- 208 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
KUR'AN-I KERİM'İN BÜYÜK MUCİZESİ
KUR’AN’IN BÜYÜK MUCİZESİ
İslam düşmanları tarafından pek çok yerde
Kur’an-ı Kerim’in Allah kelamı olmadığı, Kullar tarafından yazıldığı ve hatta Hz. Peygamber tarafından uydurulduğu gibi çeşitli suçlamalar yönetilmiş ve yöneltilmektedir.
Ancak Kur’an-ı Kerim’in bizzat kendisi bütün insanlığa meydan okuyor. Bu kitabın Allah kelamı olmadığını iddia ediyorsanız hadi bütün insanlar bir araya gelin ve bir benzerini getirin. Bir suresini ve hatta bir ayetinin benzerini getirin diye meydan okuyor. İslam’ın doğuşundan bugüne kadar Kur’an-ı Kerim’in benzeri bir ayeti ortaya koyan olmamıştır. Peygamber zamanında bir müşrik buna yeltenmiş ancak rezil olmuştur.
Kuranın çok değişik mucizevi yönleri vardır. Biz burada sadece bir yönüne temas edeceğiz.
Kur’an-ı Kerim’de öyle bir sure var ki gerçekten insan aklını dehşete düşüren ve Kur’an’ın Allah kelamı olduğunu ezeli bir sayha gibi haykıran bir sure: Tebbet suresi.
Tebbet suresinde Allahu Teala mealen:
“Ebû Leheb’in elleri kurusun. Zaten kurudu. Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı. O, bir alevli ateşe girecektir, Boynunda bükülmüş hurma liflerinden bir ip olduğu halde sırtında odun taşıyarak karısı da (o ateşe girecektir).”(diyanet meali)
Kısaca, Peygamberimizin amcası olan Ebu leheb’in ve eşinin cehennemlik olduğu ve ölünceye kadar asla iman etmeyeceğini açıklamaktadır. Ebu leheb bu sureyi görmüş ve bu sureyi de dinlemiştir ve Ebu leheb’in İslam düşmanı olduğunda herhangi bir şüphe mevcut değildir.
Peki Allah’a, İslama ve peygambere bu kadar düşman bir insan Kur’an-ı Kerim’i çürütmek istemez miydi? Onun Allah kelamı olduğu kaidesine zarar vermek istemez miydi?
Kur’an’ın mucizevi yönüne bir halel gelsin istemez miydi? Onun kıyamete kadar sönmeyen bir nur olduğu kaidesini sarsmak istemez miydi? En azılı düşmanı olan Hz. Muhammedi zor duruma düşürmek istemez miydi? Peygamberin ve bütün sahabilerin bütün enerji ve motivasyonunu çürütmek istemez miydi? Müslümanlarla ve Peygamberimizle dalga geçilmesini temin etmek istemez miydi? Allah’ın alim(her şeyi bilen) sıfatına bir zarar vermek istemez miydi?
Ancak tarihi bilgilere baktığımızda bunu yapmadığını veya yapamadığını görüyoruz. Peki bu senaryo Ebu leheb’in aklına gelmiş midir bunu bilmiyoruz. Ancak buna tevessül etmediğini çok iyi biliyoruz.
Çünkü o devirde Müslümanların yanında münafıklar da vardı. Bir çok nedenle Allaha inanmış gibi yapıp inanmayan ve kendi aralarında islamiyetle dalga geçenler de vardı. Hatta bunların listesinin bir sahabede tutulduğu rivayet edilir.
Ebu leheb şunları yapmış olsaydı bugün belki İslamiyet diye bir din olmayacaktı. Bütün Müslümanlar dini terk edecek ve Kuranı Kerim inandırıcılığını kaybedecekti.
Ebu leheb münafıklık yolunca tevessül edip bir plan dahilinde ben inandım ve Hz. Muhammedin getirdiği dine teslim oldum diyebilirdi. Ve ölünceye kadar Peygamberimizin dizinin dibinde oturabilir ve kafirlere karşı şedit bir savaş verebilirdi. Ancak bunu yapmadı ve yapamadı. Ebu leheb bu sureden sonra 7 yıl yaşadı. Bunu yapmak için geniş bir zamanı dahi vardı.
