- 238 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Birlikte Geçen Anılar Bahçesi
Gökyüzü ağlamaya başladığında, toprak da yavaş yavaş nemlenmeye başladı. Mevsimlerden yazdı, ama gökyüzü sanki anamın yüreğinden süzülen acı damlalarını taşıyordu. Evimizin önündeki bahçede, güller yavaşça başlarını eğdi, sanki onlar da annemin içindeki hüznü hissediyordu.
Anam, elinde bir mendil, gözlerinde derin bir acıyla bahçenin kenarında bekliyordu. Her bayram olduğu gibi, yine bekliyordu. Yıllar önce terk etmişti çocukları, her biri bir yana savrulmuştu. Oysa anam, onları hep yanında istemişti. Ama zamanın acı gerçeği, çocukların dağılmasına sebep olmuştu.
Yaşlı gözlerini bahçedeki kanarya kafesine çevirdi anam. O kuşlar, onun yalnızlığını paylaşan sessiz dostlarıydı. Güllerin arasında, kanarya kafesinin yanında oturmuş, zamanın geçişini bekleyen annem, o an belki de yıllar öncesinin hatıralarında kaybolmuştu.
Gözleri bahçenin girişine kaydı. Belki bu sefer gelirlerdi diye umut ediyordu, belki de yine hayal kırıklığına uğrardı. Ama umut hep yanındaydı, onu yıllardır terk etmemişti.
Güneşin batışıyla birlikte, anamın yüzünde beliren hüzünlü gülümseme, içindeki umudu ve direnci yansıtıyordu. O, yıllarca yolları beklemiş, gözleriyle her geleni umutla seçmişti. Ve her bayram, yine bekliyordu.
Gece, yavaşça düşerken bahçeye, anamın yorgun bedenini saran hüzün, onu adeta bir hayalet gibi sarmıştı. Yılların yükü, omuzlarını büküyordu ama yüreği hala umutla doluydu.
Gökyüzüne baktı, yıldızlar kayıyordu sessizce. Belki bir gün, o yıldızların düştüğü yerden biri gelecek ve onu alıp götürecekti. Belki de o yıldızlar, kayıp çocuklarının habercisiydi.
Anam, sabaha kadar bekledi. Gözlerindeki yaşlar, umudu taşıyordu. Belki yarın, belki bir gün, çocukları geri dönerdi. Ve o gün, bahçede açan güllerin kokusu, yeniden aşkla dolardı yüreğine.
Bir sabah, anamın uykusunu dağıtan bahçe kapısının hafifçe açıldığını duydu. Hemen başını kaldırdı ve gözleri dolu dolu bakışlarla kapıya döndü. Bir siluet belirdi, uzaklardan gelmiş gibi, yavaş adımlarla bahçeye doğru yaklaşıyordu.
Anamın yüreği hızla atmaya başladı, umut dolu bir heyecanla nefesini tuttu. Güneşin ilk ışıkları, yavaşça siluetin yüzünü aydınlatmaya başladığında, anamın gözleri dolup taştı. O, yıllardır beklediği oğlunu karşısında görüyordu.
Kollarını açtı, oğlunu kucağına alarak gözyaşlarına boğuldu. O an, yılların yükünü alıp götürmüştü sanki. Bahçe, anamın sevinciyle dolup taştı, güllerin kokusu onların etrafını sardı.
Oğlu, anasının yüzüne bakarak, "Affet beni anam, yıllarca seni yalnız bıraktım. Ama artık yanındayım, seni asla terk etmeyeceğim." dedi. Anam, oğlunun sözlerini duyduğunda, yüreğindeki acı yerine derin bir huzur hissetti.
O gün, bahçede güllerin altında, anamın yüzündeki hüzün yerini mutluluğa bıraktı. Oğlu, artık her bayram yanında olacaktı. Ve anamın yüreği, oğlunun dönüşüyle huzur bulmuştu.
