- 112 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Allah en iyisini bilir ...de
Allah en iyisini bilir ...de
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“İçki içen, hırsızlık yapan ve zina eden kişi hakkında ne dersiniz?” Sahabiler “Allah ve Rasûlü en iyisini bilir.” dediler. Rasûlullah: Bunlar birer fuhşiyattır ve cezaları vardır. En kötü hırsız namazından çalandır.” buyurdu. “Namazından nasıl çalar ey Allah’ın Rasûlü?” diye sorduklarında; “Namazın rükûsunu ve secdesini tam olarak yapmaz” dedi.
Ebû Hüreyre (r) diyor ki: "Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular: ’Mü’min kendi kabrinde yemyeşil bir bahçenin içinde bulunacaktır. İçinde bulunduğu kabri kendisi için yetmiş arşın genişleyecek ve âdetâ Ay’ın ondördü gibi aydınlık olacaktır. Nitekim Hz. Peygamber (sav), ashâbına: ’... şüphesiz onun için dar bir geçim vardır.’ meâlindeki bu âyetin kimler için nazil olduğunu biliyor musunuz?’ diye sormuştur. Ashâbı da, ’En iyisini Allah ve Rasûlü bilir.’ Deyince, Rasûlullah (sav) da: ’Bu, kafirin kabrinde iken göreceği azâbtır. Kendisine doksan dokuz Tinnin musallat kılınır. Siz, Tinnîn nedir bilir misiniz? Bunlar doksan dokuz yılandır. Her bir yılanın yedi başı vardır. Adamı kabrinde sokarlar, tüm vücudunu ısırarak zehirlerler ve bedenine girip çıkarlar. Bu, tâ Kıyâmete dek dirilecekleri güne kadar böylece sürer.
Ehven-i şeri seç...ve Allaha havale et ...her konuda farklı sesler var çünkü...görüşleri Allaha havale et..."Allahu e’lem de...Genelde, Müslüman tüketici, 0 bitkisel mono ve digliserid olarak etiketlenmemişse o ürünü almaktan çekinmelidir. Mono ve digliseridler çok geniş yelpazedeki ürünlerde kullanılmaktadır. Pastacılık ürünleri, yerfıstığı yağı, margarin, kremşanti, puding ve dondurma gibi ürünler misal olarak zikredilebilir. En iyisini Allah (c.c.) bilir.
İbni İshak dedi ki: Denildiğine göre günümüzdeki Ademoğullarının nesepleri Şit’e dayanmaktadır. Hz Adem’in Şit’in dışındaki çocuklarının nesilleri ise inkraza uğrayıp yok olmuştur. En iyisini Allah bilir...de
Mantıklı mantıksız demezler her soruyu sorarlar...sünnetullahla o soruları çürüt...sünnetullah deneyle sabit esma öğretileridir…“Hz. Mûsâ’ya kavminden bazıları şöyle bir soru sordular:”
“-Yâ Mûsâ! Rabbimiz uyur mu?” Hazret-i Mûsâ (Aleyhisselâm) kendisine bu soruyu soranlara:
“-Ey kavmim! Allah’tan korkun, bu nasıl bir soru?” Diyerek bu gafil ve de cahil kişileri uyardı.
Fakat yüce Allah, bu kişilerin aklına gelen soruya açıklık getirmek için, Allâhü a’lem (doğrusunu en iyisini Allah bilir) ve yüce peygamberi Hz. Mûsâ’sının kavmini bilgilendirmesi için;
“-Yâ Mûsâ! Senden, Rabbin uyur mu? diye sordular. Sen iki eline birer dolu bardak al ve uyumadan bekle.”
Cenâb-ı Allah’ın bu emri üzerine Hz. Mûsâ peygamber, iki eline su dolu birer bardak aldı ve geceleyin beklemeye koyuldu. Aradan bir zaman geçince (belki gecenin üçte biri gibi bir zaman) Hz. Mûsâ peygamber uyuklar gibi oldu. Uyuklama hali gelir gelmez bardaklar elinden düşüp kırıldı. Bunun üzerine Allah Teâlâ Hz. Mûsâ’ya:
“-Yâ Mûsâ! Eğer ben uyuklamış veya uyumuş olsaydım, gökler ve yer düşer, paramparça olurdu; tıpkı senin elinden düşen iki bardak gibi…”
Kur’an ve Sünnetle sabit olana karşı çıkan;
- ya kâfirdir, - ya fasık ya da - isyankârdır. Ama müctehid, bir mü’min olup yanılmışsa o başka. İçtihadından dolayı sevap alır, yanılgısı da bağışlanır. Aleyhindeki delilin bilgisi kendisine ulaşmamış kimsenin durumu da böyledir. Yüce Allah: "Biz bir elçi göndermedikçe azap edecek değiliz" buyurmaktadır. Ama Kur’an ve Sünnette aleyhine hüccet getirildiği halde, yine onlara muhalefet edecek olursa, durumuna göre cezalandırılır: Ya öldürülmek suretiyle, ya da daha hafif bir cezayla. Her şeyin en iyisini Allah bilir.
