- 196 Okunma
- 0 Yorum
- 5 Beğeni
Sen Melankolisin
...
Yalan inanma,
gözlerine bakıp da kalbinde duyduğun sancı,
Her ne kadar yakınsa da bakışlar ,
gözlerin sahibi yabancı...
dedi ve gözlerini çekti, içini ısıtandan.
İçinden bakmıştı. İçinden baktığında karanlıkta kaybolmuştu bakışları. Kısa ve uzun bakışların huzmesinde, yaşananı süzmüştü.
Ayrımsamıştı.
İç içe aynalardan yankılanmıştı bakışı.
Yoksa optiğin bir oyunu muydu, tüm olanlar?
Sevgisi nesnesiz olmuyordu.
İçinde saklı kalmış özne, bir birim rahatlık vermiyordu.
Saklı mı, tutuklu mu özne, belirsiz...
Baktı aynaya,
“Sen melankolisin”, düşündü.
Fotoyorumlama dersine tekrar girsem mi dedi.
Tek göz bakış, çift göz bakış ve derinlik...
O derse girmeyeli yıllar olmuştu.
Kimseye gözükmeksizin sinseydi amfinin bir köşesine.
Hayatı koysaydı nesne niyetine, sol gözünü kapatıp, sağ gözüyle; sağ gözünü kapatıp, sol gözüyle baksaydı hayata.
Net gördüğünü sansaydı, yanılsaydı.
Hocası, net gördüğü yanılsamasını dersin son paragrafına bıraksaydı.
Deseydi ki, net gördüğünü sanabilirsin;
Ve fakat,
derinlik çift gözlü bakışta saklıdır.
Baktı aynaya,
“Sen melankolisin” düşündü, tek gözü kör, hayata bakan.
Hayatı net gördüğünü sanıp, sığ kalan.
Oysa kısa ve uzun bakışların huzmesinde, yaşananı süzmelisin bulunduğun noktayı idrak etme adına dedi.
Duvarlar yıkmalı bir birim rahatlık adına.
Yeni duvarların çıkacağına aldırmaksızın.
Farkı gören iki gözlü bakıştı...
…
Epey boşalmıştı zihni, fotogrametri dersinden sonra.
Stereoskopik bakış atılası hayattı karşısında.
Birden zihninden sözcük türetme geçti, stres/kopik bakış dedi, gülümsedi.
Stresin hiç zamanı değildi.
Soyut hücresinde,
adeta somut gökyüzü olmuş ağlamıştı, toprak olmuş kucak açmıştı, kendine; sevinçle kabul etmişti, kendini.
...
Yeniden gözlerini içini ısıtana çevirmişti.
Bakış. Gözlerin sahibi.
Nazarın gölgesinde, yüreği titriyor; zihni boşalıyordu.
Bomboş zihinle dinliyordu, bakışları; kıyassız ve yargısız kalmıştı bir an. Suskundu sözler, duygular yükselirken. Dayanıyordu sessizliğe. Şikâyeti kalmamıştı zamana, uzama. Bakışlarını ona yüklemiyordu artık.
Hayat olmuştu baktığı, bin bir halini benimsemişti.
Karşısındaki gözlerden hissetmişti, bakanı.
Çekim alanında kalmış gözlerin sahibi, içini ısıtan kalkmış, yanına doğru geliyordu.
Adım, adım...
Belliydi, bir şeyler söyleyecekti. Sessizlik azımsanmıştı duygularca. Çılgınca yönelişe gardını almıştı.
Gelmişti.
Yanındaydı.
Birden ayağa kalktı, izin vermedi gözlerin sahibinin konuşmasına.
Arsız cesaretiyle, işaret parmağını dudaklarına dokundurdu.
Dudaklarındaki ıslaklık, tenine siniyorken;
Onun diliyle konuştu.
-Sen melankolisin, dedi.
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.