İSRA SURESİ 79. AYETİN GERÇEKLERİNİ GÖRMEZDEN GELİP, ONA NASIL FARKLI ANLAMLAR YÜKLEDİK.
Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, İsra suresi 79. Ayet olacak. Bu ayeti de tercüme ederken, genellikle mezheplerin öğretileri ve rivayetlerin etkisiyle anlamaya çalıştıkları için, ne yazık ki ayette hiç geçmeyen şeyleri, sanki geçiyormuş gibi tercüme etmeleri, bizlerin farkında olmadan Kur’an üzerinde nasıl tahrifatlar yaptığımıza, güzel bir örnek teşkil ediyor. Aynı ayeti özellikle iki farklı mealden yazmak istiyorum ki, konu daha iyi anlaşılabilsin.
İsra 79: SANA ÖZEL OLMAK ÜZERE GECE UYKUYA ARA VER! (BÖYLECE) RABBİN SENİ, MUTLAKA ÖVGÜYE DEĞER BİR MAKAMA ULAŞTIRACAKTIR. (Mehmet Okuyan)
İsra 79: GECENİN BİR KISMINDA DA UYANARAK SANA MAHSUS FAZLA BİR İBADET OLMAK ÜZERE TEHECCÜD NAMAZI KIL Kİ, RABBİN SENİ MAKAM-I MAHMUD’A ULAŞTIRSIN. (Diyanet meali)
Allah’ın özellikle, Resulünün yapması için ona verdiği bir görevden bahsediliyor ayette. Bunu çok açık anlıyoruz. Ne diyor? Gecenin bir vaktinde özellikle sen kalk yani uyan, uykuna ara ver diyor. Peki, gece vaktinde kalkıp ne yapmasını istiyor olabilir Rabbimiz. Diyanetin çevirisine bakarsanız, gece kalk yalnız sana mahsus olmak üzere namaz kıl dediğini yazmışlar. Peki, ayette salat kelimesi geçiyor mu? Elbette hayır. Geçmediği halde, ayeti tercüme ederken bu durumda nasıl olurda ayette olmayan bir şeyi varmış gibi nasıl yazarız? Bunu yaparsak hem ayeti tahrif etmiş, hem de Allah’a iftira etmiş oluruz.
Ne yazık ki bu yanlışlar bilinçli yapılıyor ve Kur’an’da Allah’ın hiç bahsetmediği, hüküm vermediği halde, ayetlere batıl inançlarını ilave edip haşa, adeta bu inançlara Kur’an’dan delil yaratıp, ALLAH’A SÖYLETMEYE ÇALIŞIYORLAR. Kur’an’da ayetlerde geçen her salat kelimesini, ne yazık ki namaz diye çeviriyorlar. Salat kıyam, rükü ve secde ile yapılan bizim namaz dediğimiz anlama geldiği gibi, yalnız Allah’a dua edip ondan yardım dileme ve iman edenlerin birbirine destek olması, yardım etmesi anlamlarına da gelmektedir. Hatta bu ayette salat kelimesi geçmediği halde, namaz diye özellikle çeviriyorlarsa, bu toplumu Allah’ın yoluna değil, kendilerinin şekillendirdiği mezheplerin, cemaat ve tarikatların yoluna yöneltmeye çalıştıkları, çok açık anlaşılıyor.
Yeri gelmişken söylemek isterim. Ayette hitap ve yerine getirilmesi görev, tüm iman edenlerle ilgili değil. Yalnız Allah’ın Resulüne bizzat verilen bir emir. BU AYETTEN DE ŞUNU ÇOK AÇIK ANLIYORUZ. ALLAH RESULÜNE NE EMRETTİYSE KUR’AN’A GEÇMİŞ, HİÇBİR ŞEYİ KUR’AN DIŞINDAN ONA VAH YETMEMİŞTİR. İsteseydi Allah, bu emir yalnız seni ilgilendiriyor, bunu Kur’an’a geçirme diyebilirdi. Benzer ayet Ahzab 50. Mezheplerin, cemaatlerin, tarikatların kendi inançlarını İslam dinine ilave etmeye çalıştıkları bir yol, yöntem böylece batıl ve hurafe olduğu anlaşılıyor. Tabi aklını kullanan Kur’an ile buluşan bunu anlayabiliyor. Anlatıldığı gibi Allah Resulüne, GAYRİ METLUV yani Kur’an dışı asla bir vahiy bildirmediği anlaşılıyor. Bu tuzağa zikir ehli, yani Kur’an ile tanışan Müslümanlar düşmez. Onun için Kur’an’ı anlayarak ve düşünerek okunmasını cemaat ve tarikat mensupları hiç istemez.
