- 309 Okunma
- 6 Yorum
- 7 Beğeni
ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Günaydın yeni güne anneler…
Bugün” Anneler Günü “ hani o canımız yandığı zaman “ Yandım Anam “ diye feryat fiğan bağırdığımız. Hatta küçükken yaramazlık yapıp dayak yiyince ondan, ana diye ağladığımız…
Hani o geceleri yattığımız zaman gelip yorganı üstümüze koyan ve odadan çıkarken bile dönüp evladına bakan.
Hani o duygu seli konumlarında hep evladını düşünen ve aklından çıkarmayan annelerin günü.
Aslında her günün Anneler Günü olması gerekir. Bir günümüzde değil her günümüzde olmalıdır annelerimiz.
Mayıs ayının ikinci Pazar günü, bütün dünyada Anneler Günü olarak kutlanır. İlk kez 1908 yılında Amerika’da kutlanan Anneler Günü, ülkemizde 1955 yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır.
Her annenin, kendi yavrusunu canından çok sevdiğini söylemeye gerek var mı bilmiyorum. Karnında dokuz ay taşıdığı, süt verip altını temizlediği, her türlü bakımını yapıp, başucunda uykusuz geceler geçirdiği yavrusunu her anne hiç karşılık beklemeden sever.
“Biz insana, anne babasına en güzel bir biçimde davranmasını emrettik…” (Ankebut suresi)”
-İslam dini anne baba hakkına büyük önem vermektedir. Kişinin Anne babasını yılda bir gün değil her gün hatırlaması gerekmektedir…
Evet dostlar; bugün” Anneler Günü” annesi olanlar çeşitli hediyeler alıp annelerini mutlu edecekler.
Annesini kaybetmiş olanlar ise ellerinde bir gül ile annelerini ziyaret edecekler.:-(((
Edecek olanlara ne mutlu…
Ağabeylerim, küçüklerim, ablalarım, kardeşlerim annenizin kıymetini bilin.
Yaşamın acı dönemlerinde bazı gerçekleri yaşadığınız zaman kıymetli varlıklarımızın değeri daha da iyi anlaşılıyor.
Ben fedakârlık, sevgi, sabır ve güzellik ne demek tarif et derlerse; anne derdim, annem derdim…
Bazen hayatın içinden bazı çirkin görüntülere şahit olmasam da duyuyorum. Annesini azarlayanları, annesine küfür edenleri… Ve hatta da elleri kırılsın ki dövenleri de duyuyorum.
İyi ki de duyuyorum, görmüyorum…
O anda anne yüreğinin nasıl parçalandığını, onların neler hissettiklerini biliyor mu acaba.
Yazık!..
En değerli varlıklarıyla hayat devam ederken en büyük acıyı yaşatıyor o tipler.
Peygamber Efendimiz “ Cennet Annelerin Ayakları altındadır.” söylevine karşılık çevrenizde annelere yapılanlara bakın, duyun…
Eşimiz, dostumuz, arkadaşımız, herkes bizden vazgeçebilir kolayca, ama anneler için aynı şeyi söyleyemeyiz çoğunlukla. İstisnalar da kaideyi bozmaz. ( anne gibi annelerden bahsediyorum tabi ki burada.)
Bütün sıkıntılarımızda canını sıkabileceğimiz, her türlü nazımızı sineye çekebilecek süper insandır “o”. Öte yandan da her şeyin suçlusudur, neyimiz kusurlu ve eksikse, “onun” yüzündendir. Her an elimizin altındadır.
Annesini kaybeden her evlat gibi benimde bir burukluk var bu gün içimde... Derin bir yara acısı tarifi imkânsız. Babam gittiğinde ardımda ki duvar yıkılırken, düşmemek için tutunduğum anamın ak saçları da yok artık. Elimi nereye uzatsam boşluk tutar avuçlarım.
Ve konuşurum anneme her ziyarete gittiğimde mezarının başında uzun uzun...
