5
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
488
Okunma

Kara kışın karakaşını kararttığı bir gün. Ders Beden eğitimi. Öğretmen sınıfa girdi. Öğrenciler ayağa kalktı, oturdu.
Dışarısı kar boran. Okulun bahçesini kar örtmüş, yağış devam ediyor. Öğrencilerin neşesi yerinde, Bu havada beden eğitimi mi olur?
Öğretmen:
“ Şimdi sizlerden benimle dışarıya çıkabilecek gönüllüler arıyorum. “
Önce sınıfın en haşarısı el kaldırdı:
“Öğretmenim ben varım.”
Peşinden bir iki üç beş derken altı öğrenci çıktı bahçeye.
Öğretmenin elinde bir top:
“Halka olun. Ben ortada olacağım. Sırayla top paylaşacağız.
İlk öğrenciye attı topu, öğrenci öğretmenine gönderdi. Öğretmen sırayla diğer öğrencilere attı. Her atılan top kendisine geri geldi:
“ Sınıfa dönüyoruz.”
İçeridekilere dışarıda oynan oyunu anlatı. Sordu:
“Ben niye bu oyunu oynattım?”
Sustular,
Dışarı çıkanlara sordu:
“Eline kaç top değdi?”
“İki öğretmenim.”
“Peki ya benim elime kaç top geldi?”
Düşündüler. Biri el kaldırdı.
“ On iki öğretmenim.”
“Eğer yöneticiysen yorulması gereken sensin. Elindeki topun kıymetini, nereye gönderileceğini bileceksin.
Öğrenciler bir birlerinin yüzüne baktılar soran gözlerle. Öğretmen ne demek istemişti?
Anlayan da oldu anlamayanda.
Ama bir gün gelecek hepsi de anlayacaktı.