Gelelim İsra suresi 79. Ayete. Allah Resulünün, gecenin bir vaktinde kalkıp ne yapmasını istiyor olabilir? Tam bu esnada gençlik eğitim yıllarımda özellikle imtihandan önce, sabaha yakın hatta karanlıkta kalkıp ders çalıştığım geldi aklıma. Bu saatlerde insanın aklına çalıştıkları, daha çok giriyor akılda kalıyor. Gerçekten o saatte dinlenmiş kafayla çalıştığım dersi çok daha iyi anlıyordum. Allah’ta Resulüne aslında aynı şeyi söylüyor. Dinlenmiş bir şekilde kalk, uykuna ara ver ve SANA VAH YETTİĞİM DERSİNİ ÇALIŞ. Kullarıma en doğru şekilde tebliğ et diyor. Ayrıca bu vakitte bana salat et ve kulluk görevini gereği gibi yerine getir, yalnız bana dua et emirlerini de devamında, bakın nasıl bildiriyor. İsra 80. Ayette ne diyor. ”DE Kİ: “RABBİM! GİRECEĞİM YERE DÜRÜSTLÜKLE GİRMEMİ; ÇIKACAĞIM YERDEN DE DÜRÜSTLÜKLE ÇIKMAMI SAĞLA! BANA TARAFINDAN YARDIM EDİCİ BİR GÜÇ VER!” Yine devamında 81. Ayetinde, bakın ne söylemesini istiyor ” DE Kİ: “GERÇEK GELDİ; BATIL YIKILDI. ŞÜPHESİZ Kİ BATIL YIKILMAYA MAHKÛMDUR.”
Ayetin son cümlesi çok önemli. Sana has, gecenin bir vaktinde kalkıp sana verdiğim görevini, en doğru yapabilmek için çaba gösterirsen, Allah seni MAKAM’I MAHMUD’A, yani övgüye değer bir makama ulaştıracaktır diyor. Bakın Allah, Resulüne verdiği bu görevi gerektiği gibi yerine getirdiğinde, iyi güzel bir makama ulaştıracağını özellikle söylüyor. Burası önemli. ALLAH ÇABA GÖSTERMEYENE, ÖDÜL DE YOK DİYOR. Her zaman yaptıkları gibi bu ayetin son cümlesinde geçen, MAKAM’I MAHMUD sözüne öyle bir anlam veriyorlar ki, Kur’an ile taban tabana zıtlık teşkil ediyor. Topluma bu bu ayet ile ilgili ne anlatıyorlar biliyor musunuz? Bakın Kur’an’a değil nelere inanıyorlar ve topluma Allah’ın Resulünün hadisi diye neler anlatılıyor. Rivayet hadislere sorgusuz inanmak, işte bu kadar tehlikeli ve riskli.
“MAKAM-I MAHMUD: ÖVÜLEN MAKAM, AHİRETTE HZ. PEYGAMBER (S.A.S)’E VERİLECEK OLAN MAKAM. BU MAKAM ONUN ÖNCE BÜTÜN İNSANLARA UMUMÎ; SONRA DA KENDİ ÜMMETİNE HUSUSİ SURETTE ŞEFAAT EDECEĞİ MAKAMIN ADIDIR. (Suyûtî, el-Hasaîsu’l-Kübra, Beyrut 1405/1985, II, 378).
İMAM TABERÎ’NİN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSTE HZ. PEYGAMBER (S.A.S), MAKAM-I MAHMUD ÜMMETİME ŞEFAAT EDECEĞİM BİR MAKAMDIR" BUYURMUŞTUR. İMAM TİRMİZÎ’DEN GELEN BİR RİVAYETTE DE HZ. PEYGAMBER (S.A.S)’E MAKAM-I MAHMUD SORULMUŞ; "O ŞEFAATTİR" CEVABINI VERMİŞTİR. ŞEFAAT İSE, KADI İYAZ’IN İFADESİNE GÖRE YA HESABI KOLAYLAŞTIRIP KULUN AFFINI VEYA DERECESİNİN YÜKSELMESİNİ SAĞLAMAKTIR.”
Zikir Ehli Kur’an ile bir bağ kuran bir Müslüman, bu söylenenlere asla inanmaz, itibar etmez. Çünkü Allah şefaatin yalnız kendi tek elinde olduğunu apaçık bildirmiştir. Bir örnek. “KENDİLERİ İÇİN ALLAH’TAN BAŞKA NE BİR DOST, NE DE BİR ŞEFAATÇİ BULUNMAKSIZIN, RAB’LERİNİN HUZURUNDA TOPLANMAKTAN KORKANLARI, ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKINSINLAR DİYE, ONUNLA (KUR’AN İLE) UYAR. (Enam 51) Zümer suresi 19. Ayetinde de Allah Resulüne hitap ederken, bakın bu konuda bizleri nasıl uyarıyor. “ÜZERİNE AZAP SÖZÜ HAK OLANI, ATEŞE DALMIŞ OLANI, SEN Mİ KURTARACAKSIN?” Bunlara benzer o kadar çok örnek ayet var ki, şefaatin yalnız Allah’a ait olduğuna dair. Kur’an ile buluşmayanı, Allah ile aldatmak işte bu kadar kolay. Ama batıldan sanıdan uzak Allah’ın ipine sarılanı da, asla hiç kimse Allah ile aldatamaz.
