- 186 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
SAHİPSİZ KÖPEK TARÇIN
Birgün parayla satın aldığı köpeğini, bakmaktan sıkılan bir aile köpeğiyle piknik yapmaya gider ve Tarçın isimli köpeğini ormanda bırakarak evlerine dönerler. Tarçın ise sahibini ağlayarak aramaya başlar fakat nafile. Artık sevgi dolu kucak, sıcacık yuvası, karnını doyuracak kimsesi olmayan tarçın ağlarken, karşısına bir ormancı çıkar. Ormancı ormanda yaşlanan ağaçları kesmeye gelmişti. Ormancıyı gören Tarçın sevinerek ona doğru koşar. Tarçını görünce çok sevinen ormancı tamda böyle bir arkadaşa sahip olmayı isterken karşısına çıkmasına çok sevinmişti. Tarçının başını okşuyordu fakat yaşlı gözleriyle yüzünü süzerek bakan Tarçın korkuyordu. Ya bu da diğer sahibi gibi güvendiğinde bir gün terk ederse diye masumca bakıyordu. Bunun farkında olan ormancı ona sımsıkı sarılarak gözünden akan yaşı silerek, “hadi bakalım küçük dostum, babayla beraber gel, evimize gidelim” der. Ormancının peşine takılarak giden Tarçın ormancının evine varır. Kapıyı açan ormancının eşi Tarçını görünce, öyle mutlu olur ki! “Evine hoş geldin yavrum, artık korkma güvendesin, sana kimse zarar veremeyecek” der. Tarçın öyle mutlu olur ki Hacer Hanım’ın üzerine atlar, sarılıp, oyunlar yapar. Bunu gören ormancı İbrahim Bey; “senin adın tarçın olsun oğlum” der. Tarçın patisini havaya kaldırarak ormancının eline verir patisini. Tarçın ile muhteşem zaman geçiren Tarçın çok mutlu ve huzurluydu. Sahibi ormancı İbrahim Bey ile Hacer Hanım zaman geçtikçe yaşlanıyordu. Yürümekte zorlanan çifte destek olacak kimse yoktu. Bu duruma üzülen Tarçın, onlara bakmak ve yardımcı olmak için her şeyi yapmaya çalışıyordu. Sahibi onu öyle yetiştirmişti ki, sanki bugünleri için eğitmişti. Tarçın etraftaki herkesin gözdesiydi akıllılığıyla. Neredeyse Tarçını tanımayan yoktu. Bir gün İbrahim Bey’in emekli aylığını çekmek için çarşıya giden Tarçın; karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, onu terk eden ilk sahibini görür görmez ağaçların arkasına saklanır. Ardından izler onlar gidene kadar ve sonra bankaya gider. Banka personeliyle beraber parayı çekip, İbrahim Bey’e kadar getirirler birlikte. Adeta Tarçın onların çocuğu gibi olmuştu. Ne isterse ailesi koşup getiriyordu. Bir sabah İbrahim Bey’in yatağından kalkmadığını fark eden Tarçın, bahçede odun kesen Hacer Hanım’ın yanına giderek eteğinden tutup çeker. Hacer Hanım ağır ağır yürürken içinden de bir şeylerin ters gittiğini anlar. Tarçının tarif ettiği yöne doğru giden Hacer Hanım, Yatağında Hala uyuduğunu zannettiği İbrahim Bey’e dokunarak, “hadi kalk çok geç oldu, hala mı yatıyorsun” der. Tepki alamayınca nefesini kontrol eder. Olmaz eşi vefat etmişti. Tarçın sahibi İbrahim Bey’in cansız bedeninin yanına yatar ve kalkmaz. Eşi komşularına durumu haber verir. Evine döndüğünde ise Tarçınında öldüğünü görür. Sahibinin acısına dayanamayan Tarçının kalbi üzüntüden durmuştu. Hacer Hanım bu kadar vefalı bir köpeğin olduğuna şaşırır ve iki acıyı birlikte ağırlar yüreğinde. Ne yazık ki bazen bazı insanlardan hayvanlar daha sadık olur sahiplerine. Bu öykünün de sonuna gelmiş bulunuyoruz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.