- 235 Okunma
- 0 Yorum
- 4 Beğeni
VE HAFIZ SÖZÜM SADECE SANA...
Yalnızlığıma kefilim, sevgili hafız yâdında dünün…
Yazdıklarımsa kâh bir esinti kâh nesri ömrün ve şiirlerim dikilesi tabular kırılası potlar temas’ım cihan ile kimse nefesini tutan kimi insansa nefes dahi alamazken bolca bonkörce sahiplendiğim hüsran.
Dikitler saklı şehrin her iki yakasında da ve sarkıtlar:
Uleması şehrin kalemse arsız bir ulak neşrinde sevginin hutbeler aşılası hüzün biçilesi umut ise içilesi ısrarlar dua ettiğim bir imtiyaz olsa bile yalnızlığım bolca kükrediğim ki:
Beti benzi atmış şiirlerin sarkacı ve işte içtimada iç sesim dışarlıklı bir hüzün değil hem benimki:
Varsa yoksa içten.
Varsa yoksa içeriği duman dolu.
Kayrasında varlığın kaşkolüne sarıldığım bilinmezin nüansı.
Epeydir, yoktun, ey hafız ve bak ve dinle varsa d/işle kalemi sözcüklerden inşa ettiğim bir ömrü nazımla niyazımla devindiğim kadar söküklerimi bir bir avuçla ve bir avazda doğsun güneş ve bir batında sönsün bu hüzün yüklü ateş…
Bense bir hışımla…
Bense baştan sona örülü saçlarıma yağan karın izinde ve şehrin sisinde gölgelerle oynaşan sözcüklerinse cebbar attığı nutukları.
Temennim o ki.
Tevazu yüklü sesinde mevsimin varsın olsun dört yanımdan çevrili ve aralıksız nakış işleyen bir dilber ki göğsümde saklı ve evet:
Bahtıma razı iken.
Tahtım da varsın olsun devrik.
Hükümranlığında İlahi Adaletin ve hür sesinde kalemin nidalar yüklendiğim nazirelerle beslendiğim ve bak:
Gözlerimin ta içine ak:
Akında alnımın akça pakça ruhunda sefasını sürdüğüm bonkör cefanın.
Kuytularda yaşarken iblis.
Ayan beyan uçuşan melekler gel gör ki sadece bana gözüken.
Ve.
Yasımın yâdında saklı.
Yaşımın her damlasında ve de.
Yanık bir mektubun külünde saklı iken.
Yakardığımdır sadece yüce Mevla.
Ala çatısı bu duygunun aş eren hüsran denen bulutun.
Bir katre.
Bir de dik başlı bir kare.
Üçgen ilişkisinde vurgun yediğim ruhumun mademki tek kozudur: sevgi ve umut ve iman.
Asılı şu ferman göğün tepesine.
Varsın soksunlar beni dünyanın katman dolu dibine.
Dilemmam.
Diklendiğim yaşam.
Dilaltı bir şiir.
Dikitleri şehrin sarkıtları yüreğin hüzne biat bir ömür.
Tasvip etmediğim kadar yalanı tahammülümden ötesi olmasa bile kürediğim şu zifir ve zikrimle eşleşen her fikri.
Tamlamaların doğasında mademki gaipten gelen sözcükler bazen naralar atan bazen fısıltı ile konuşan.
Ulvi bir gölge iken umudun iz düşümü.
Ukdelerle donanımlı bir gönlü bahşedene duyulası o şükür.
Şimdimden yittim yarına meylettim dünsüz de geçmez iken ömrüm dikilesi bir sancak ve azadesi ruhun sevap bildiğim kadar verdiğim ama dönüşü olmayan her selam yaralarımın iniltisinde kaybolan dünya dolusu hayalimi çalan nice insan.
Kulluğum ve künyem ve kürediğim.
Küskün de değilim artık kendime külümdeki serveti de değişmezken dünya nimetlerine.
Ve hafız…
Sözüm sadece sana.
Mademki dinleyenimsin dilediğim kadar seninle dertleşmenin verdiği o ulvi esinti.
Tünediğimsin ve türediğim ve türettiğim tüm tükenmişliğimde saklı alnı ak bir resim:
Varsın olsun tek nokta addedileyim.
Noktasına virgülüne bu benim:
Buğrasında hayatın busesi sevdanın ve yalın bir niyazla koştuğum bilinmezin tevafuk yüklü esintisi…
Mademki yoktan var edendir taptığım ve sarıldığım ve sarmalında inancın…
Yalnızlığıma olduğum kadar yarınlara da kefilim:
Tülbendi yırtık bir kelam.
Örtüsü üzerine serili.
Renklerin her biri mademki beyazdır masumiyetin hası.
Haiz olduğumdan da öte çalınmış hayallerimin doğaüstü varlığı.
Bir kül.
Bir köle.
Belki de solmuş bir gül.
Nabzını alamadığım kadar hayatın bahşedene muhtacım ve tüm lütfuna engin bir yürekle koştuğum kadar yandığımın ötesi varsın yarım kalmış bir hikâyeye meyledeyim yarınımda saklı iken yâdımdan sökün eden her an ve her anı anılası bir rüyanın da meczup sahibesi metruk hecelerden ördüğüm bir hare bir yelek misali üstüme geçirdiğim en değerli mintanım iken yüreğimde saklı servet bahşedene duyduğum şükür…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.