Güneş yavaşça yükselirken, bahçedeki kanaryalar melodilerini arttırdılar. Anamın gözlerindeki yaşlar, bu sefer mutluluktan süzülüyordu. Artık, yılların yükü hafiflemişti ve gelecek günler umut doluydu.
Bahçede, bir anne ve oğulun buluşmasının sevinci yaşanırken, anamın yüreği bir kez daha şarkılar söylüyordu. Ve o şarkılar, umudu, sevgiyi ve bağlılığı temsil ediyordu.
Anamın yıllar sonra kayıp oğlunu bulmasıyla birlikte, evde tekrar huzur ve mutluluk hâkim oldu. Oğlu, anasının yanında olduğu sürece, her bayram birlikte geçirilecek, bahçedeki güllerin kokusu ve kanaryaların melodisi onların mutluluğunu perçinleyecekti.
Oğul, annesine olan sevgisini ve saygısını her fırsatta gösterir, onun yanında olmak için elinden geleni yapardı. Anam da oğluna sarılır, onunla geçirdiği her anın kıymetini bilirdi. Artık yalnızlık değil, birlikte geçirilen zamanın değeri bilinirdi.
Bahçedeki kanarya kafesi, artık mutluluk dolu şarkılarla çınlar, güller ise sevgi dolu kokularını bahçeye saçardı. Her bayram, ailece bir araya gelinir, geçmişteki acılar unutulur, yalnızca sevgi ve birlik ön planda olurdu.
Anamın gözlerindeki hüzün, artık yerini mutluluğa bırakmıştı. Yılların acılarını ve bekleyişini unutmuş, oğlunun varlığıyla yeniden doğmuş gibiydi. Her gün, bir ömür gibi değerliydi ve anam, oğluyla geçirdiği her anın kıymetini sonuna kadar bilirdi.
Güneş her sabah doğduğunda, anamın yüzünde tebessüm açardı. Artık her yeni güne, sevgi dolu bir umutla başlar, geçmişin yükü yok olurdu. Anam, yıllarca beklediği mutluluğu bulmuştu ve artık yüreği huzur içindeydi.
Bahçedeki güllerin her biri, ananın yıllarca süren bekleyişinin bir sembolüydü artık. Her bayram, açtıklarıyla ananın yüzü güler, bahçede kutlanan mutlu anılarla dolardı. Oğul, annesinin yanında olduğu için mutluydu, ananın ise yüreği sevgiyle dolup taşıyordu.
Geçmişteki acılar, artık ananın zihninden silinmişti. Oğlu, onun yıllardır beklediği umudu yeniden yeşertmişti. Bahçede geçirdikleri her an, ananın yüreğine bir parça huzur katıyor, yılların yorgunluğunu unutturuyordu.
Bir gün, bahçede otururlarken, ananın yüzünde bir tebessüm belirdi. Oğlu merakla sordu, "Anam ne var ne yok?" Ananın gözleri mutlulukla parladı ve şöyle dedi: "Oğlum, bu bahçede seninle geçirdiğim her an, benim için bir hazine. Senin varlığın, yıllarca süren bekleyişimin en güzel ödülü oldu."
Oğul, annesinin sözleri karşısında duygulanarak ona sarıldı. Bahçede, güneşin batışıyla birlikte, ananın yüreğindeki huzur bir kez daha hissedildi. Oğul, artık annesinin yanında, onun mutluluğu için var olan bir güçtü.
Bahçedeki güller, o an sanki daha da güzel kokuyordu. Kanaryaların şarkıları, ananın sevincini taşıyarak gökyüzüne yükseliyordu. Her şey, bir ahenk içindeydi, ananın yıllarca beklediği mutluluğu sonunda bulmuştu.
Artık bahçede, her şey daha anlamlıydı. Her bayram, birlikte geçirilen zamanlar, ananın yüreğine mutluluk tohumları ekiyordu. Geçmişin acıları geride kalmıştı, önemli olan şimdi ve buradaydı.
