Sevgiyle Emek
Hafta sonu kuzenimin emekli ikramiyesiyle aldığı ve sık sık davet ettiği küçük bahçesine gittik...Mahalle kapsamına alınmış, şehre 9-10 km uzaklıkta bir köy...
Yol boyu yazlık evler... Hobi bahçeleri...Yeşili çok çok özlemişim...
Ana yoldan ayrıldığımız ilk sapakla birlikte uçsuz bucaksız denebilecek yemyeşil çimlerle kaplı arazileri şaşkınlık ve hayranlıkla izlerken ’’gözlerimiz bayram ediyor’’ deyiverdim... İçimde tarifsiz duygular depreşti ’’benim de küçük bir bahçem olmalı, işte böyle, yemyeşil’’... Yavaş yavaş ilerledik toprak yollardan, yine yemyeşil doğayı izleyerek...Aslında o yeşil çimenler henüz başak tutmamış buğday tarlalarıymış...Yazın sararacak sonrasında soframızda ekmek olarak göreceğimiz buğday tarlaları...
Bu çok nefis, iç açıcı yolculuğun ardından küçük bahçeye ulaştık...Kuzenim, kızı, damadı, damadın anne-babası kapıda karşıladılar...Bu hoş yolculuğun ardından bu sıcacık karşılanmayı daha da hoş bulduk...Damadın anne babası da bizim gibi ilk kez gelmişler bahçeye...
Bir oda, mutfaktan oluşan küçük bahçe evinin verandasında ağırlandık...Henüz dikilmiş ağaçların yakından incelenişi, bahçe ve bitkiler hakkında bilgilendirilmemizin ardından tekrar güzeller güzeli, eşsiz manzarasını bayılarak izlediğimiz, hafif rüzgarını içimize çektiğimiz verandaya oturduk. Diğerleri bahçedeki yabani otları toplamaya koyuldular...
Otlar çapalanmış, makineyle. Damat, tırmıkla çekip yığarken, silkeleyerek el arabasına yerleştiriyor kızın kayınpederi...Kayınvalide kuru fasulye pişiriyor barbeküde, geliniyle yardımlaşarak...Yüzleri iş yapmaktan yorgun, bıkkın değil, kendi aralarında tatlı tatlı sohbet ederek, keyifle yapıyorlar işlerini. Elbirliği ile... İş yük gelmiyor bu insanlara, ya bahçe işini seviyorlar ya da tüm hayatları böyle uyumlu ve telaşsız...Kayınvalide evde çiçek yetiştirdiğini, çiçekleri sularken onlarla konuştuğunu, yediğimiz dondurma çubuklarını her saksının dibine birer tane bırakıp toprağı onunla eşelediğini anlatıyor. Ben doğayı, çiçekleri, yeşilliği sevdiğimi yinelediğimde...Onların çalışmalarını zevkle izlerken anlayabiliyorum, benim aldığım çiçeklerin neden iki üç haftada sararıp solduklarını...
Doğa da her canlı gibi emek istiyor, sevgiyi her an hissetmeli ki yaşayabilsin..
.
Bir arkadaşım anlatmıştı; eşinden ayrılmayı ciddi ciddi düşündüğü günlerde, kızının mezuniyet törenine anne baba olarak birlikte katılmışlar...Müzik eşliğinde kızının salona girişiyle çok çok duygulandığını ve onca kalabalık arasında sadece eşinin kızına bakarak duygulanan ikinci kişi olduğunu görüp anladığı o anda, eşinin elini hiç bırakmamak üzere, sıkıca tuttuğunu...
Evlatları her ikisinin de emeğiydi elbet...
Al Yazmalı Asya diyor ya hani; ’’Sevgi Emekti’’ tıpkı onun gibi...
YORUMLAR
Su dem
Selam, sevgi ve esenlik dileklerimle...
Güzel.
Madem mevzu emek, ben de buraya İlkay'ın söylediği şarkıyı anımsayarak bırakmak isterim.
Sevgi.
Sevgi güzellik ister gülüm
Güzellik emek ister
Güzellik tende değil gülüm
Yürekte ateş ister
Güzellik tende değil gülüm
Yürekte ateş ister
Bir çocuk dudağıyla
Yanakta bir sıcaklık
Yalnız güzellik değil
Sevgi özgürlük ister
Güzellik tende değil gülüm
Yürekte ateş ister...
Kaleminize sağlık...
Su dem
Emek ve sevgi temalı, bu çok güzel şarkı eşliğindeki kıymetli yorum için çok teşekkür ederim... Selam, saygı ve esenlik dileklerimle...