Derim ki onu usulca;
Anne diye seslenmeyi o kadar çok özledim ki. Ben senden sonra her gün yorgunum, durgunum ve seni özlediğim her an kırgınım annem. Sen yoksun ama birde kalbimi inandıra bilsem… İşte belki o zaman yaşama hevesim yeniden filizlenecek şu öksüz, yetim kalbimde…
Güne kattığım ilk nefeste gittiğin günden buyana yokluğun var annem… Zamanla küllenir demişti herkes sensizliğin acısı için. Yalanmış annem. Gecenin koyu yalnızlığı gibi düşlerimde, günün ilk tokadı gibi sabahım da yokluğunun keskin sızısını yaşıyorum. Hatta belki günden güne acısı artan, sırtıma saplanmış bir bıçağın kanattığı ve günbegün ince ince kanayan bir yara sensizlik…
Hayatımın fotoğrafını çekiyorum her gün. Şöyle bir bakıyorum. En iyi teknikler kullanılmış, malzemede masraftan kaçınılmamış, dekorun cıvıl cıvıl olduğu bir kare elimdeki. Ama biliyor musun, asla netleşmiyor, hep flu bir fotoğraf bu. Çünkü bir eksik var. Hem de yeri hiçbir şeyle doldurulamayacak bir eksik… Anne sıcaklığının yerini hangi fotoğrafçı doldurabilir ki…
Ben sensizliğin acısını, içimi yakmasına rağmen yudum yudum içen bir hayat yolcusuyum. Ölüm ise sana olan duygularımı istismar etmiş bir yaban çiçeği... Ve hasretim kapanmamış yarama tüm acılarıyla basılmış olan tuz...
Acın, bir damlacık şebnem misali düştü yüreğime. Fakat yüreğim onu bile kaldıramadı, dayanamadı hasretine ani ölümünün üzerinden kaç bahar geçti, bir mi bin mi, zaman durdu, akıl durdu, dünya durdu, geriye döndü zaman, başucunda otururken.
Biliyor musun anne bazen de en keyifle okuduğum kitap oluyorsun. Bilirsin bir kitabı okurken o dünyanın içine girer, kaybolurum ben. Nasıl büyük bir zevkle okuyorum senin romanını bir bilsen. Sonunu hep merak ederim kitapların. Bu kitabın etmiyorum. Hatta hiç son sayfaları okumayayım diye dua ederken, bir de bakıyorum son sayfaya gelmişim. İsyan duyguları kabarıyor içimde. Ne yazık ki haykıramıyorum dilimin ucunda yapışıp kalan sızımı.
Çünkü kitabın yazarı eşsiz bir yazar. Ve hepimizin hayatını o yazıyor. Ne söylesek, ne yapsak da biliyorum ki tüm kitapların sonu aynı.
Kitabın ince mi kalın mı olacağına karar vermek yetisi kahramanlarının değil. Yazara saygı duymanın gerekliliği içinde, boynumu eğip, kitabın bittiği gerçeğini kabullenmeye çalışıyorum.
Başkahraman öldü ama tutunduğu yürekteki yeri sapasağlam.
Ben sensizliğin acısını, içimi yakmasına rağmen yudum yudum içen bir hayat yolcusuyum. Ölüm ise sana olan duygularımı istismar etmiş adını hasret koyduğum bir yaban çiçeği... Ve hasretim kapanmamış yarama tüm acılarıyla basılmış olan tuz...
Anne sevgisi denen şey bu olsa gerek... Şu an dilimin susmasına rağmen, gözlerimden akan yaşlar kalbimi delecek şekilde ’’anne’’ diye çığlık atıyor.
Ama hayat devam ediyor anam… Herkes büyümekte burada, ben ise adım adım geliyorum sana…
Şimdilik hoşçakal, daha babama gideceğim oturmaya ve selamını taşıyacağım yüreğimde ona...
Şunu söyleyeyim giderayak anacağım, ben ki işim gereği kelimelerle dans ederim ama binlerce kelime içinde insan fark ediyor ki dildeki ve akıldaki en güzel kelime ’anne’ymiş...
İşte bu duygular içinde boğulmadan önce derim ki dostlar;
Anne, gökler kadar derin... Ve içinde göklerin yıldızları kadar duygu ve düşüncelerin kaynaşıp köpürdüğü, köpürüp lav ırmakları veya yeraltı çayları gibi şuraya-buraya aktığı sırlı bir his yumağıdır. Evet, o acı-tatlı kaderiyle uyumlu… Sevinçlerle, kederlerle barışık... beklentileri olmayan, beklentilere takılıp yavrularına gönül koymayan.. Tabiatı İlahî ahlakla kristalize öyle bir vefa ve şefkat abidesidir ki; ne çektiği sıkıntıların ne de mahşerde terlemesi, engin denizlere denk gelip gırtlağına dayanması, ne de evlat vefasızlığının bir poyraz gibi esip ruhunu sarması sarıp ta ona gurbetlerin en acısını yaşatması, onu dize getiremez ve ona “pes” dedirtemez...
Evet, onlardaki samimiyetin hep böyle derin kalmasını, ihlasın kesintisiz devam etmesini ve de onların kalplerinin her zaman sevgiyle coşmasını, bakışlarının alaka ve güven vaadiyle içimize akmasını fena ve zeval vadilerinde yetiştikleri halde bu kadar ebedî ve maveraî hislerle dolup-taşmalarını anlatmak oldukça zor olsa gerek...
Bir düşünün; bizim için onlar, ne uzun hazırlıklar dönemi geçirmiş!..
Ne aşılmaz zorluklara toslamış ve neleri aşmış?. Ne çetin hadiselerle pençeleşmiş, ne kadar hayal ve melal ile oturup kalkmış?. Ne hülya ve rüyalarla dolup boşalmış, ne kadar yeis ve inkisarlarla burkulmuş?.. Ne zorluk ve sıkıntıları göğüslemiş ve kaç türlü çileyle preslenmiş?..
Ne sancılar çekmiş ve ne kadar inlemiş? Kaç defa çığlık çığlığa ağlamış ve ne kadar ağlama dindirmiş?.. Kaç defa merhametle coşmuş ve kaç defa merhamete ihtiyaç hissetmiş?..
Hâsılı bizim için ne değerli şeyler harcamış ve ne emekler sarf etmiş…
Sarf etmiş ve sonra da herhangi bir beklentiye girmemişlerdir...
Babalarla o kadar uğraşmayız; ya sırtımızı yasladığımız dağdır o, ya da güvensizliğimizin sebebidir. Öyle kabul ederiz, çok severiz ya da öfke duyarız.
Ama anne öyle mi?.. Bitmek, tükenmek bilmeyen isteklerle bunaltılan, her an didiklenecek, kızılacak, üzülecek, küsülecek ilk kişidir anne.
Annelerimizin yüreklerimizdeki yerleri hep aynıdır, ama hayatlarımızdaki yerleri zamanla azalır, daralır.
Annelerinizin yüreklerinizdeki yerlerine diyeceğim yok, ama ne olur, hayatlarınızdaki yerleri, önemleri konusunda özenli olun. Aksi, pişmanlık getirir.
Bugün anneleriniz yanınızda yarın yanınızda olmayacak.
Annelerinizi mutlu edin!..
Karşılıksız tek sevgi ananın çocuğuna duyduğu sevgidir.
Evet bizi, varlığa ermenin hemen her safhasında kucaklayan, koklayan, öpüp öpüp okşayan, teessür ve infiallerimizi yatıştırıp sıkıntılarımızı paylaşan; yemeyip yediren, giymeyip giydiren, açlığını-tokluğunu, açlığımız-tokluğumuz içinde hissedip yaşayan, mutluluk ve saadetimiz adına insanüstü bir gayretle akla-hayale gelmedik zorluklara katlanan.. bize, vücudumuzun gelişmesi, irademizin kuvvetlenmesi, zekamızın incelip keskinleşmesi, ufkumuzun uhrevileşmesi yollarını gösteren..
Bütün bunları yaparken de açık-kapalı herhangi bir beklentiye girmeyen bir varlık varsa, işte o da anadır.
Paha biçilemeyen tek şey anne sevgisidir.
Allah, kıyamet sabahında tüm anaları Zatının ışıklarıyla aydınlatsın. Gelecekleri, cennetleri Cuma yamaçları gibi neşeli ve vuslatları da kutlu olsun
Kuşkusuz ki sevgilerin en hası, karşılıksız ve ölümsüz olanı annenin evladına duyduğu sevgidir.
Annelik sevgisinin tariflere sığmayacak kadar engin ve yüce bir içeriğe sahip olduğunu söylemekle yetineceğim.
