- 90 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MİRİ, ACI DENİZ BAŞLANGIÇ
Dışarda insanı kavuran bir sıcaklık var. Haziran ayı olmasına rağmen, dayanılmayacak kadar nem ve sıcak, insanı bunaltacak kadar fazla. Eskiden bu kadar takmazdı aslında havayı. Yaşlanmanın belirtileri mi bunlar? Cevabı onun için önemli değildi aslında. Dışarısı sıcaktı sadece ve kalbinin soğuklunun yanında önemi yoktu bunun.
Kafasını kurcalayan , günün nerdeyse her saniyesi aklına gelen Miri , tek derdiydi. Miri’ nin ruhu onu hapsetmişti bu hayatta. Bazen delirdiğini düşündüğü bile oluyordu. Miri ile uyanıyor, Miri ile uyuyordu. Dinlediği şarkılarda , şiirlerde, izlediği filmlerde, yürüdüğü yolda, baktığı manzaralarda ,sevinçte, üzüntüde, sohbetlerde,uykuda bile Miri vardı. Bu bir lanet miydi? Kondursa, Miri’ nin kara muska yaptığına inanacak kadar bir saplantıydı bu. Saplantıydı çünkü , Miri ona ne bir umut vermişti ne de dost olacağını söylemesine rağmen dostu değildi. Bir çırpıda onu silmişti, acımadan. Onu en mutlu ettiğini düşündüğü gün bile duvarları örmüş, dikenlerini göstermişti ona. Hergün yazan Miri, artık yazı yok , bayramlarda belki bir yabancı gibi kutlama mesajı atarım demişti. Görüşmek asla yok. Can Dostum demişti ona. Bu nasıl dostluk o da anlamıyordu. Yasak aşkı biliyordu ama yasak dostluğu ilk Miri de deneyimliyordu. Bu nasıl dostluktu? Aşk yalnız yaşanabilirdi, acıtsa da . Dostu görmemek , konuşamamak, yasak olmak da nasıl bir cezaydı. Delirmeden bunları kabül etmek mümkün değildi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.