- 174 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YETİM COCUKLARİN ANNESİ SALİHA OGRETMEN
YETİM ÇOCUKLARIN ANNESİ SALİHA OGRETMEN
Yetimhanenin koridorunda yumurta topuklu ayakkabı giymiş bir adamın topuğunun sesi "tak tak" diye çınlıyordu..
Bir atmış beş boylarında kumrala yakın açık tenli kıvırcık siyah saçları olan bu adam okula gönderilen yeni müfettişti.
Yumurta topuk o siyah ruban ayakkabıları
" bir ayna misali" parlayıp yürürken "ince ince" ışık kümecikleri saçıyordu.
Çocuklar adam böylece yürürken yetimhanenin içinde yer alan okulun hangi kapısındanhangi sınıftan içeri girecek merakı ile adamın ardın sıra takibindeydiler.
Eyvah! dedi çocuklar kendi aralarında, günlerdir öğretmenlerin "okula müfettiş gelecek aman ha dikkat edin" dedikleri müfettiş bu adam olmalıydı.
Evet evet muhakkak müfettiş bu olmalıydı.Grand tuvalet jilet gibi siyah takım elbise o yumurta topuklu ayakkabı ve elinde ki dosya şeklinde çantasıyla..
Ama şimdi ne olacak ne yapacaklardı.Müfettisin sorduğu sorularını bilemeyip alacakları "azar ve cezadan" ise çok korkuyorlardı.
Müfettiş içeri girerken bayan olan sınıf öğretmeni müfettişe özel ilgi ile itibar ile "hoşgeldiniz diyerek onu kendi koltuguna oturtarak ona ve makamına olan saygısını da gösterdi.
Kısa bir selamlasmadan sonra öğretmenin kalkıp buyur ettiği koltuğa oturan müfettiş çantasından kırmızı renkli bir dosya çıkardı. Çocuklara bir takım sorular sorup durdu.Bu kırmızı dosyayada durmadan bir şeyler karaladı.
Aldığı cevaplardan hiç memnun olmamıstı.
Ve haliyle burun bükerek de sınıftan ayrıldı..Yetimhanenin boş koridorun da çınlayan o ayakkabılarının sesi müdür odasında son buldu..
"Müdür bey özel durum ile ailelerinden alınıp bu sınıfta toplanan bu çocukların durumunu hiç iyi görmüyorum.Hababam sınıfı mübarek bunlar dikkat edin de yanlışlıkla sınıf gecerlerse bu anca kopya ile olur.Amann dikkat edin de kopya cekmesinler" diye de müdüre akıl vermekten de geri durmadı.
Teneffüs sırasında yanına çağırttığı sınıfın bayan öğretmenine dönüp "bunlardan anca ikisi üçü okursa okur kendini kurtarır gerisinde hiç umut görmedim.
Mezun olamazlar bile bu okuldan iddiasına bile girerim dedi..
Öğretmen;
"Hayat insanı iddiasından vurur müfettiş bey ben çocuklarıma inanıyor ve güveniyorum.Onlar çok başarılı olup iyi yerlere gelecekler" dedikten sonra müfettişin alaycı bakışına aldırmadan izninizle deyip sınıfına döndü .
Yıllar geçmişti.Müfettiste o öğretmen de artık çoktan emekli olmuştu.
Ve o müfettiş beyin dediğinin aksine o sınıftaki çocukların hepsi o okuldan başarı ile mezun oldu.
Ve o sınıftan kendi alanında başarılı nice profösörler, siyasetçi, sanatçı, mimar ve mühendisler çıktı.Onlar reelde de görüşmeye başladılar.Hepsinin aynı yetimhaneden çıkıp mezun olup böyle başarılı olmaları bir araştırmacı gazetecinin dikkatini çekmişti.
Röportaj esnasinda hepsinin dilinden o bize inanmayan müfettiş beye inat biz başarımızı Saliha öğretmen annemize borçluyuz lafazı dökülmüştü.
Saliha öğretmeni merak eden ve onunla bir röportaj yapmak isteyen gazeteci zaman zamanda öğretmenlerini ziyarete gittiğini öğrenerek öğrencilerinden küçük bir sahil kasabasında yaşadığını öğrenerek Saliha ögretmenlerinin adresini aldı.
