- 143 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YUMUŞAMA MI BAŞLIYOR?
YUMUŞAMA MI BAŞLIYOR?
Bilindiği gibi, 2024 Mart yerel seçimlerinde AKP iktidara geldikten sonra ilk defa ikinci, CHP ise 47 yıl sonra birinci parti oldu. Bu günkü köşe yazımda, yaşanan ekonomi ve Ortadoğu’da yaşanan sorunlar nedeniyle yeni bir AKP yeni bir dönem, yeni bir yumuşama politikası başlatacak mı sorusuna yanıt bulmaya çalışacağız.
29 Mart yerel seçimleri Türkiye genelinde CHP 14’ü büyükşehir 35 belediye, AKP ise 12’si büyükşehir 24 belediye kazandı. Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP 8 il aldı.
6 büyükşehir ve 23 il merkezinde belediye başkanlığı bir partiden diğerine geçti. En büyük geçiş AKP’den CHP’ye oldu.
Bu değişim, CHP’yle sınırlı değil. Yeniden Refah Partisi 1’i büyükşehir 2 il, DEM Parti 3’ü büyükşehir 10 il, İYİ Parti ve BBP de 1’er il belediyeyi aldı.
Uzmanlar, CHP’nin Anadolu’nun iç kesimlerine yayılan başarısının “beklenmedik” olduğunu söylüyor.
29 Mart seçimlerinin başarısızı sadece AKP değil, cumhur ittifakının başarısızlığıdır.
1-İYİ Parti genel başkanı Akşener’in yerel seçimlerde Erdoğan ve AK Partiden çok 2019 ve 2023 müttefiki CHP’ye yüklenmesi ters tepti. İYİ Parti 2023’te aldığı 9,69 oyun neredeyse yarısına düştü.
2-Daha seçimin ilk saatlerinde partisi içinden istifası istenmeye başlandı. Bu durum genel kurulda Akşener’i genel başkan koltuğunun değişmesine vesile oldu.
3- Devlet Bahçeli. MHP’nin oyları da yarıya düşerek yüzde 5 düzeyine indi. Ellerindeki belediye başkanlıklarını kaybettiler.
3- AKP’nin de desteğiyle girdikleri Manisa Büyükşehir Belediyesini, Özel’in de seçim bölgesi olan CHP’ye kaybetmeleri oldu.
4- Kütahya belediyesi MHP’den -1950’den bu yana ilk kez- CHP’ye geçti.
5- Özellikle AKP’nin kalesi olarak bilinen Adıyaman’ın CHP’ye geçmesi şaşırtıcı oldu.
Seçim haritasındaki bu değişikliği, “ kutuplaşmasının yerini yumuşamaya başladığının bir göstergesi” olarak yorumlanabilir mi sorusu merak konusu olmaya devam ediyor.
Bu seçim sonuçları hakkındaki belirlemeler sonunda tekrar yumuşama konusuna gelirsek;
29 Mart seçim sonrasında cumhurbaşkanı Erdoğan balkon konuşmasında şunlara vurgu yaptı;
‘’Seçimler demokrasilerin en kritik günleridir. Milletin iradesi sandıkta tecelli eder. Millet mesajını sandık vasıtasıyla iletir. Milletin kararının hiçbir baskı ile dayatma ile karşılaşmadan sandıktan gelmesi demokrasimiz için büyük bir kazançtır.
Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. 31 Mart bitiş değil, dönüm noktasıdır. Türk milleti sandığı vesile kılarak mesajlarını ulaştırmıştır. Bu seçimin galibi öncelikle demokrasimizdir.’’ Şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.
CHP lideri Özel, TBMM’deki 23 Nisan resepsiyonunda aldığı davetle katıldığı çay partisinde, AK Partili milletvekilleriyle, mutlu görünüyordu. Yumuşamanın göstergesi olarak yorumlandı.
CHP ile AK Parti arasındaki bu yumuşama gözden kaçmamış olmalı ki, MHP’yi rahatsız etmiş görünüyor, Devlet Bahçeli herkesi şaşırtan sert çıkışlar yapmaya başladı.
Bahçeli ilk olarak Mehmet Şimşek’in ekonomistlerin sıkça kullandıkları ‘yerel halk’ sözcüğünü farklı bir anlama yorup ülkeyi bir bakıma ekonominin içinde bulunduğu sorunlardan kurtarmaya taşıyan bakanı rencide etmeyi, belki de istifasını sağlamayı amaçlayan açıklamalarda bulundu.