Çok iddialı bir tarih kitabı olsa ve bütün delilleri ile bu kitabın gerçek olduğuna inansak ancak bir müddet sonra bir takım belgelerle o kitaptaki bir bölümün yanlış olduğunu anlasak o kitaba artık inanabilir miyiz?
Ebu leheb bunu yapmış olsaydı gerçekten İslam’a en büyük darbeyi bu şekilde indirmiş olurdu. Bu durumu görenler ne diyeceklerdi. Bu nasıl bir İlah her şeyi bilmiyor. Kullarının ne yapacağından haberdar değil. Ebu leheb gibi bir kul tanrılık iddiasında bulunan bir varlığın gönderdiği kitabı çürüttü. Bütün iddialar çürütüldü. Bak Kuran Ebu leheb’in cehennemlik olduğunu söyledi ama Ebu leheb Müslüman oldu Allah bu Kur’an’ı Kerim’ de kendi kendini çürüttü. O halde bunu indiren yaratıcı gerçek bir yaratıcı olamaz Kainata hükmedemez. . Bunu yapmadı ve veya yapamadı.
Bunu nasıl yorumlamalıyız?
Zamana kalplere ve kainata hükmeden ilmiyle her şeyi kuşatan Allahû Teala Ebû leheb’in nefsini kalbini ve ruhunu çok iyi bilmektedir. Başka kafirler yapmış olsa bile Ebu lehebin bunu yalandan bile olsa riyakarlık gereği bile olsa yapamayacağını yani inandım diyemeyeceğini onun sahip olduğu kibir nedeniyle Müslümanlığı münafık olarak bile kabul edemeyeceğini biliyor.
Nitekim Amerika’da bir papaz geçtiğimiz yıllarda sırf bu sure yüzünden Müslüman olmuştur. Papaz şöyle diyor: Allahu Teala böyle bir sure göndererek bütün insanlığa meydan okuyarak şunu söylüyor. Bakın ben iddia ediyorum Allah düşmanı Ebu Leheb ölünceye kadar sahte Müslüman taklidi bile yapamayacaktır. Onun nefsi buna engeldir. Bu çok iddialı bir söylemdir. Bütün Kainatı yaratan kuvvet dışında hiçbir kuvvet böyle iddialı bir cümle kuramaz. Çünkü yanılma ve boşa düşme ihtimali vardır.
Allah Teala, Ebu leheb’in bu sureden sonra ben inandım deme riskini bile bile bu sureyi indirmiş ve Kuran’ın sönmez bir meşale olduğunu bütün insanlığa bildirmiştir.
Bu hitap türü ancak yaratıcıya ait bir hitap olabilir diyor.
Buna benzer bir olay da Ebu cehille yaşanmıştır.
Ebu Cehil, Peygamberimize haber göndererek Müslüman olmak istediğini bu nedenle kafasındaki bazı sorulara cevap almak amacıyla evine beklediğini söyler. Peygamberimiz hava karardıktan sonra bir akşam vakti Ebu Cehil’in evinin önüne gelir. O esnada Cebrail(as) haber getirmiştir. Ebu Cehil bir tuzak kurmuş ve bahçe kapısı açılır açılmaz Peygamberimiz kuyuya düşüp orada öldürülecektir.
Kapı açıldığında Peygamberimiz içeri girmemiştir. Ebu Cehil bu olay karşısında şaşkınlığa düşmüştür. Yanındakilere: evet bu gerçek bir peygamberdir. Peygamber dışında hiç kimse bu tuzağı bilemez Ancak ben yine de inanmıyorum demiştir.
Burada Ebu Cehil’in bile bir an bile olsa inanmış planı yaptığını ancak Ebu Leheb’in buna hiç tevessül etmediğini görüyoruz.
Mnk