Ananın yüzünde beliren tebessüm, bahçenin her köşesine yayılarak, umut dolu bir geleceğin habercisi oldu. Artık ananın yanında olan oğlu, onun için değerli bir hazineydi ve birlikte geçirdikleri her an, hatırlanacaktı.
Ve bahçe, ananın yıllarca süren bekleyişinin bir simgesi olarak, anılmaya devam edecekti.
Bir gün, bahçedeki güllerin arasında otururken, anamın yüzündeki mutluluğu görmek, oğlunun için her şeyden değerliydi. Oğul, sessizce ananın yanına oturdu ve şöyle dedi: "Anam, senin yanında olmak, benim için en büyük mutluluk. Senin için yapabileceğim her şeyi yapmaya hazırım."
Ananın gözlerindeki yaşlar, sevgi dolu bir tebessümle karıştı. "Oğlum, senin varlığın benim için en büyük armağan. Seninle birlikte geçirdiğim her an, yıllarca süren bekleyişimin ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor bana."
Oğul, annesinin sözleri karşısında duygulu bir şekilde ona sarıldı. Bahçede, güneşin son ışıklarıyla birlikte, ananın yüreğindeki huzur ve mutluluk daha da derinleşti. Oğul, artık annesinin yanında, onun için var olan bir destek ve güçtü.
Oğul, annesine olan sevgisiyle dolu bir şekilde ona baktı ve şöyle dedi: "Anam, senin yanında olmak, benim için bir onurdur. Senin mutluluğun, benim en büyük arzumdur. Her gün, seninle birlikte olmak, benim için bir ayrıcalıktır."
Ananın yüzünde beliren tebessüm, bahçenin her köşesine yayılarak, sonsuz bir mutluluğun habercisi oldu. Oğul, annesiyle birlikte geçirdiği her anın kıymetini bilir, onun için var olmaktan mutluluk duyardı.
Bir gün, bahçedeki güllerin arasında otururlarken, anamın yüzünde beliren huzur ve mutluluk, oğlunun yüreğini ısıtıyordu. Oğul, sessizce ananın yanına yaklaştı ve onun elini sıkarak şöyle dedi: "Anam, senin yanında olmak benim için en büyük mutluluk. Senin sevgin ve umudun, benim için her şeyden değerlidir."
Bahçede, kuşların cıvıltısı ve güllerin kokusu, ananın huzurunu taşıyor, geçmişteki acıların izini silip götürüyordu. Her şey, birlikte geçirdikleri anların değerini hatırlatıyor, geleceğe umutla bakmalarını sağlıyordu.
Bahçede, kuşların melodileri eşliğinde, ananın huzuru ve mutluluğu daha da derinleşti. Her geçen gün, birlikte geçirdikleri zamanların değerini daha iyi anlıyor, geleceğe umutla bakıyorlardı.
Oğul, annesiyle birlikte bahçenin keyfini çıkarmaya devam etti. Her bir an, onların bağlarını daha da güçlendiriyor, birlikte geçirdikleri her anın kıymetini daha iyi anlamalarını sağlıyordu.
Ve bahçe, ananın oğlunu bulmasının bir simgesi olarak, anılmaya devam edecekti. Birlikte geçirdikleri her an, ananın yüreğinde bir iz bırakacak, sevgi dolu anılarla dolup taşacaktı.
Bahçede, geçmişin acıları unutulmuş, geleceğe umutlu bakışlarla dolu bir huzur hakimdi. Ananın yüzündeki tebessüm, bahçenin her köşesine yayılarak, sevgi ve umutla dolu bir yaşamın habercisi oldu. Ve ananın oğluyla birlikte geçirdiği her an, sonsuza kadar kalplerinde yaşayacak, birlikte geçirdikleri anılarla dolu bir ömür boyu sürecek bir bağın simgesi oldu.
Bahadır Hataylı/29.04.2024/Sancaktepe/İST
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.