- 150 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YURT DIŞI SINAVI
Yıl 1979 yurt dışı öğretmen sınavı.O zaman Çayeli ilçemizde çalışan.
Dursun ÇOM
Mustafa UZUN
Şenol YÜKSEK
Bayram Keskin
Hüseyin KARA (Ben)
Sınav için bize yakın sınav yeri Erzurum’du.Haziranın son haftası olmalı.. Bir pazar günü sınav olacaktık.Cumartesi günü arkadaşlarla sözleştik.Şenol Beyin anadol taksisi ile Erzuruma gidip sınava katılacaktık.Kafalarımıza göre gezip tozacaktık.Ve öylede oldu...
İlçemizden katılan pek çok öğretmen arkadaşımız bu sınava katılıyotdu..Cumartesi sabahtan yola koyulduk.Zigana tüneli henüz bitmemişti.Zigana dağını aşınca o ormanlık alanda,kendin pişir kendin ye. yerleri vardı.Koyun kuzu keçi eti.Kalabalığız ama iki but kuzu eti aldık. Masaya oturduk.Bir taraftan mangal keyfi.Bir taraftanda tavla oynuyıruz.Şenol öğretmen kebap işinde çok mahirdi. Bir iki arkadaşta yardımcı oluyor.Etler pişmeğe başladı .Öylesine nefis koku geliyorki yemede yanında yat.Biraz da açlığın etkisiylePişip pişmediğini çek ediyoruz.
Hava güneşli dağ havası . Bir taraftan etler yeniyor.Bir taraftan taze çay demletiyoruz.
Güzergâhımız Çayeli Trabzon Gümüşhane Bayburt Kop geçidi.Aşkale ve Erzurum...Zaten beş altı saatlık bir mesafe.Öylesine rahat bir seyahat ediyoruz ki ,değmeyin keyfimize.Hatta,Çayeli’nden erken çıktk Erzurum’u gündüz gözüyle görelim.Sınav olacağımız okulları Tarihi turistik yerleri görelim diye. 1972- 1976 yılları arasında dört yıl hizmet etmiştim Horasan Muratbağı Köyünde. Eş dost tanıdıklar çoktu..Köylülerin takıldıkları yer Mahalle Başıydı... Kafamıza esen güzel manzaralı yerlerde çay molası veriyoruz.Erzurum’a vardık İlk işimiz sınav yerlerimizi öğrendik.Çifteminarelerin yakınında bir çay ocağında oturalım .Biraz dinlenelim dedik.O arada meşhur bir Erzurum’lu fıkrası var o fıkrayı anlatmaya başladım.Hemde çaylarımızı yudumluyoruz.
Erzurumlunun Duası
Erzurumlu yoksul,para yok pul yok.Arkadaşlarıyla kahvede söyleşiyor;
-Ula uşağlar her cuma camiye cidirem,duamı edirem.Kabul olmir.Herhalde galabalıktan beni cörmir.Embele yalnız bir yere cidim.Belçi görürde birşeyler verir.
Ağustos,hava günlük güneşlik.Kaleye çıkıp yüzünü çifte minarelere dönüp duaya başlar;
-Gurban olduğum,halimi cörirsen.Elde avuçda yok.Perişanam.Sende herşey derya deniz.Biraz da bana ver.
Der demez,o açık havada bir fırtına,bir hortum,Erzurumlu kale duvarından aşağı düşer.Üst baş yırtık kan revan içinde kalır.Doğrulup haline bakar.Kafayı gökyüzüne kaldırıp seslenir;
-Vermirsen vermirsen niye itehlirsen
Çarşı pazar gezip hediyelik eşyalar aldık...Kalacak yerimizide ayarladık... Akşama daha vakit vardı.Erzıncan Kapı Kars Kapı Havuz başı... vede tarihi hamamları kümbetleri gezdik.Çifte Minareler Taş mağazalar Tabakhane suyu.Mahalle başı derken. Otel Lale Palasa yerleştik. O akşam biraz erken yattık Ertesi gün sabahtan sınav yerinde olacağımızdan. Erkenden kalkıp sınava girdik.Sorular özellikle zor sorulardan hazırkanmıştı.Alan bilgisi ve genel kültür soruları...Sınavdan sonra herkes soruların zorluğundan şikayet etti.Pazar günü öğleden sonra Cumhuriyet caddesinde cağ kebap yiyelim dedik.Erzurumun cağ kebabi meşhurdur. Çağ kebaplar gerçekten çok lezizdi. Akşama kadar şehir içinde Dolaşalım dedik.Palandökene doğru gittik.Dağa tırmanmadık ama teleferiklerrin gişesinden döndük.Rize’den sınava gelen arkadaşlarla karşılaştık.Akşama doğru döneceklerini söylediler.
Akşamleyin dönüş başladı Yine geldiğimiz yerden döneceğiz.Erzurum Rize yolu daha kısa ama yollar çok bozuktu o zamanlar.Söz birliği yaptık Herkes sıra ile fıkra anlatacak Yolculuğa renk katacaktı.Hepimiz kültürlü ,eğitimci kişiler Öyle gün görmemiş öuhtehcen fıkralar Atış serbest.Şenol öğretmenimiz fıkra anlatmaktan muaf denildi.O’nun dikkatli araba kullanması için.Sıra hamit Öğretmendeydi herhalde tam damardan bir fıkra anlattı ki arabanın içinde adeta koptuk Gülmekten yerlere yattık. Gümüşhane’ye yakın Gümüşkale denen denen yereekeskin bi köprü var Köprüyü geçince şöfor biraz açık alınca ,çakıl arabayı çekti Önümüzde telefon direkleri var ağaçtan.Şöfor bütün dikkatiyle fren yaparak kontölden çıktı Küt diye bir ses motor istop etti.E..gece karanlık.Mustafa Uzun be ve şöfor öndeyiz üç kişide arkada..Mustafa Bey hemen kapıyı açıp kendini dışarı attı.Şöforle ben hala soğukkanlı şoktayız hiç bir şey olmamış gibi.Dışarı çıktık arabayı geriye doğru ittik. Çalıştırmak istedik araaba çalışmadı. Yoldan ön metre yukarda kahve var.Kazayı görenler hemen yanımıza geldi.İçlerinden biri ben tamirciyim .Arabanızı bir bakayım .Siz kahveye gidip çay için dediler.Sıkıntı yapmayın o şimdi halleder dediler.Araba çalışmazsa misafir ederiz dediler.
Bizi bir masaya oturtup çay ikram ettiler.Meğer kutupbaşları çarpmanın etkisiyle yerlerinden fırlamış Onları yerine yerleştirip arabayı çalıştırdı. Ücret teklif ettik birak ücret almayı çay paralarını da almadılarArabayı çalıştırıp tekrar yola koyulduk.O yol Erzurum Trabzon transit yolu İran,a kamyonlar tırlar yük taşıyor o zamanlar.. ;İşlek bir yol.
Kamyoncuların uğradıkları bir cağ kebap yeri söylediler Zigana’da sabaha kadar açık.Orada da son bir kebap yiyelim dedik.Gecenin ikisi daldık o kebapçının yerine.Beş kilo et mangal daha yedik..Daha dedik mühtehcen fıkra anlatmak yok.Fıkralar edebi tarzda olacak deyip. Çayeli’ne kadar geldik.Herkes dağıldı o güzelim gezi hiçte unutulacak cinsten değildi...
Hüseyin KARA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.