2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
174
Okunma
TÜRKLER VE ARAPLAR
Türkiye Cumhuriyeti halkının, Ümmetçilik adına Arap kültürüne teslim olup olmadığı veya Türkiye’nin Araplaştığına dair kesin bir cevap vermek kolay ve basit değildir, bu sorunun cevabı, Araplaşmanın nasıl tanımlandığına ve Türkiye’nin Araplaşmanın hangi boyutlarına maruz kaldığına bağlı olarak değişebilir.
Araplaşma, bir toplumun Arap kültürünün etkisi altında kalarak, Arap dilini, dinini, geleneklerini ve yaşam tarzını benimsemesi olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda, Türkiye’nin Araplaşmasını şu boyutlarda ele almak mümkündür:
• Dil: Türkiye’de Arapça dilinin kullanımı artmaktadır, özellikle son yıllarda, Arapça dizilerin ve filmlerin Türkiye’de yaygınlaşması, Arapçaya olan ilgiyi artırmıştır, bununla birlikte, Türkiye’de Arapçanın ana dil olarak konuşulduğu bölge sayısı çok azdır.
• Din: Türkiye’de İslam dini, halkın çoğunluğu tarafından benimsenmektedir. Lakin Türkiye’de İslam’ın yorumlanması, Arap dünyasından farklı özellikler göstermektedir. Örneğin, Türkiye’de şeriat hukukunun uygulanmadığına dikkat etmek gerekir. Türkiye’de tasavvufi tarikat ve cemaatlerin İslam’ı yorumlaması da Arap ülkelerine göre farklıdır
• Gelenekler: Türkiye’de Arap geleneklerinden çok az etkisi görülmektedir. Örneğin, Türklerde şifa niyetine deve sidiği içen yoktur.
• Yaşam tarzı: Türkiye’de Arap kültürünün etkisiyle bazı yaşam tarzı değişiklikleri yaşanmaktadır. Örneğin, son yıllarda, Arap ülkelerinde yaygın olan tesettür giyim tarzı, Türkiye’de de yaygınlaşmaya başlamıştır, bu da bir tercih meselesidir.
Bu boyutlar göz önünde bulundurulduğunda, iktidardaki mevcut hükümet ülkeyi her ne kadar dönüştürmeye çalışsa da, bu süreç AKP iktidarı ile kaimdir, dağıttığı ekonomik ve siyasal rüşvetler, ülkeyi ulus devlet statüsünden çıkarıp, ümmetçi bir yapıya kavuşturmayı hedeflemektedir.