Gazeteci yanına aldığı bir kameraman ile çok da uzak olmayan bu sahil kasabasına gelmislerdi.
Küçük bir araştırmadan sonra Saliha öğretmeni
evinin önündeki bahcesin de domates fideleri ekerken gördüler.
Röportaj için izin istediler.. Röportaj için izin veren Saliha öğretmene ilk bir zamanlar öğrencileri olan o zamanın yetimhanedeki çocukların yetimhaneden çıkıp bugünlere gelip nasıl böyle başarılı olduklarının hijayesini sordu.
Saliha öğretmen domates fidelerini ekmeye bir süre ara vererek..
Gazeteci ve kameramana birer çay eşliğinde anlatmaya başladı.
Annem ve babam vefat etti yedi yaşında yetiştirme yurduna girdim onsekiz yaşında çıktım.Yurtdaki hocaları ilk gördügüm zaman çok sevmişimdir ama ileriki zamanlarda ise herşeyi gördüm duydum bütün hocalardan tiksindim yetiştirme yurtlarındaki hocalar ellerini hiçbişeye sürmezler ne varsa yurdun büyüklerine yaptırırlardı.
Sanırım artık o eski sistem yok ama o zamanlar da yurtlarda her gece nöbetçi bir bekçi bir güvenlik bir ögretmen kalırdı.
Yani her gece farklı ögretmen farklı güvenlik farklı bekçi güvenlik olurdu.
Güvenlik sadece kapıda bekler, bekçi bina içerisinde dolaşır çocuk dövmeleri olur mu şiddet uygulayan olur mu felan diye.
Ögretmen ise "ögretmen nöbet odasında oturur" televizyon izler..
Evet bizim sınıf yetimhane güncesi buydu..Bildiği için aynı kaderi o yetimhane de sevgisizlik ilgisizlik dayak ile büyüyen çocuklara Umut ve sevgi dağıtmak istemişti.
Bütün hayatını onlara adamış hiç evlenmemiş tüm yetimhanedeki çocukların hepsi de onun evlatları olmuştu.
Bilir misiniz yetimhanede kalan öksüz çocuklar gözlerini hemen kapamaya ya da köşede dikilmeye alışmışlar.
Dünya koca bir yetimhane , bütün çocuklar kader mahkumu gibi büyüyor..
Bunu orada büyüdüğüm için en iyi bilenlerdenim .Bende yetimhane de sevgisizlikle "acı çeke çeke" büyüdüm.
Ve bakın bu duvarda resimleri olan çocuklara Onların hepsi benim çocuklarım sevgisizlik ile büyümemeleri onlarin mahlus kaderini kırıp onlara gerçek birer anne olmaya sevgi ve umut dağıtmaya çalıştım hep.
Şimdi anladınız mı onlar neden başardı.Bu başarı çok okumakla iyi imkanlarla alakalı degil bu basarıyı anlatmak kitaplara sıgmaz.
Çünkü ben onları sevdim.
Bu kitaplarda yazmakla anlatılmaz. Derken az ileride süpriz için bekliyen tüm çocukları gazetecinin yanına çıka gelip onlara sevgi ve umutla en büyük başarı sevmeyi öğreten Saliha öğretmen annelerinin yanına geldiler .
Eskisi gibi etrafında dolusup onu sevgiyle kucakladılar..
Bu sevgi dolu kucaklaşma sahnesi karşısında gazetecinin de kameramanında gözlerinde yaşlar boşalmıştı .Onlarda kamerayı kapatıp bu sevgi seline kapılıp Saliha öğretmene sımsıkı sarılıp elinden öptüler..
Evet sevgi tüm kapıları bir bir açmıştı.Ona inanmayanlara bile inatla..
Çünkü o çocuklarını çok sevmisti.
Sahi sevgi neydi?
Sevgi emekti.
Sevgi dostluktu
Sevgi güvendi
Sevgi umuttu
Sevgi sımsıkı bir kucaklaşmaydı
Sevgi iyilikti
Sevgi inançtı.
İnsanlık sevgi, şefkat ve merhamet ile ayakta duracak. Yetim ve öksüz gülerse dünya da gülecek.
25/04/2024
Nevin Aktekin Gülfırat
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.