- 200 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
-MUHAKEMEDE ANAHTAR KAVRAMLAR-(3)
Günlük hayatta, sosyal medyada hatta akademi, fikir, edebiyat dünyamızda tartışılan ve fakat nesiller boyu içinden çıkılmayan, kitaplara sığmayan, mutabık kalınmayan, ihtilaf uyandıran, zaman zaman “bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramıyor” makamında çalan hususları dilimizde karşılayan tek bir sözcük var aslında.
Girift. Evet girift. Nedir peki manası kavramın?
Farklı kullanımları olmakla birlikte bizi karşılayacak olanı “birbirinin içine girerek çözülemeyecek biçimde karışmış olan, iç içe geçmiş, çapraşık.” Olmalı. Yahut buna benzer karşılığı olan bir kavram da komplekstir. Sözlük bağlamında “hemen kavranamayan, anlaşılamayan, çözümü güç olan, birçok öğeden oluşan.” Şeklinde tanımlandığını görebiliriz.
Tanımlarla günlük tatbikat mukayese edildiğinde, yahut teoriyle pratik kıyaslandığında eskilerin deyişiyle tariflerin “efradını cami, ağyarını mani” özellik gösterdiği, gündelik tabirle cuk oturduğu görülebilir.
Kuşkusuz pek çok alanda örnekleri görülebilir de, başlı başına bir olgu halini aldığı alanlar itibarıyla siyasi, ideolojik, kültürel mefhumlar etrafında cereyan etmektedir.
Burada “izm” bir parantez teşkil etmektedir. Batı dünyasının kendi sınıfsal, sosyal tarihinin tezahürleriyle vasıflandırdığı, beraberinde iktisadi, teknolojik güç üstünlüğüne dayalı olarak tüm bir yeryüzüne empoze ettiği ya da uluslararası bir etkileşimin nişanesi olarak aldığımız, müşkül şu ki, manasına nüfuz edemediğimiz, zihni ve ruhi yapımızı kaosa, anarşiye sevk eden değer ve fikir parçacıklarıdır bunlar.
Her şeyden önce madde alemi izafi durumlar manzumesi olmaktadır. İyi kötü, güzel çirkin, doğru yanlış birbirine göre anlam kazanmakta. Kavramların göreceli değerlerinin dışında “izm” çizgisinde mutlak değer kılınması bir bağnazlık, taassup iklimi oluşturmaktadır. Kendisinin yanlışlarını dahi doğrulayan, teyit eden yahut farklı olanın, kendinden olmayanın doğrularını dahi yalanlayan, tekzip eden doktriner politik yaklaşımlar hak hakikat parametresini zedeleyerek, hakkaniyeti sarsarak sağlıklı bir ruhi, zihni iklimin teşekkül etmesini engellemektedir.
Şu kadar ki, bu tip fikir hareketleri içinde yeşerdiği dünyada belirli bir his derinliğine sahip ve organik bütünlük teşkil ederken farklı toplumlarda mekanik duruş göstermekte, başıboş bir hal arz etmektedir. Bu sefer de komplikasyon niteliğinde arazlar peyda etmekte, ülkemizde olduğu gibi gelenekçilik, İslamcılık, Osmanlıcılık misali defansif ideolojiler meydana gelmektedir. Batılılaşma, modernizm ve türevlerine karşılık tepki niteliğinde müspet olana da blok koyan, pozitif yaklaşımlarda dahi ecnebiliğin kokusunu alan ve baraj koyan yaklaşım biçimleri de sağlıklı bir fikir atmosferi doğurmamaktadır. Elbette uygulamada bu izmleri, sağ sol ideolojileri batıdaki açılımlarından farklı, bünyevi çizgide yorumladığımız muhakkaktır. Demem şu ki, ne sağ batıdaki sağdır, ne de sol. Şöyle ki, bu seferde hangi ölçüde başarıyla uyarladığımız hususu havada kalmaktadır.
Söz gelimi sol ideolojiler bağlamında münferit örnekler dışında Kemalizm tandanslı sosyalist, feminist yapılar batılı anlamda bir sosyal demokrat ya da sol liberal gelişimin imkan hudutlarını daraltmaktadır. Ya da Kürtçü, PKK’cı yapılar yeşermektedir. Sağda da yine bireysel misaller haricinde aynı Kemalizm’e tepkisellikle din, tarih, gelenek mefhumlarıyla sağlıklı bağ kurulması güçleşmekte, hamasi nutuklar havada uçuşmaktadır.
Demem o ki, kavramlar yerine oturmamakta. Bir nevi, eski ev düzeninde soba kurarken uygun boruların eşleşmesi ya da bir dolabın, gardırobun raflarının doğru dizilişi akla gelebilir de. Öyle ki, rafı ait olmadığı aralığa biraz da zorlayarak oturttuğumuzda yarın öbür gün şişme patlama yapması, yahut yeni bir taşınmada çıkartmak istediğimizde sıkışma yaparak çıkmaması an meselesidir. Açıktır ki, bin bir meşakkatle, itelemeyle giren öldür Allah çıkmayacak, canımızdan bezdirecektir.
Hani derim ki, bizdeki sağ, sol siyasi ideolojik cereyanlarda öylesine vücut bulmuştur ki, tatbikat noktasında her an cereyanda bırakmaktadır bizleri.
-DEVAM EDECEK-
L.T.
YORUMLAR
Çok da fazla yazılmıyor böyle insanın ufkunu açan kaliteli yazılar. Günümüzde her şey o kadar birbirinin içine girdi ki çözebilene aşk olsun. Bir zamanlar emperyalizme karşı savaşmış ve idam edilmiş devrimcilere sahip çıkan parti bir bakıyorsunuz emperyalizmin bir numaralı kalesinden danışman getirmekte beis görmüyor. Araştırmadan incelemeden kurumlara iftiralar atılıyor. Yüzde doksanlar ile seksenli yıllarda onaylanmış ana yasanın devlet başkanının bütün unvanları elinden alınıyor sembolik de olsa yargılanıyor... Derin devletin derinliklerinde daha neler neler var bilinmiyor bildiklerimiz buz dağının belki yüzeyde ki yüzde beşi ancak... Özetle güzel bir yazı kutlarım...
levent taner
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Çalışmalarınızda başarılar dilerim
Selam ve saygılarımla.