- 201 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
BATI KUKLA SEVER
BATI KUKLA SEVER
A B Denemeleri Batı Kukla Sever
BATI KUKLA SEVER
Batı ve içimizdeki ajanları halkını gerçekten seven, onun için çalışan, batının menfaatleri yerine milli menfaatleri kollayan yöneticileri sevmez. Batı doğu ülkelerinde kendilerine sadık, emirlerine itaat eden, köle ruhlu kuklaları sever.
Batı dünyada büyük bir sömürü düzeni kurdu sanayi devriminden beri. Sanayi ham madde isteyen dev bir canavardı ve her geçen gün büyüyor, büyüdükçe daha fazla acıkıyor, acıktıkça yiyecek bir şeyler arıyordu.
Kendi topraklarındaki hammadde yetersizdi bu canavar için. Yeni yerler bulmalıydı. Yeni yer altı kaynaklarını yeni coğrafyalarda arayacaktı. Aradı ve buldu da. Önce büyük petrol kaynaklarını keşfetti. Bu kaynakları yiyip yutmak için Osmanlı Devletini parçaladı. Küçük coğrafyalara ayırdığı Osmanlı hinterlandındaki tüm kaynakları sömürmeye başladı.
Sömürüsüne engel tanımıyor, engel olma ihtimallerini önceden önlem alarak bertaraf ediyordu. Devletler yıkıyor, devletçikler kuruyordu. İç karışıklıklar çıkarıyordu. Devrimler planlıyor ve uyguluyordu. Askeri ihtilaller yapıyor, onlarla da yetinmiyor, halklara ihtilaller yaptırıyordu.
Kuklalar buluyor, olmazsa yetiştiriyordu. Yeri ve zamanı gelince pek güzel kullanıyordu. İyi niyetle başlatılmış eylemlere sızıyor onları amacından saptırarak kendi emelleri doğrultusunda kullanıyordu. Gönüllü köleler yetiştiriyor, sırası gelince bunları devreye koyuyor, planlarını bunlar sayesinde tıkır tıkır işletiyordu.
Bu gönüllü işbirlikçi kuklaları yüksek makamlara getiriyor, gerektiğinde onlardan istediğini pek kolay elde ediyordu. Kuklalarına hükümet kurduruyor, hükümet yıktırıyordu. Örgütler kurduruyor, örgütler yıkıyordu. Büyüyen örgütleri parçalıyor, kendi aralarında savaştırıyordu. Dindar insanları inançlarına karşı savaştırıyor, çelişkiye düşürüyor yahut yanıltma tekniğiyle kendi emelleri doğrultusunda kullanıyordu.
Büyük bir tiyatro sahnesine dönmüştü dünya. Her şey bir tiyatro oyunu gibi önceden yazılıyor, belirlenen oyunculara oynatılıyordu. Oyuncular değişiyor ama oynanan oyun hep aynı kalıyordu. Oyun içinden oyun çıkıyor, oyunlar hiç bitmiyordu.
Her şey öyle hızlı olup bitiyordu ki kimse olan biteni fark etmiyordu. Milleti için çalıştığını zanneden birçok kişi ve kuruluş beynelmilel güçlerin oyununa geliyor, onların kötü emellerine alet oluyordu.
Her şey öyle karmaşık bir hal alıyordu ki kim dost, kim düşman anlaşılamıyordu. At izi it izine karışıyor, hiçbir şey anlaşılmıyordu. Kurt bulanık havayı sever misali birileri sürekli ortalığı toza dumana katıyordu.
Çeşitli entrikalar çevriliyor, kuklalara adam süsü veriliyordu. Emre uydukları sürece el üstünde tutuluyorlar, emir dinlemez olunca da alaşağı ediliyor, ya hayatlarına son veriliyor ya da aşağılık bir hayata mecbur ediliyorlardı. İşlerine yaramayanları bir yolla tasfiye ediyorlar, kullanamadıklarını en korkunç yöntemlerle hayata geldiklerine pişman ediyorlardı. Kullanma süresi geçen kuklaları da bir şekildi yok diyorlar, kendilerine zarar veremez hale getiriyorlardı.
İran Şahı bunlardandı, Nasır bunlardan biri, Enver Sedat bunlardan biriydi. Zülfikar Ali Butto ve kızı bunlardandı. Kadirov bunlardan bir ama hala kullanma tarihi geçmemiş. Şerif Hüseyin bunlardan biri, Saddam bunlardan biri, Kaddafi bunlardan biriydi. Hafız Esad, oğul Esad bunlardan biri, Mübarek bunlardan biriydi. Sisi bunlardan biri, kral Hüseyin bunlardan biriydi, Kral Abdullah bunlardan biri. Kenan Evren bunlardan biri, Demirel bunlardan biriydi. Karzai bunlardan biri, Burhaneddin bunlardan biriydi. İsmet İnönü bunlardan biriydi, Cevdet Sunay bunlardan biriydi. Bu yazıyı bana ilham eden Ekmeleddin İhsanoğlu bunlardan bir olmaya aday.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 16.6.2014
YORUMLAR
ismail karaosmanoğlu
Hocam yüreğine sağlık. Sinsi küresel oyunların yeryüzünü ne hale getirdiğini gayet güzel süzmüş ve yazmışsın ancak halen eksik kalanlar var ve bu eksikliklerin bir kısmını ülkemiz üzerinden yazmışsın, doğrudur ve dahası da var, biliyorsunuz. Saygılar, selamlar hocam.