- 182 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Toplum ve Dindarlık
Bir toplumu peşinden sürükleyenler karizmatik liderler olabildiği gibi içinde yaşadığı toplumun bireyin inancını, düşüncesini, davranışlarını etkilediğini söylemek mümkün. “Bir bakıma insan çevresinin ortalamasıdır.”
Tarih boyunca dini olmayan herhangi bir toplum olmamıştır. O halde insan için genel manada inanmak ihtiyaçtır. Aynı şekilde inanmak, inanılan şeyi samimiyetle kabullenmek ve onaylamaktır. Bu yönüyle “İman etmek doğrudan akılla açıklanamaz” iddiasında bulunan bazı filozoflar haksız sayılmazlar.
Dinler inanandan samimiyetle bağlılık isterler. Bir dine mensup olmak da kişinin kendi iradesiyledir. Sonrasında ise kişinin o dinin koyduğu kurallara uygun davranmaması en basit ifadeyle tutarsızlık ve samimiyetsizliktir.
Çoğunluğu seküler hayat tarzını benimsemiş, yalnızca dünyevi amaçları olan insanlar arasında dindar kalmanın zorlukları vardır. Din, insanı iyiliğe yönlendirirken, toplumda münker (dinen ve aklen zararlı,kötü) yaygınsa ya da meşru/normal sayılırsa o vakit samimi inananlar inandıklarını sorgular: Acaba ben mi hatalıyım, yanlış yolda giden ben miyim?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.