünürken kısa süre önce okuduğum eğitimci Yazar Fuat Oskay ’ın "Kapattım Çatlağını Kalbimin" deneme kitabı gözüme ilişti. Ne kadar nahif, ne kadar ince bir isim. "Kapattım Çatlağını Kalbimin"
Altını çizdiğim cümlelere tekrardan baktım. "Gül sağmalı üzerine umudun. Gülmeyi unutmamalı, ışığı örten bütün perdeleri sonuna kadar çekmeli." Huzura kurulmalı zamanın zembereğinde akrep ile yelkovan" diyor.
Evet huzurun, sevginin, kovanlığı, anlardanyız. Böyle zamanlarda sevginin dilini, felsefesini yazacak yiğitler lazım. İtiraf edeyim kitabı ilk elime aldığımda şöyle düşünmüştüm (Paylaşmıştım): "Kapattım Çatlağını Kalbimin" kitabın ismi hülyalara daldırıp götürüyor.
Öyle sildim,söktüm, unuttum, kapattım demekle olmuyor. Her insanın kalbinde kapatılamayan çatlakların olduğu inancındayım, demiştim. Melankolik bir hal sarmıştı beni, kitabı ilk elime aldığımda. Yaptığımız kısmen doğru bir tespitti belki ama yaralı, sızılı olmayan mı var? Herkesin bir sızısı var "önemli olan yaşamak mümkün diyen bir tutumdan yana reyini vermiş bir değer atmosferine şekillenmektir" ve yaşıyorsak, kalbimizde ki çatlakları kapatmanın bir imkanı vardır, diyebilmektir.
Eğitimci yazar, Şair Fuat Oskay’ın kısa denemelerden oluşan kitabı da hoşgörülü bir dünyanın dilini inşa etmeyi hedefliyor. Yazar kalemini sevgi için oynatmış. Sevgiyi zibil edenlere inat, sevgiyi sebil etmiş. Sözlerimizi keskin bir bıçak misali muarizlarımızın göğsüne sapladığımız, tahammülsüzlüğümüz zıvanadan çıkmışlığımıza inat katlanmayı, umudu, vicdanı önceleyen yazarın tavrı karşısında mahcup olmamak elde değil. "İyilik ile kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost oluvermiş." ( Fussilet süre 34)
Oskay’ın kitabında öğretmen kimliği son derece göze çarpıyor. Maarif davamızın düşünürlerinden Nurettin Topçu’nun "Muallimin mesuliyeti cemiyet hayatının her safhasına uzanmaktadır." Cümlesiyle vurguladığı gibi eğitimin sadece rakamlara, not ortalamalarına odaklı olmadığını evvela nesillere aşkı, umudu, ahlâk nizamını aşılayan davamızın olması gerekiyor. Sevgiden, hoşgörüden yana bir dava. Sevgiyi, merhameti yitirmişseniz yeryüzünün en güçlü ordularına sahip olsanız dahi dünyanın kıyametini kendi ellerinizle koparmışsınız demektir. "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" kitabında da öğretmenlerin ülkenin sokaklarında, köylerinde kurum ve kuruluşlarında öncelikle ahlakı kendi nefislerinde ardından nesillere nasıl aşılayamadığını görmüştük. Nefislerimizdeki kötülüğü, umutsuzluğu Nurettin Topçu’nun ifadesiyle "Millettin Muallim Ordusu" sayesinde temize çıkarabiliriz.
Yukarıda belirttiğimiz üzere kitap usandığımız yapmacık sevgi ve aşk sözcüklerinden oluşmuyor. Cemiyete sunulan aynılığın cehennemine sevgiyi, merhameti vicdanı sunmaya çalışıyor.
Son olarak üstad Fuat Oskay’ın dilinden bir ses ile: Bize, size, onlara: Kapatalım Çatlağını Kalbimizin.
Abdulvahap SERT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.