2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
373
Okunma
Yüzlerce yıldır Amerikan usulü masallarla uyutulmuş bir halkın bireyleriyiz. Uzun yıllardır bu süslü püslü masallarla o kadar avutulmuşuz ki hangisi doğru hangisi yanlış bilemiyoruz bile. Bir çok şey bilinmezlikler içinde. Tarihimiz resmi ve gayri resmi olmak üzere en az iki türde yazılıyor. Bu güçler halkın neyi bilmesini istemiyorlarsa onun ortaya çıkma şansı yok oluyor. "Bir çocuk uyuyorsa büyüyordur, bir ulus uyuyorsa ölüyordur" der Mustafa Kemal Atatürk. Bir çok sıkıntının nedeni bu gerçeğin yeteri kadar kavranamamış olmasıdır. Yani bu uyku işine tüm güçleriyle kalkışmaları, önemsemeleri asla tesadüf değildir. Bu uykuları eğitim adı altında gencecik beyinlere zikrediyorlar. İnsanın içini acıtan eğitimdeki çarpıklaşmaların nedeni de bu sinsi planlar, gizli emellerdir.
Çamur atınca izi kalır derler. Bu da mübah sayılarak binlerce masum insanın üzerine suçlar, iftiralar atıldı. Bu yüzden özellikle 12 Eylül sonrasının binlerce olayı içindeki sır perdeleriyle tarihin çöplüğüne gömüldü ve orada kaldı. Gerçek suçlular başlarını dik tuta tuta mazlumları ezmenin keyfini sürdüler. Gizlenemeyecek kadar açık verilenlerse devede kulak misali. Zaman zaman ortaya dökülüyor bazı şeyler. Ama üstü kapatılan ne kadar konu var. Örneğin Madımak, Susurluk, Gar katliamı vs vs sayın sayın bitmez. Her biri sanki devlet sırrı.
Toplumsal yapımız maalesef hak hukuk arama ve sahiplenme noktasında pekte duyarlı değildir. Sineye çekilenler de çok, üstü kapatılan da.
Her değişim toplumsal bir uyanışın sonucu olarak ortaya çıkar. Bu değişimler de o uyanışları tetikler, itici gücü olur. Bu toplumsal uyanış ve dönüşümlere öncülük edebilenlere önder ya da lider denir. Tarihimizde başta Mustafa Kemal olmak üzere bir çok halk önderini yetiştirmiş bir ulusuz. Bu liderlerin en belirgin özelliği ileri görüşlü, kararlı, tutarlı ve dürüst oluşlarıdır. Bu nitelikler o liderler halkları tarafından tüm zamanlarda denetlenir. Özellikle Avrupada hızla totaliter eğilimlerin güçlendiğini gözlemlemekteyiz. Son zamanlarda bu otoriter liderler, bir çok insanı niteliği, yolu, amaçları farklı da olsa peşlerinden sürüklemekteler. Hatta bazılarının yanlışları, insanlığa ihanetleri ayan beyan ortadayken bile bu uçsuz bucaksız karanlıklara çekerler kitlelerini. Siyasal arenada bunları da hep görürüz. Örneğin Adolf Hitlerin Alman toplumuna neler yaptığını, yaptırdığını tarih yazdı.
Teknolojinin bu denli geliştiği bilim ve teknoloji çağında bu kitlesel iletişim araçlarını kullanarak en büyük yalanları gerçekmiş gibi allayıp pullayarak bir çok insanı tabiri caizse cehalet batağına çekilebilmektedir. İnsanları toplumsal bilinçlenmelerden uzak tutarak kendi saltanatlarını sürdürmekte zorluk çekmeden uzunca bir zaman meydanlarda arzı endam eylemeye devam etmektedirler.
Gün gelir bıçak kemiğe dayanır bu etki tepkiye bağlı olarak uyanışlar da gün yüzüne çıkmaya başlar. Bilen bilmeyene anlattığı ölçüde aklı erip, gözü görenlerin önderliğinde bir özgürlük dalgası oluşur. O dalga büyüdükçe etkisi de artar ve uyanışlar başlar. O uyananlar artık biz de varız demeye başlarlar. Sonra en güçlü sesleriyle biz HALKIZ diye haykırırlar. O uyanışın öznel ve nesnel koşullarının da etkisiyle kurtuluş reçetesinin farkına varır ve derler ki "Uyanık bir tek adam, uyuyan binlerce kişiden daha güçlüdür"der S.Carno. Uyanmak kendi elimizde, yeter ki gücümüzün farkına varalım.
Ben bir uyanışın kapısınınyavaş yavaş aralanmaya başladığını düşünüyorum. Bu tarihsel süreçte sorumluluk alması gereken kim varsa taşın altına elini gerekirse bedenini koymaya hazır olmalıdır. Eğer bu uyanış göstergeleri yeteri kadar etki sağlayamazsa neler olabileceğini kimse tahmin bile edemez.
Şu gerçeğin altına da kalınca bir çizgi çekmeliyim. Unutmayalım ki "Kapitalizm vatan sevgisi istemiyor, insan sevgisi istemiyor, ahlak istemiyor. Körü körüne inanmış, beynine tecavüz edilmiş sürüler istiyor". Eğer bir insan nedeni ne olursa olsun yaşam süreci içinde böyle bir durumla karşı karşıya kalmışsa durum gerçekten vahimdir.
Son söz olarak; bu uykuların yerini bir an önce aydınlık sabahlara bırakmasının elzem olduğunu herkese kavratmak ve kavramak zorundayız diyor uyanık günler diliyorum. Kimsenin aklımızla oyunlar oynamasına izin vermemek gerek.