- 191 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Kahvedekiler Nasıl Inınınınının Inınınınının Derler
Evet hele de mahallelerde bu ınınınınınının ve de ınınınınınınının meselesi çok önemli bir konu... Mahalle Kahvelerinde bundan daha önemli bir konu yok. Siz de çocukluğunuzda küçük bir mahalle ile haşır neşir olduysanız, az çok yaşamışsınızdır ınınınınınınınının durumlarını... Mazhar Fuat ve Özkan Abim yıllar önce bu ınınınınınların tespitini yapmışlardı bir şarkıda hatırlarsınız...
Oldu ya daha çocuksunuz, aynı apartmanda oturduğunuz kapıcının kızı Neşe ile bakkala gidip sakız ve de çikolata alacaksınız babanız elinize para vermiş. Aslında kapıcı eski bir tabir şimdilerde apartman görevlisi diyorlar bizde öyle diyelim... Tamda gündüz gözüyle kahvehanenin önünden geçerken, Neşe ile el ele tutuşmuşsunuz, masumca kardeşçe yüreklerde kötülük yok, akıllarda fitne fücur diye bir şey yok... Hemen başlarlar kahvedekiler ’’Seni seniiiiiiiiiiiiiiiiiiii hımmmmmm! Inınınınınınınınıı!’’ Kafanız bozulur kızarır bozarırsınız içinizden ’’Ne ınınınınınını ulan lavuklar.’’ diyesiniz gelirde diyemezsiniz...
Biraz büyümüşsünüzdür spor yaparsınız daha yeni başlamışsınız bayağıda heveslisiniz, üzerinizde uyduruk, faniladan bozma bir forma, ayağınızda kramponlar, başınızda sarı lacivert bir bere, ama mecbursunuz yine kahvenin önünden geçmeye... Kahvedekiler ınınınınınınının konusunda tescilli, hiç durmazlar yine ınınınınınının ve de sonra bir daha ınınınınınının! Tam tepede Kıraathane diye kocaman bir yazı vardır. O anda aklınıza ınınınınlardan bıktığınız için buraya ’’kahvehane değil de Inınınhane deseler nasıl olur?’’ diye bir cümle gelir, geldiği ile kalır orada...
Bu ınınınınınlar bir türlü bitmek bilmez. Sınıfı geçmişsinizdir, babanızda ödül olarak size bisiklet almış, hani şu eskilerin velespit dediği alet... Bahar gelmiş, yaz gelmiş havada şahane, ama işte yine o kahvenin önünden geçmek ve o ınınınınınınınınları yemek mecburiyeti vardır... Yan gözle bile bakmak istemezsiniz kahveye doğru...
Bir zamanlar küçük bir çocuk da olsanız zaman geçince haliyle delikanlı olmuşsunuzdur. Tabi siz büyüyünce, Neşede, Leyla’da, Asuman’da, Pelinde büyümüştür. Tam da zamanı derken onlardan birisine kaptırmışsınızdır gönlünüzü... Tutarsınız Pelin’in elinden ve tabi mecbursunuz kahvenin önünden geçmeye... Böyle bir fırsatı kaçırır mı kahvede ki abiler, amcalar, dayılar... Onlar ınınınınınları çoktan hazırlamış ve sizi beklemektedirler... Seni gidiiiiiiiiii gidiiiiiiiiiii! Diye de ınınınınınları yanına eklerler...
Bir gün bütün bu ınınınınınınının ları unutup o kahvedekilere bir sürpriz yapasınız gelir içinizden, dışınızdan, her bir yerinizden. Pelin ile ele ele tutuşup tamda kahvenin önünden geçerken, ınınınınınının öyle olmaz böyle olur deyip siz onlara ınınınınınınınınının ha bir daha ınınınınınınının deyip arkanıza bakmadan geçer gidersiniz... Apışıp kalırlar...
YORUMLAR
Türkçemiz zengin bir dil.Üstü kapalı imalar anlamsız hecelerle anlamını bulan ifadeler.Tıpkı '' ın ının gibi ..aganigi naganigi gibi..Özkanın fındık reklamında kullandığı ibare (Özkan Uğur'a rehmet istedi rahmet dileyelim Allah'tan..)
Toplumun söylemekten çekinip tebessüme sığınarak sarfettiği kelimeler..
Mizahi bir şekilde kaleme alınmış muhteşem bir yazı.Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
Ahmet Zeytinci
İnnnnınnnn...
Pelini birisi seviyormuş.
İnınıınnn.
Nereden mi biliyorum?
Kahvede Ahmet söyledi.
İnınınnn....