- 257 Okunma
- 1 Yorum
- 6 Beğeni
HABİL VE KÂBİL
Yavan ekmek nedir bilmeyenlerin, açlık davası güttüğü bir mahkemede, şahit gösterilen zenginleriz biz...
Dünyanın bütün nimetleri kendilerinin olsa, nefsi doymayanların hak aradığı dünya mahkemesinde, akıl sağır, vicdan kördür ve kalp buz tutmuştur içindeki her şeyle birlikte...
Zûlüm, öyle utanmazdır ki, kendi elleriyle yoksulluk çukuruna ittiği insanlardan çaldığı, dünya dolusu nimetten geriye bir kepçe verirken, sanki kendi rızkını bölüştürüyormuş gibi gösterir ve zûlmettiği insanları kendine şahit tutar...
Birimiz Hâbil, birimiz Kâbil’iz hayat mahkemesinde.
Biz, hala iyiliğe ve kötülüğe hizmet eden, birbirine düşman iki kardeşiz.
Lâkin, eski Hâbil çoktan öldü.
Artık Kâbilin karşısında boyun eğmeyen, ölümü bir sinek ısırığı kadar bile kaâl’e almayan Hâbil’lerin zamanı.
Kâbil, hiç kusura bakmasın, bundan böyle HADDİNİ BİLECEK ve elbet bir gün, kötülüğün iyilik karşısında hükümran olamayacağını kabul edecek.
Zalimin zulmü şafak sökene kadar
Ve gün ağarmak için emir bekliyor.
Firavunun hükmü Musa çıkana kadar
Musa doğdu, doğuya emekliyor...
YORUMLAR
Haklısınız artık o eski Habiller öldü gibi, çünkü demir dövüle dövüle çelik oluyor bilirsiniz işte Habiller de artık çelik gibi oldu onların ölecek yanı kalmadı çünkü içlerindeki ölüm korkusunu öldürdüler bundan sonra o zalimce davranan Kabiller düşünsün. Tebrikler. Kaleminiz daim olsun değerli üstadem. Saygılarımla.