Şimdide, MAKAMI’I MAHMUT yani değerli bir makama seni Allah ulaştırır sözünden, bu makamın nerede olabileceği konusu üzerinde düşünelim. Dikkat ederseniz bu sözleri Allah Resulüne, gecenin bir vaktinde kalk sana vah yettiğim görevin dersini en iyi bir şeklide çalış, hayatına geçir, görevini en doğru bir şekilde yaparsan, seni değerli bir makama getiririz diyor. Bu makamın nerede olabileceği konusu üzerinde birlikte düşünelim. Bu sözler bildiğiniz gibi, Allah’ın Resulünün çok zorlu bir görevini yerine getirmesi, YANİ KUR’AN’I TEBLİĞ ETMESİ ESNASINDA, ONA HEM MORAL VERMEK, HEMDE TEŞVİK ETMEK İÇİN SÖYLENİYOR. Bildiğiniz gibi Allah’ın Resulü bu görevini yaparken çok zorluklar çekerek savaşlar yapmış, ölümle burun buruna gelmiş, hatta hicret etmek zorunda kalmıştı. ALLAH’TA İSRA SURESİ 79. AYETİNDE, SANA VERDİĞİM GÖREVİ ÖZVERİYLE YAPARSAN, SENİ ARZU ETTİĞİN BAŞARIYA, ÖVGÜYE DEĞER BİR MAKAMA BU DÜNYADA GETİRİRİZ ANLAMINDA, BU ÇABANIN SONUNDA TEBLİĞ GÖREVİNDE BAŞARILI OLMUŞ, HUZUR İÇİNDE GÖREVİNİ YERİNE GETİRMİŞ BİR MAKAMA ULAŞTIRIRIZ SENİ DİYOR. Elbette mahşer günüde, görevini başarıyla yerine getirmiş bir Resulün makamı da, ÖVGÜYE DEĞER BİR MAKAM OLACAKTIR.
Değerli dostlarım günümüzde İslam, kendisini ruhban ilan edenlerin bir kısmı tarafından, inanılmaz ayetler tahrif edilerek, batıl inançlarının ilaveleri ile topluma anlatılıyor. Lütfen bu tuzağa düşmeyelim. Düşmemek içinde, elimizden geleni yapalım. Kur’an’ın tercümesini farklı meallerden okuyalım ve ayetler arasında bağlantı kurarak, Allah’ın mesajlarını anlamaya çalışalım. Çünkü Allah biz Kur’an’ı anlayasınız hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, nice örneklerle açıkladık diyor. Eğer bizlere anlatılan herhangi bir bilgi, Kur’an’dan onay almıyorsa, lütfen o söylenenlere inanmayalım. ALLAH NE EMREDİYORSA, ONUN KUR’AN’DA OLDUĞUNU BİLELELİM. KUR’AN’DA YOKSA O ALLAH’IN EMRETTİĞİ DEĞİLDİR DİYELİM. Çünkü Alla bu konuda hükmünü vermiş ve SİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM DEMİŞTİR. Sizce haşa Rabbimiz sözünden dönüp, Kur’an’ın hiç bahsetmediği bir konudan bizleri sorumlu tutar mı? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Eğer geleneklerimizin dine, ibadetlerimize yaptığı herhangi bir şey Kur’an ile çelişmiyorsa, elbette onu yapmak ya da yapmamak bizlere kalmıştır. Lütfen bu bilinçte olalım ve Kur’an ile bağımızı asla kesmeyelim, onu en doğru anlayabilmek adına çaba harcayalım. ÇABA GAYRET BİZDEN, TAKDİR VE YARDIM ALLAH’TAN.
Hepimiz insanız hata yapabiliriz. Önemli olan büyük hatalar yapmadan, bu dünyada ki imtihanımızı tamamlamaktır. Allah büyük günahlardan sakınırsanız, küçük günahlarınızı bağışlarım diyor. Allah cümlemizin yardımcısı olsun inşallah.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
kuranadavet1.wordpress.com/
twitter.com/KURANA_DAVET
www.hakyolkuran.com/
/Kuranadavet1/
hakyolkuran1.blogspot.com/
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.