- 187 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
1 Mayıs işçi bayramı ve 1 Mayıs 1977 olayları
Biliyorsunuz 1 Mayıs işçi bayramı ilk defa 1889 yılında Paris’te işçi bayramı olarak kabul edildi. Osmanlı döneminde ilk defa 1912 yılında İstanbul’da kutlanmıştır. Cumhuriyet döneminde ise 1923 yılında ilk defa resmi olarak kutlandı. Sonra ki yıllarda darbeler ve olağanüstü sebeplerle uzun yıllar kutlanması yasaklandı. Bu yasak 2009 yılın da kaldırıldı yeniden "Emek ve Dayanışma Günü" olarak resmi tatil ilan edildi.. 1 Mayıs eylemlerin temelinde işçilerin günde 8 saatten fazla çalıştırılmaması ve emeklerinin zayi edilmemesi vardı. Ülkemizde yasakların sürdüğü yıllarda, 1976 yılında Disk ( Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu ) büyük bir katılımla bu kutlamayı Taksim’de gerçekleştirdi. Bir yıl sonra yani 1 Mayıs 1977 yılına gelindiğinde ise tam bir provokasyon sergilenmişti. Bunun en önemli sebeplerinden biri ise Disk’e bağlı sendikaların görüş ayrılıklarıydı. Disk’in içinde bir çok Sosyalist oluşumlar ve Disk’e destek veren siyasi partiler vardı. 1977 yılında Disk özellikle Mao’cular ve Leninciler olarak iki farklı gruba ayrıldı. Her iki grup da bundan kendilerine pay çıkarmak istiyordu. Sosyalizm o dönemde çok revaçtaydı. Tabi doğal olarak aralarında sürtüşme vardı. Bunu fırsat bilen iç ve dış düşmanlar bu günü iyi değerlendirdi. Özellikle CİA ajanları 1 Mayıs’tan önce İstanbul’da cirit atıyordu. Halkı bir birine düşürmek ve bir kaos çıkarmak için bütün gayretler seferber edildi. Kutlamalar başladığında ise zaman zaman illegal sloganlar ve eylemler yapıldı. Tabi bu Disk’in planladığı ve kullanacağı sloganlar arasında olmayan şeylerdi. Tam kargaşa başlayınca Taksim meydanını iyi gören farklı yerlerden halkın üzerine mermiler yağmaya başladı. Halk bir koşuşturma ve can derdine düştü. Neticede uzun namlulu silahlarla başından vurularak öldürülenler, izdihamda ölenler ve panzerlerin altında ezilerek ölenlerin sayısı 34’ü buldu. Bu olayın failleri hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Yıllarca süren mahkemelerden sonra yakalanan olmadığı gibi, yaptıranları da bilinmedi.
… Gelelim işin eleştiri yönüne : Disk zaten bir Sosyalist ve Komünist yapı üzerine kurulmuştu. Bütün çalışmalarını bunun üzerine yürütüyordu. Çünkü devrimci olmak zaten bir eylemi gerektiriyordu. Adı resmiyette sendikaydı ama daha çok kitlesel bir illegal örgüt görünümü veriyordu. Hala da durum böyledir. Üzülerek belirtelim ki; Bir İslam ülkesinde işçilerin haklarını savunmak Komünist ve Sosyalistlere kalmıştı. Gerçekte ise savunup savunmadığını anlayan ve bilen kimse olmadı. Sendika başkanları, il ve ilçe başkanları sürekli lüks otellerde günlerce yiyip içip güya toplantı üstüne toplantılar yapıyorlar. Ama gelinen nokta da işçilerin durumu ortadadır. Hala patronlar ve işverenler işçileri istediği gibi çalıştırıyor ve hala emeklerini ve alın terlerini istismar ediyorlar. Bir işçinin başına bir olay geldiğin de maalesef hiçbir sendika’yı veya başkanını yanında göremiyorlar.
… Demek ki bu iş eylemle, zorla, kaos ve yıkmakla olmuyor. Toplum da bir hak ve hukuk bilinci, bir işçi ve işveren bilinci, bir alın teri bilinci, bir helal – haram bilinci, en önemlisi bir Allah korkusu bilincinin verilmesi lazım. İşveren, işçisinin hakkını, alnının teri kurumadan vermeli, işçisini korumalı ve sahip çıkmalıdır. İşçi ise işverenin malını kendi malı gibi korumalı, işini kendi işi gibi sahiplenmelidir. İşte o zaman” İşçilerin gerçek bayramı olur” işte o zaman 1 Mayıs’lara hiç ihtiyaç duyulmaz…
Yazı : Erdinç TİP
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.