Analar, sizlerde çocuklarınızı seviniz…
Onlara sadece gözlerinizle değil kalbinizle de bakınız…
Allah, kıyamet sabahında tüm anaları Zatının ışıklarıyla aydınlatsın.
Gelecekleri, cennetleri Cuma yamaçları gibi neşeli ve vuslatları da kutlu olsun.
Sevgili eşim Seher Kurşun ’nun ve yaşayan tüm annelerin, akrabalarımın, hısımlarımın, arkadaşlarımın, dostlarımın, kardeşlerimin, ablalarımın, anne adaylarının ” Anneler Günü” kutlu olsun… Benden küçük olanların bile ana olduğu için ellerinden öperim… Sağlık, sıhhat, mutluluk ve huzurlu bir ömür dilerim, özellikle de evlat, eş acısı göstermesin Allah’ım onlara.
Başta büyük kurtarıcımız, Türkiye Cumhuriyetinin hamisi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün değerli ve rahmetli anneleri Zübeyde Hanımannemiz olmak üzere, şehit anaların; Ahirete intikal eden annemin, kayınvalidemin, ana yarısı teyzemin, tüm kaybettiğimiz annelerimizin, mekânları cennet olsun…
Allah, kıyamet sabahında tüm anaları Zatının ışıklarıyla aydınlatsın. Gelecekleri, cennetleri Cuma yamaçları gibi neşeli ve vuslatları da kutlu olsun…
Kocaman yüreklerine dünyaları, sabrı, şefkati, evlat sevgisini, fedakârlığı, zor şartlarda pes etmemeyi, hayatın zorluklarına karşı direnmeyi sığdıran annelerin bu özel günü kutlu olsun...
Sevgi ve saygıların en hası siz anaların olsun…
#öskurşun#
Anam
Dün kapına geldim yüreğim yandı
Gülen gül cemalin yoktu be anam
Dilim boş odada adını andı
Yokluğun kalbime oktu be anam
Sensiz bu Dünyada yaşam boş artık
Gözümde kurumaz akan yaş artık
Öksüz bıraktığın kalbim taş artık
Yokluğun oğlunu yıktı be anam
Hoş sohbetti dilin nasihat verdin
Hakkın yolu birdir şaşmayın derdin
Kimseyi üzmeden rahmete erdin
Yokluğun içimi yaktı be anam
Misaller verirdin hayra delalet
Rahmete erişin bana kıyamet
Kimse bu öksüze etmez merhamet
Yokluğun gözümden aktı be anam
Böyle acının ne koysam adını
Hep sende bulurdum sevgi tadını
Dilimden düşürmem senin yâdını
Yokluğun yüzüme baktı be anam
Nedendi bu gidiş neden bu veda
İstesen ederdim ömrümden feda
Ömer’im deyişin kulakta seda
Yokluğun bağrıma çöktü be anam…
30.07.2017 03.00-İZMİR(2)
Ömer Sabri Kurşun
YORUMLAR
"Anne" demek çok kolay.
Sevincmizde 'anne', üzüntümüzde 'anne', heyecanımızda 'anne', velhasılı her hal ve şartta önce "anne"...
Annemizin okşayarak vuran elleri dert görmesin demek geldi içimden. Ama kendi adıma diyemedim, zira rahmete kavuştuğu çok çok yıllar oldu.
Sizin de başınız sağ olsun. Rahmet diliyorum.
'Anne' evladına sözde vurur, 'çocuk' döner "anne!..." diye eteğine sığınır. Her durumda sığınılacak kol kanattır anne, sıcak kucaktır...
Şiir de gayet anlamlı olmuş.
Bütün annelerin anneler gününü ben de kutluyorum.
Saygı ve selamla...
Anadolu yüreği yanan ana dolu. Bu doğrultuda başta şehitlerimizin anaları olmak üzere, depremzede anaların, sayfamızdaki anaların, yurdumuzun dört bir köşesini süsleyen anaların, ana yarısını aşan teyzelerin, halaların, ablaların Anneler Gününü tebrik eder, kendilerine sağlık, huzur, mutluluk dolu ömürler, ebediyete intikal etmiş olan analarımıza ise rahmet dilerim Allah'tan
Nihayet
Kıymetli kaleminizle nakşettiğiniz eserinizi tebrik ederim
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Selam ve saygılarımla benim hocam
Sevgiyle kalın, hoşça kalın...