Arkasından, kendisini yürüyüşte gösteren bir videoyu, partisinin sosyal medya hesabından yayınlatırken, yeni mesajlar vermeye çalıştı.
Videoda, yürürken görünen Bahçeli’nin adımlarına Ferdi Tayfur’un anlamlı sözlerine eşlik ediyordu.
“Hep köle misali zincire vurdun / Ben sana dost oldum sen düşman oldun / Sen beni kendine göre mi buldun /Hainsin diyorsam söyleten sensin // Sana söylediğim sözlere kızma / Sitem ediyorsam ettiren sensin // Senden çektiklerim yetti canıma / Zalimsin diyorsam söyleten sensin // Canımsın dedikçe kıymet bilmedin / Kazandıklarına değer vermedin”
Bu video ve düşündürücü sözleri, ilerde cumhur ittifakı içinde çatlaklığa vesile olabileceği ihtimalinin göstergesi olarak yorumlanmaya başlandı.
Bir yanda bunlar yaşanırken diğer yandan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’la gerçekleştireceği görüşmeye ilişkin ön hazırlıklarını açıkladı.
Özel, ”Siyasette, münakaşa ile müzakere birlikte yürür” diyen Özel, milletin derdini anlatacağını ve Erdoğan’ın gündemine hapsolmayacaklarını vurguladı.
Görüşmede, belediyelerle ilgili önerilerin yanı sıra emeklilerin sorunları, atanamayan öğretmenler konusu, Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararı ve Gezi davası tutuklularına ilişkin hak ihlalleri gibi konuların ele alınacağını ifade eden Özel, ayrıca Taksim’in 1 Mayıs kutlamalarına kapatılması ve anayasal hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşlerine ilişkin kısıtlamaların kaldırılması yönündeki görüşlerini ileteceğini belirtti..
Özel, Türkiye’nin dış politikasında iktidar-muhalefet ayrımı olmadığını vurgulayarak, Türkiye’nin güçlü bir dış politikaya sahip olması için birlik olunması gerektiğini ifade etti.
Gerginlik olmaması ve nezaketin ön planda olması gerektiğini vurgulayan Özel, “Hakaret, kavga yapmayacağımı” belirterek siyasetin dilinin düzeltilmesi gerektiğini dile getirdi.
Tüm bu gelişmeler sonucunda şunları rahatlıkla söyleyebiliriz;
1-Türkiye’nin siyasi iklimini değiştiren 31 Mart 2024 yerel seçimleri bakımdan dönüm noktası oldu.
2- Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Erdoğan büyük zafer beklerken gerçek bir hezimet yaşadı. Balkon konuşması 21 yıllık AKP iktidarının kırılma noktasıydı. İnişin başlangıcı olarak yorumlanabilir.
3- Erdoğan’a rakip olabilecek güçlenen ve yenilenen CHP’nin yanında, iki güçlü rakibi daha vardır. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ve Ankara’da Mansur Yavaş Türk siyasetinde doğal lider konumuna gelmişlerdir.
4- CHP 2023 bozgunu ardından en zayıf göründüğü sırada tarihindeki en güçlü sonuçlardan birini almıştır. Bu durum Türkiye ittifakının başarısı sayılabilir.
5- Ecevit liderliğinde 1977 seçiminde alınan yüzde 41 küsur oy oranından sonra Özgür Özel CHP’yi yüzde 37 küsur oya çıkardı. AK Parti yüzde 35 küsurda ikinci parti oldu.
6- Bölgeye güvenlik gerekçesiyle sevk edilen askeri birliklerin kullandıkları oylarla DEM partisinin maruz kaldıkları haksızlıklar, seçimin adil olmadığı koşullarda elde edilen kazanımlar hanelerine başarı olarak yazmaları önemli bir gelişme olarak bakılmalı.
7- DEM partinin bölgedeki kazanımlarının yanında, Kürt seçmen nüfusunun yaşadığı İstanbul, İzmir, Ankara, Mersin, Adana, Antalya gibi şehirlerde aldıkları sonuç, büyükşehirlerde anahtar parti konumunda olduğu geçeği gözlerden uzak tutulmamalı.
8- Tüm olumsuzluklara rağmen Erdoğan’ın sonuçları kabul edip balkon konuşması demokrasi açısından önemli bir gelişme olarak yorumlanmalı.
9- Seçim sonucunun kazanan veya kaybedenler olarak değil, seçimi ileride ve geride tamamlayanlar olarak bakılmalı. Kazanan demokrasi, kazanan Türkiye olarak değerlendirmenin doğru bir değerlendirme olacağını düşünüyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.