- 260 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
TÜRKÜLER UNUTMAZ
TÜRKÜLER UNUTMAZ MALABADİ KÖPRÜSÜ
Yazan: İsmail Aydoğmuş
Divriği insanı kültür insanıdır. Hiç boş durmaz mutlaka bir şeylerin ucundan tutar, toplumu bilgilendirip aydınlatmak için uğraş verir. Divriğili Hasan Ergün arkadaşım da bunlardan biri. “50 Yaş Üstü Huzur Dostluk” adlı Facebook sayfasındaki çalışmaları ona 17,2 B üye kazandırmış. Bu kadar insanı kazanmak için de ilginç resimler ve konularla ilgili sorular sorup, izleyicinin dikkatini diri tutuyor.
Bir gün yine bir köprü resmi yayınlamış
“Burda başladı bitti bir garibin öyküsü” diyor türkü bu köprüyü bilen var mı? Diye de soruyordu. Bunu kim bilmez.. Gençliğimizde dinleyip söylediğimiz türkülerdendi. İçinde aşk yaşanmış bir ağıttı.
İnternetten Malabadi köprüsünü sorguladım.
“Malabadi Köprüsü, Silvan’a 23,2 km uzaklıkta” cevabını bulup yazıverdim.
“TC İsmail Aydoğmuş abi senin bu harita okumana hastayım valla. Helal olsun..” yanıtını aldım.
Ardından şu cevabı verdim.
“Türkülerden bahsedince kolayca bulunuyor. Herkes unutsa da türküler unutmuyor” diye..
Evet “Herkes unutsa da türküler unutmuyor” Türküler bizim sevinçlerimizi, üzüntülerimizi, kahramanlıklarımızı, sevdalarımızı nakşettiğimiz yürek sesimizdir. Türkülerin bir sahibi bir yazanı varsa da okunduktan sonra yüreklere işliyor zihinlere kazılıyor. Hepimizin türküsü oluyor. Öylesine benimsiyoruz ki türküleri, bestesiyle kopyalıyoruz zihnimize.
Sonra onların yürek burkan hikâyeleri, ya da göğüs kabartan hikâyeleri geliyor akla. Şöyle geriye dönüp baktığımızda birçok “unutulmuş” diyemeyeceğim “unutulmaya yüz tutmuş” türkünün bir mısrasını, ya da müziğini duyduğumuzda azıcık düşünüyoruz. Hemen o türkünün beynimizin raflarında bulduğumuz kitabı açılıyor, yeniden o türküye can veriyoruz. Bütün bu işlemler yıldırım hızıyla gerçekleşiyor. Gönlümüzde ruhumuzda hissediyoruz o türküyü.. Söyledikçe huzur buluyor, ya da şevkleniyor, neşeleniyor rahatlıyoruz. “Müzik ruhun gıdasıdır” diye boşa dememişler.
Türküler aynı zamanda tarihtir. Geçmişte yaşanmışlıkların belgesidir. Yıllar önce yaşanmış bir olayı kaydeden, okunduğunda bugünkü gibi taze, bugünkü gibi anlaşılır bir belgedir. Yıllar önce bir türküyü bir deyişi Pir Sultan Abdal nasıl okumuşsa, bugün de küçük birkaç önemsiz değişiklikle aynı kalıplar ve seslerle okunmaktadır.
Türküler tarihi vesikadır. “Malabadi Köprüsü” nde olduğu gibi Aşiretlerin bir birini düşman görmesinin, “Karşı Aşiret” olarak görmesinin, onlara kız vermemesinin, “Şeyh”lerin toplum üzerinde nasıl bir otorite kurduğunun da belgesidir.
Bir yiğidin sevdiğine verilmeyip, vurulmasının anlatıldığı eseri değerli sanatçı Selçuık Alagöz den 1975 te çıkardığı plaklardan dinledik. Sözleri de bugün kü gibi hatırımızda…
Malabadi köprüsü Malabadi köprüsü
Orada başladı bitti şu garibin öyküsü
Malabadi köprüsü Malabadi köprüsü
Orada başladı bitti şu garibin öyküsü
Karşıki aşiretten bir kıza gönül verdi
Aşkı uğruna her gün o köprüye giderdi
Siirt’in dağlarında uçan kuşu vururdu
Fatma’yı okşadıkça kalbi sükûn bulurdu
Of garibim of / Of garibim of
Karar hakkı şeyhteydi, Fatma’nın babasında
Katı ve insafsızdı bu aşkın karşısında
Kararlıydı zalim şeyh onları öldürmeye
Yine bir seher vakti pusu kurdu köprüye
Tabancalar patladı sevgililer susmuştu
Malabadi köprüsü aşka mezar olmuştu
Of garibim of / Of garibim of
1147 yılında Artuklu beyi Timurtaş Bin-i Gazi tarafından Yapılan Malabadi köprüsü’nden Evliya Çelebide Seyahatname’sinde “Kemeri öyle geniş ki, Ayasofya’nın kubbe aralığından bile büyük” diye bahsetmektedir. Bu köprünün üzerinde daha kaç aşk yaşanmış, kaç aşığa mezar olmuş, Kaç aşık kendisini Dicle’nin sularına bırakmış bilinmez.. İster “Bad ile Fatma”nın, isterse “Kerib ile Fatma”nın öyküsü olsun. Sonuçta tabancaların patlayıp sevgililerin, sevginin yok edildiği bir hikayedir Malabadi Körüsü..
Sevgisizlere inat sevgi dolu bir ömür diliyorum herkese…
Notlar:
Selçuk Alagöz: 5 Ağustos 1944’te İstanbul’da doğdu. Alman Lisesi ve İstanbul Üniversitesi’nde okudu,1964 yılında Hürriyet gazetesinin düzenlediği "Altın Mikrofon" yarışması ile ismini duyurdu. 23 adet 45’lik, 7 albüme eser vermiştir. Kız kardeşi Rana Alagöz ile beraber 4 adet altın plak sahibidir. Dharma Yayıncılık’tan çıkan "İki Kez Yaşadım" adlı kitabı bulunmaktadır.
Kaynakça:
Aydoğmuş İsmail – Türküler ve Hikayeleri Kitap Notlarından
Alagöz Selçuk - Dharma Yayıncılık 2010 İstanbul
Gazete Sanat
www.gazetesanat.com/aska-mezar-olan-malabadi-koprusu
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.