Sorunlu Sorular Sorunsalı
-Aldatıldım..! diyordu.
Ne demek idi aldatılmak..? Birden fazla soru belirdi aklımda.
Aldatılmanın kelime anlamı neydi..?
Sevmediğin birini aldatmış sayılır mısın..?
Peki kendini nasıl aldatır insan..?
Aldatmak : yanılmasını sağlamak, yanılgıya sürüklemek, yanıltmak.
İmiş tdk’da ki anlamı. İnsan zihninde beliren ifade ile örtüşüyor. Ve bu güzel olan kısmı. Olmayan kısma geçmeli yeni paragraf açarak...
İnsan oğlu işte tabiri caizse irade kuş olup uçabiliyor elbette. Evliya değiliz sonuç olarak. Evli veya bir ilişki içerisinde yani arada bir sevgi bağı var. Buna rağmen akıl, kalp kayabilir (ya da hormonlar mı dese idim). Beşer bu şaşabilir buraya kadar tabii bir durum. Fiiliyata dökülmediği müddetçe aldatma sayılmamalı sanki.(Ki eskiden olsa aklından geçmesini bile aldatma sayar idim. Yok yok değişmedim...)
Aldatmak hangi evrede başlıyor diye yeni bir soru daha.
Farz-ı mahal diyelim ki gitmek istediğin ama gidemediğin bir ilişkinin içerisindesin. Yani sevgi, saygı bağları yerle yeksan olmuş ve mecburiyetlerin hakim olduğu bir ilişki. Yine de aldatmış sayılır mı insan???
Bilemedim ki sayılmaz sanki, yani sayılmamalı. Rezilliği ele alsın demiyorum elbette ama gönül bu dinlemiyor çoğu vakit...
Aldatılmak peki..!
Sevildiğini düşündüğün ve tabii sevdiğin bir ilişki içerisinde iken böyle bir şey ile yüzleşmek oldukça acı. Kolun, bacağın veya herhangi bir uzvun kopmuş gibi derin bir acı... Etimden et koptu derler ya hani he işte tamda onun gibi bir şey. Onur kırıcı, aşırı değersiz hissettiren bir durum. (Bildiğimden değil ya hu ben ve aldatılmak :) )
Hâl böyle iken gerçek mânâ da kalp taşıyan biri aldatabilir mi..? Hatta sevmese dâhi..!
O yüzden derler ki aldatmak aldanmaktır diye. Yani umarım bu sebepten demişlerdir. Kendini aşabiliyor ise insan empati yapmadan evet işte o zaman aldatmıştır...
Farklı pencerelerden bakmayı denedim ama beceremedim de sanki. Doğru tek midir ya da göreceli mi..? Bende soru bitmez bunu da siz cevaplayın :)
Belki de "ben bilmem" zikrini çekmeli. Sonuç olarak çok da tecrübeli sayılmam ikili ilişki mevzularında.
Bir bildiğim var ise o da sizi seven, değer veren, vakit ayıran, düşünen güzel kalpleri incitmemeli...
İflah olmazsınız demedi demeyin :)
.
.
.
YORUMLAR
Ben en çok ana karakteri "sevdim" :)
Sevdim dediğime bakmayın, en çok sevmek kelimesinden nefret ederim... Anlamı çok yönlü ve bazen çok sükseli derindir.
Neyi seviyoruz?
Niye seviyoruz?
Bu kelimeyi niye rastgele kullanmak ihtiyacnı duyuyoruz?
v.s v.s v.s
"Ben bilmem" :) bu da senlilerin sorunsalı olsun :)) ama aldatmayı çok amaçlı bir sorunsal olarak düşüne bilirim!
Dur 'bi düşünim... :)
Venüs 1
Yani öyle aslında haklısınız. Ölçüp biçmek bilemedim sıkıntılı sanki...
Gelmişini, geçmişini falan vesaire :)
Tüketim toplumu olduğumuz bir gerçek. Ve en çokta kelimelerin içini oymayı seviyoruz. Ki ne ile doldurulduğu malum :)
Ben ve sorunsallarım zaten çok idik 🙈
Çok da zorlamayın ya hu hayat zaten biz ne kadar düşünsekte bildiği gibi geliyor ...
Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için müteşekkirim 🦋
Var olun hep ...
Nerelere gitti aklım bak şimdi, kimi meyilli ölüme kimi değil, bazıları tanrı düşmanı bir ateist bazıları kanlı inanç misyoneri, kendi fikirlerinin diktatörü kimileri ... Varoluş felsefesi canıııımmm savaşım benim...
Var olmanın dayanılmaz hafifliği kitabı senin tartışmaya açtığın konu da dahil bir çok konuda kırar kafaları, bir çoğu bayılırken bir çoğu nefret eder bu kitaptan fakat neticede başarmıştır Kundera zıtlıklar kırarken birbirini kenardan izlemeyi( gerçi ara ara fena dahil olmuştur ya neyse)
Bak şöyle bir alıntı paylaşacağım kitaptan bu bitmez tartışmaya ve Ana karakterlerden birinin (Tomas) vardığı sonucu da alıntılayacağım.
(: maksat pazar pazar kıralım kafaları
'"Gözü 'daha yükseklerde bir yerde' olan herkes günün birinde gözünün kararabileceğini hesaba katmalıdır. Nedir göz kararması? Düşme korkusu mu? Peki ama gözetleme kulesinin sapasağlam trabzanları da olsa bu korkuya kapılırız; neden? Yok, göz kararması düşme korkusundan farklı bir şey. Bizi çağıran, bizi kışkırtan, altımızdaki boşluğun sesidir göz kararması; düşme arzusudur, bu arzunun karşısında dehşete kapılır, kendimizi korumaya çalışırız.'"
İnsan karşılaştığı her durumda ahlaki olarak sorgular kendini hangisini seçmeliyim diye. Fark etmez aşk siyaset yada gündelik yaşama ait her şey ...neyi tercih edeceğiz?
İhaneti mi sadakati mı...üzerine giydirilmeye çalışılan deli gömleğini mi yoksa öz benliğini mi ... Hafifliği mi Ağırlığı mı ?
Ay neyse çok uzattım (:
Fakat
Şu sonuca varıyor en azından konumuzla alakalı kitaptaki Tomas karakteri :
Tomas seviştiği kadınların yanında uyuyamaz...
Bir kadınla sevişmek ve bir kadınla uyumak iki ayrı tutkudur, sadece farklı değil aynı zamanda da zıt tutukular. Aşk çiftleşme arzusunda (sonsuz sayıda kadına kadar uzanabilecek bir tutku) duyurmaz kendini, uykuyu paylaşma arzusundaysa avazı çıktığı kadar bağırır.(tek bir kadınla sınırlı olan bir arzu).
Sevgimle.
Venüs 1
Konu öyle bir konu ki açıyor konu konuyu sonra komşu komşu durur mu o da söylüyor akıl oynatan fikrini :)
Okumadım o kitabı ama az çok fikir sahibi oldum sayenizde. Edineyim en kısa vakitte açılsın yeni pencereler :)
Az kırıkmış gibi 🙈
Kırdık iyice zaten... Pazarları sevmiyorum ya sanırım bilinç altım bilinçli olarak böyle bir konu seçti :)
Uyku mevzusu apayrı, vurgusu iyiymiş kitabın. Sevdim Tomas'ı da.
Başlık açılmaya layık bir konu o ihaleyi size bıraktım 🐣
Gelişiniz hoş ve içten var olun her daim
Bilmukabele elbette 🦋
Cesur yazılar yazmak işte budur
Ödlek yazar hiç bir zaman gerçek bir yazar olamaz.
Bam teline teline basmak gerekiyor
Kalem kıvrak değil keskin olacak. İşte bu yazıdaki gibi
Tebrikler kardeşim
👏🏼👏🏼👏🏼👏🏼👍💐🌷💐☕❤iyi pazarlar diliyorum
Venüs 1
Bilemedim o kadar da cesur sayılmasa da içimden geldiği gibi diyelim :)
Var olasın hocam ne güzelsin
Her daim iyi geliyorsun...
Teşekkür ederim bissürü 🦋