Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
açelya selin
açelya selin

Cumartesi…

Yorum

Cumartesi…

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1325

Okunma

Cumartesi…


Ben ağlarken gitmezsin sanmıştım, arkanı dönmezsin...
Ne yapmalı? Nereden başlamalı şimdi? Ardından kalanları nasıl silmeli? Tüm vazgeçişleri nasıl bir araya toplamalı, geride kalışımı kendime nasıl izah etmeli? Uzunca bir süre bulamadım bu soruların cevabını. Sen gittin; ben artık gittiği yere yabancı, dönüş bileti olmayan bir yolcuydum. Ellerimde, ikimizden kalanları koyduğum valizlerle, yitik bir istasyonda bir bankın üzerinde dönüşü olan trenleri seyrettim. Ben artık geride bırakılmış, siyah-beyaz bir film karesiydim. Nereden estiği belli olmayan rüzgâr, kulağımın yanında uğultular bırakırken, içimi de süpürüyordu. Çok tozluydum, eskiydim. Kalbim kendi tik taklarından yorulmuş saat gibiydi. Çoktan durmuştu. Akrebi sende; yelkovanı senin gidişinde kalmıştı. Hiç bitmeyecek zannettim dökülmüş parçalarımı gömdüğüm o cumartesi günü...
Bir sigara yaktım, için için içimi yaktım. Elimde kalan sigaranın külü mü, tenimin külü mü anlayamadım. Ayağa kalktım sana biriktirdiklerimi buldum. Sonra tüm birikmişliğime ağladım. Geçirdiğimiz günlere, ilk söylediğin sözcüğe ağladım. Oturdum bir de kendime ağladım. Çok ağladım... Ne varsa senden kalan her biri bir yerlerden çıktı. O kadar çokmuşsun ki bende... Öylece bırakıp gitmek istedim kendimi, öylece terk etmek beni, tam da ağlarken, tam da ben, bana bunu yapmam derken, tam da senin yaptığın gibi... Bir kez daha kalktım oturduğum yerden. Beraber uyuduğumuz anları yırtmaya başladım zihin yapraklarımdan. Kokunu çıkarmak için içimden, içimin tüm camlarını açtım. Dolaplarımı boşalttım. Gülen yüzünü, seni yazdığım kalemimin arkasındaki silgiyle sildim. Elimin gezindiği saçlarını kestim, yüzümü kavrayan ellerini gömdüm. Düşündüm beni ne çok incittin... Senle oluşturduğum lügatimi parçalarken yeniden var olmak, yeniden yazmak, okumak, konuşmak zor olacaktı anladım. Ben şimdi özneleri silik bir yazarım. Olsun kâğıtlarıma ha bire yeni özneler karalarım.
Yeşil fularım, en sevdiğim kitaplarım, pembe kazağım, CD’lerim, anılarım sende kaldı. Hepsini bir ara çöpe atarsın, ben yeniden yaparım. Odana bıraktığım notları yakma, sen anı saklarsın. Ben iyiyim, ağladığıma aldırma; alışmak zor yeniden var olmaya... Unutma! Sen yine uzun uykularında ağla. Minik bir balık gibi uyan her yeni sabaha. Saatini kur kendi yarınına, geç kalma. Aldığın hediyelerin paketlerini saklayanlarla beraber olma; onlar zor unutanlardır. Yol arkadaşını iyi seç, kendi ışığının yanında onu gölgeleştirip, yorma. Bundan sonra mahmur sabahlarında, karanlık odana yeni güneşlerin olacak. O karanlık odanın her bir köşesini beraber yapmıştık oysa. Her eşyayı ellerimizle yerleştirdik. Yoruldukça birbirimizden güç aldık. Ben ellerimle şifa olurum sanmıştım yorgun sızılarına; olmadı... Unutma! Beraber diktiğimiz fasulyeleri topla, yemekleri buzdolabına koymayı unutma. Şehrimin sıcak akşamlarında üzerine buz koyduğun kavunla serinle. Geniş balkonunda rakı balık keyfine, birlikte hazırladığımız şarkılarla eşlik et. Ve huzurla uyu, sana ağladığım gecelerde rimel lekemi bıraktığım yastığında...
Ben senin cam kesiğin, bıraktığım izler beyaz; sen benim kılıç yaram, bu yara asla kapanmaz... Bugün yokluğunun üçüncü cumartesi günü. Yalvarırım okuma bu yazıyı, cumartesi günleri

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Cumartesi… Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Cumartesi… yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Cumartesi… yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Albayraklım
Albayraklım, @albayraklim
13.10.2008 14:55:56
dönüşü olmayan gitmeler bu kadar güzel anlatılırsa
herkes gitmek ister
bir daha dönüpte şımarmak ve o gidişin ardından kalanları
bir daha yaşama için
hınzırca...
bu gitmeler bitirmez artırır sadece
terbiye eder gideni
doğduğuna pişman eder
daha kapıyı kapatmadan geriye döndürür adamı
yaptıklarına bin pişman
tebrikler
kaleminiz hep yazsın emi


Albayraklım tarafından 10/13/2008 2:56:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
yazmak_zormu
yazmak_zormu, @yazmak-zormu
21.3.2007 16:42:06
kutlarım güzel sizin şiirinizde vardır diye umuyorum bilmem yanılıyormuyum acaba?
aşkarkeş
aşkarkeş, @askarkes
10.3.2007 16:07:17
Kalem ağladığı zaman akıtır zehir
Yazanın yüreği dağlandığında ağlar kalem
Okuyanı büyüler kalemden ve yazandan akan
Gözyaşlarının büyüsü...
FATOŞ
FATOŞ, @fato26
10.3.2007 02:22:09
Ben ağlarken gitmezsin sanmıştım, arkanı dönmezsin...

KUTLARIM SAYGILARIMLA...
yaz mevsimi
yaz mevsimi, @yazmevsimi
10.3.2007 00:05:03
Tebrikler...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL