- 140 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
YAPMA
YAPMA
“Ağrısız kulak delinir.” cümlesi anlatım bozukluğu konusunda verilen örnekler içinde en meşhur cümlelerdendir. Ağrısı, acısı, sancısı olmayan kulak delinir; ağrısı, acısı, sancısı olan kulak delinmez anlamına gelir; oysaki vurgulanmak istenen kulağın ağrısız delinmesidir.
Bizim çocukluğumuzda yorgan iğnesine yorgan ipi takılır; kulak mikrop kapmasın diye iğne kolonyalanır, iyice ovalanan kulaktan geçirilir, ip düğümlenirdi. İğne kulağı kanatır ve ağrıtırdı. Yaralanan kulak iyileştikten sonra küpe takılırdı. Şimdi her şey gibi kulağın delinmesi de teknolojiye ayak uyduruyor ve tabanca misali bir aletle küpe kulağa ağrısız takılıyor.
Geçenlerde bir tuhafiyecinin önünden geçerken mağaza vitrininde A4 kağıdına büyük puntolarla yazılıp asılmış bir yazı dikkatimi çekti: “Ağrısız kulak delimi yapılır.”
Biz ağrısız kulak mı delinir, kulak ağrısız mı delinir diye düşünürken anlatım bozukluğunu katmerleyen yazıdan sonra “yap” fiil kökünün sosyal medyada ne kadar çok kullanıldığını fark ettim. Daha dün bir ilanda aşçı alımı yapılacakmış. “Lokantamıza aşçı alınacaktır” yazmak yerine “aşçı alımı yapmak” daha zor aslında.
“Eve yeni giriş yaptım, evden yeni çıkış yaptım” gibi cümleler takıldı sonra gözüme. Giriş yapmak kelime grubu herhangi bir işlemden geçen durumlar için kullanılır.
Hastaneye giriş yapılır, yatış yapılır. Gerekli evrak, formlar doldurulur, imza atılır.
Ülkeye giriş yapılır. Havaalanında kontrol noktalarından geçilir, gerekli evrak teslim edilir, pasaport mühürlenir.
Sosyal medya hesaplarımıza bile giriş yapılır. İstenen yere kullanıcı adımızı ve şifremizi yazmak da giriş yapmaktır. Örnekler çoğaltılabilir, giriş yapmak ifadesini kullanmak için resmi işlemden geçmek gerekir.
Bir de konuşma ve yazıda konuya giriş yapılır. Aslında tüm söyleneceklerin ipucudur giriş yapmak.
Çıkış yapmak ise ünlenmek, birden yükselmek anlamlarına gelir.
Çatlama yapmayan içli köfte, kurutma yapmayan fırın, toplama yapmadan ilik açmak, anlatım yapmak, ekim yapmak, dikim yapmak, söküm yapmak, getir götür yapmak, dağıtım yapmak, uygulama yapmak, saç kesimi yapmak, …
Türkçenin en önemli ve bence en özelliği kelime türetmeye uygun bir dil olmasıdır. İlkokul yıllarından beri duyup ezberlediğimiz “Türkçe sondan eklemeli bir dildir.” özelliği sayesinde ihtiyaç halinde isimden fiil, fiilden isim türetilir.
“Ağrısız kulak delimi yapılır.” cümlesinde görüldüğü gibi “delimi” kelimesinin kökü “del” fiil köküdür. Fiilden isim yapılan bir kelimeyi cümlede yüklem olarak kullanmak istediğimizde başka bir kelimeye gerek yoktur: “Kulak ağrısız delinir.” demek yeterlidir.
“Lokantamıza aşçı alımı yapılacaktır” cümlesindeki “alım” kelimesi “al” fiil köküdür.
“Çocukları arabayla getir götür yapıyorum.” yerine getirip götürüyorum demek doğrudur.
Bir fiil cümle içinde yüklem olmakla görevlidir ve yüklem olmak için başka bir kelime muhtaç değildir.
Konuşma veya yazı dilinde süs zannedilen bu gereksiz ısrar Türkçenin sondan eklemeli bir dil olması özelliğiyle bağdaşmaz.
Eskiden kek çırpılır, çorba kaynatılırdı, yemek pişirilirdi. Şimdi kek de çorba da yemek de yapılıyor. Zengin kelime haznemizi göz göre göre kısırlaştırıyoruz.
Türkçede “etmek, eylemek, kılmak, olmak” şeklinde dört tane yardımcı fiil vardır, bu yardımcı filler isim köklü kelimeleri cümlede yüklem haline getirmeye yarar. Bu gidişle “yapmak” da girecek bu alana; fakat fiili yüklem yapmak için!
Yapma, yapmayalım!
Hamiyet Su Kopartan ✍️
22.06.2024
YORUMLAR
Türkçe'nin yazım kılavuzu yeniden okunmalıdır.
Tebrikler.
Edebiyat ve cümlelerin dizilişi önemlidir.
Şu anda görev yapıyor musun hoca hanım.
Necdet kopartan hocaya da selamlar.