- 136 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
CİNAYETE KURBAN EDİLEN NESİLLER
CİNAYETE KURBAN EDİLEN NESİLLER
Cinayet, bilerek ve isteyerek bir cana kıymaktır. Cinayetin hiç biri normal karşılanamaz. İnsanlar sadece meşru müdafaa durumunda ve o da mecbur kalırsa karşısındaki kişiye şiddet uygulayabilir. Ancak bu karşı koymanın şekli de öldürme kastına dayanmamalıdır. Hal böyle olurken son zamanlarda insanların birbirlerine sudan bahanelerle saldırmaları, eline geçirdiği kesici, delici, hatta ateşli silahlarla saldırması ve vahşice yöntemlerle öldürmelerinin altında yatan sebep araştırılmalı değil mi?
Sosyolojik ve psikolojik bir büyük sorunla karşı karşıyayız. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Bu gün ortaya çıkan sorunların en büyük nedeni bundan otuz, kırk sene önce alınan kararlar; çocuk yetiştirme, eğitim sistemi ve aile hayatı ile ilgili gelişmelerdir. Kişilerin tahsilleri arttıkça daha kültürlü, hoşgörü, sempatik ve empatik davranış gelişimleri gelişmiş olması gerekirken nedense bunun tam tersi oluyor.
Aile içi problemler eskiden de vardı belki daha da fazlaydı ama bu tür olaylar aile içinde tatlıya bağlanabiliyor, aile büyüklerinin devreye girmesiyle sorunlar çözülebiliyordu. Belki tam anlamıyla sorun bitmiyordu ama yine de bir hal yolu bulunuyordu. Bu gün böyle bir durum da yok. Yasalar ise bu işi çözemiyor. Cezalar, yaptırımlar sonuç vermeyince şiddet daha da fazlalaşmaya başladı. Sayısının artması bir yana, şiddetin şekli akla hayale gelmeyecek cinsten; kesen, biçen, zehirleyen, yakan, yıkan… Her şeyin içini boşalttığımız gibi aşkın da içini boşalttık. Dün aşkından deli divane olan kişi, uğrunda öleceğini söyleyen aşkına kavuşunca ufacık bir olumsuzlukta, onu yerlerde süründürüyor, rencide edip akla hayale gelmeyen işkenceler uyguluyor hatta öldürüyor… Neden…!
Bir insan anasından doğduğu gün itibarıyla eğitime tabidir ve en büyük eğitimci annedir. Ardından baba, ailenin diğer fertleri, bir anlamda çevre ve tabii ki eğitim kurumları. Bu sıralama çok önemli. Ana kucağında çocuğun karakteri gelişir. Sonra olumlu olumsuz davranış, iyi kötü, faydalı zararlı kavramları ve aynı zamanda iyi ve güzel olanların yapılması kötü olanlardan da uzak durulması bilinçaltına yerleştirilir. Son zamanlarda görüyoruz ki ailelerin bir kısmı bunu göz ardı ediyor ya da bilinçli olarak diğerlerine karşı üstünlük sağlama amacıyla çocuklarına bu tür kötü davranışları teşvik ediyor. Bu gözler ve kulaklar çocuğuna küfrettiren, diğer çocuklara vurmayı, çalmayı, kandırmayı öğreten anne ve babalar gördü. Bir anne babanın kendi çocuğuna her türlü olumsuz davranışı normal karşılarken başkalarının çocuklarına tepki verebilmesi hangi mantığın ürünüdür? Böyle yetişen çocuk, bencil, hırslı, isteklerini elde etmek için her türlü yolu normal karşılayacak, sevdiğini, âşık olduğunu zannettiği kişilerden de fedakârlık yapmasını ve emrine girmesini, sözünü dinlemesini, bir anlamda kendisine köle gibi olmasını isteyecektir. Böylece, empati yoksunluğu, ben merkezciliği ile karşısındaki kişileri hizaya sokmaya çalışacaktır. Bu manzarayı, ailede, evli çiftlerde, sokakta, trafikte, komşuluk ilişkilerinde ve hatta siyasetçilerimizde bile görebiliyoruz. Bu günün manzarası, yirmi otuz sene önce aldığımız kararların bir neticesi olduğunu yukarıda söylemiştik.
Sonuç: Gelenek ve göreneklerimizi unutup uzaklaşmak, başta dini bilgiler olmak üzere manevi değerlerimize bilinçli bilinçsiz saldırılar ve ideolojik ayrışmalar sonucu kutuplaşmalar ortaya çıkmıştır. Halk arasındaki “ Kork, Allah’tan korkmayandan.” sözü pek çok şeyi ifade ediyor. Allah’tan korkmayan her türlü kötülüğü yapabilir demektir. Eğer biz Allah’tan gerçekten korkuyorsak asla yanlış işler yapamayız. Çünkü Allah, iyiliği emretmiş kötülüklerden nehyetmiştir. Buna göre biz hesaba çekileceğimizi ve hesap gününü her an hatırlamış olsak, çocuklarımızı bu anlayışta yetiştirsek ve gerçekten Allah’tan korkuyor olsak bu gün gördüğümüz kadın cinayetleri, taciz, yolsuzluk, hırsızlık, haksızlık, hukuksuzluk yapabilir, “Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmektir.” (Mâide Suresi - 32 ) ayetine karşı gelebilir miyiz?
Biz bu gün kendi ellerimizle kendi çocuklarımızı canice yetiştirip canilere kurban ediyoruz! Eskiden annelerimizin okuma yazmaları yoktu ama onlar çocuklarına Allah sevgisi ve korkusunu, saygıyı, sevgiyi, haramı, helali, iyiyi kötüyü, doğruluğu; haksızlığın, yalancılığın, saygısızlığın hırsızlığın, canlılara zarar vermenin kötü davranışlar olduğunu öğretti.
Son söz: Seksenli yıllarda devleti ve demokrasimizi hizaya sokan ve bize çağ atlatanların ürünleri bu gün yaşananlar. Seksenli ve iki binli yıllarda yetişen çocukların ürünlerini gördük, bu günlerde yetiştirdiklerimizi de belki ben göremem…
01.01.2021
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.