Geçen yıl köydeydim bizim köyde çok ayçiçeği ekilir ne zaman bulut görsen inşallah yağmur yağar"dedim...ama şükürsüz olduklarını gördüm köylülerin...sünnet düğünün de bile içki var...dansöz var...artık "yağmur yağsın"demeyi bıraktım şükürsüzler için hayır dilemek asiliktir çünkü…
eskide her ölüya "rahmet dilerdim"ama artık "Allah bilidiği gibi yapasın diyorum...belki müşrik ölen belki mürted...esmaya sünnetullaha asi insanları şehadetleri kurtaracak olsaydı imtihana ne gerek var ki şehadetini eylemleriyle halleriyle düşünceleriyle duygularıyla tasdik etmeyen rahmeti hakketmiyor...tevbe bari etsin şehadetliyse…
Allaha havale et...dua etmeyi bırak bilmediğin insanlar için dua da asiliktir ga…
Gazzeliler için de çok dua ettim ve artık duayı da kestim belki Kahhar onları böyle terbiye etmektedir ve ümmmeti...savunma sanayi-i önemli desinler diye Kahhar onları kahrıyla terbiye ediyor olabilir...belki sadece kahırdan anlar o inanlar ve bu ümmet...değilse uyanası yok ...
İlim hz Ademin zamanında da aynıydı...
Evet...İlim hz Ademin zamanında da aynıydı...ama hz Adem "Kısas" yapmadı Kabil öldürülmedi...İncilde de kısas yok...El-Hakim esmasına asilik vardı hz Adem "Kısas ayetini"nesh etti...çünkü insan azlığı kısası "el-Hakime asilik gördü...evet esmaya asilik varsa aayet nesh olmuştur..."mirasta erkek evlada 2...kız evlada 1 pay verilmesi "el-hakim esmasına asliktir bu gün ve bu ayeti uygulamak adl sıfatı için değil zulüm için günümüzde çünkü kardeş var canını veresin gelir kardeş var canını alasın gelir Allahın Kur’anına asidir zanidir kumarbazdır içkicidir sorsan Müslümanım der ama aalında M ürteddir...mürtedin ise mirastan payı yoktur fıkhımıza göre...evlat mıydı Hz Nuhun oğlu Kenan hayır o evlat değil denildi hz Nuha...Bütün esmalara asi bir evlat kur’ana göre evlat değildir..salih olmayan erkek evladın payı 2 olmalı deme esmaya asiliği ayet diye seçmiş olmama...esmaya asilik Allaha asiliktir ayet ve fetva esmaya asi algılanamaz...
İlim değişmez ama yok sayıla bilir...Alim bir esmadır esmayı esma sınırlar...Yani nesh hikmetin gereğidir...Nesih yok demek "el-hakim esmasına asiliktir...erkek evlada 2 pay ver deme adalet der ki kardeş ihlaslı ise ve can verilecek kardeş ise ancak bu ayeti uygulamaya hakkın var...ayet ayeti sınırlar çünkü esma esmayı sınırlar...
Hz Adem "Kısası" nesh etti...çünkü insan azdı Kısas yanlış bir tercihti...o zaman ayet gelmemeişti deme ilim vardı esmalar vardı...asi mi hz Adem adalete...hayır hikmet de esmasıdır Allahın bir esmaya asi olmamak için diğer esmayı tercih etti hz Adem esmaya asilik ayeti nesih edicidir...fetvaları da...dört evlilik ayeti de asilikse adalete yasaktır...veya ilme asilikse..veya Hakim esmasına asilikse...esmaya asilikten sorumluyuz...gazzeye "türk askeri" diyenler de esmaya asi bir istekte bulundular...nüklerli bir ülkeyle nüklerin yoksa savaşma der ayetler...Bir Müslüman on kişiden fazlasıyla savaşmasın der ayet...Gaza getirmeyin Müslümanları hicret gerekli...savaş değil...
Esma hz Ademin zamanında da aynıydı...yani vardı..."müşrike ser ol ayeti hz Adem zamanında da vardı...ama nesihti...Habil Kabile sert değildi...Kıyamet savaşı peygamberimizce haber verildi hazırlık yapılsın diye muhammedi ol...şehadetin eksik kalır..."Lailahe illah de..."esmalara asisin ama dinden çıkmıyorsun hiç İlah ve hz Muhammet savaşa hazırlan diyor sen yatıyorsun kabeni yıkarlar mescid-i aksanı yıkarlr...o şehadet seni cennete değil cehenneme götürür...dalga mı geçiyorsun şehadetle ...kelime-i tevhidle sen...elinden geldiğini bari yap yada tevbeni yap...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.