SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM ÜZERİNDE TEKNOLOJİNİN OLUMSUZ ETKİSİ
Çağımızda gözle görülmeyen bir savaş var. Bu savaş, bilim ve cehaletin savaşıdır. Çağımızda dedim ama biliyorum ki insanlık var olduğundan bu güne dek bu savaş hiç bitmedi. Elbette arzumuz bu savaşın bilimin cehalete karşı galibiyeti ile bitmesidir. Hatta belki de eminiz bilimin kazanacağından. Fakat bazen "acaba..." demiyor değiliz; çünkü umudumuzu, inancımızı yoran öyle şeyler oluyor ki... İşte bu yüzden bir temenni ile başlamak istedim yarı söyleşi yarı makale tarzında ya da bir serzeniş diye ifade edebileceğim satırlara...
Umarım, gençlerimiz bilime ve sanata önem verir de gün gelir esasen şizofrenik tanı için birer belirti olarak kabul edilebilecek hurafeler, kehanetler kendiliğinden yok olup gider ve kahinlerin de hiçbir itibarı kalmaz ülkemizde.
Temennime ek olarak belirtmek isterim ki basın yayın kuruluşları bu tip kişileri gündem yaparak bunların popüler hale gelmelerine aracı olmaktansa ülkemizin kayda değer meselelerini gündeme taşımalılardır.
Ek olarak, rahatlıkla sosyal medya hesabı açılamamalıdır. Sosyal medya hesabı açma işlemleri için kimlik taraması yapılmalı, fake olarak adlandırılan sahte hesap açılışlarına izin verilmemelidir. Bu uygulama için sorumluluk sadece devletlerin değil, sunucu şirketlerindir. Eğer gerçekten insanlığı düşünüyorlarsa, yaşanılabilir ve sürdürülebilir doğayı düşünüyorlarsa bir an evvel gereken yapılmalıdır. Örneğin sosyal medya üzerinden para kazanma işine kriter belirtilmeli ve bu sınırlandırılmalıdır. Saçma sapan yayın açan kişilerin o saçma yayınlardan para kazanabiliyor olmaları kesinlikle engellenmelidir. Zira bu konu sürdürülebilir yaşam için elzemdir. Daha açık bir şekilde örnek vermek gerekirse ya da somut bir senaryo üzerinden izah etmek gerekirse, ülkemizde bilindiği üzere eskiden olduğu gibi "usta" sıfatını hak eden insanlar artık günden güne azalmaktadır. Sanayide, tarımda geleceğin ustası olacak çırak bile bulunamıyor artık. Nedeni de bilindiği üzere sosyal medya sayesinde kolay para kazanılabiliyor olmasıdır.
Çok güzel bir atasözü vardır, "Emek olmadan yemek olmaz." der... Günümüzde oluyor, değil mi? Fakat bunun, zincirlerin kopmasına, çarkların kırılmasına sebep olduğunu acilen görmemiz gerekir. Aksi takdirde tıpkı bir açının başlangıç noktasında küçük bir derecede açılmasının uzayda kat ettiği mesafede hedefe varana kadar aradaki boşluğun sonsuz olacağı kesindir.
Dolayısıyla, sürdürülebilir yaşam için boşluk bırakmamamız gerekir. Bütünlüğü korumak adına zincirlerin kopmaması, çarkların kırılmaması gerekir.
Bilinçli çocuklar yetiştirmeliyiz ama önce kendimiz bilinçli olmalıyız. Eğer ortada problem varsa bu problemin kaynağına inmeli ve orada sorunu çözmeliyiz. Tabiri caizse, çatımız akıyorsa çözüm yere paspas atmak değil akarın kaynağını bulup kapatmaktır.
Son olarak ifade etmeliyim ki teknoloji akıl ile bağdaştığında insanlığa hizmet eder. Çılgınlıkla bağdaştığında ise insanlığı yok eder.
-Mustafa ÖzTürk #mstfztrk
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.