- 1465 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Özgelişim Küçümseme Hastalığını Önler
ÖZGELİŞİM KÜÇÜMSEMEYİ ÖNLER
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Senin en sevdiğim özelliğinden birisi de “başarısız olduğunda kabullenmek” ve başarısızlığının sebebbini başkalarına, yaşadığın şehre veya çevrene atmamak. Çünkü sende biliyorsun ki,azmetmeden , yaşadığın şehirdeki olumsuzlukları aşmadan, çevrendeki kıskananları umursamadan başarıyı yakalamak zor.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Şu hikayeyi çok severim.
Yolcu bir şehirden öbür şehre giderken yolda bulunan bir dervişe demiş ki” gittiğim yerdeki insanlar nasıldır?” derviş sormuş “geldiğin yerdeki insanlar naıslsa gittiğin yerdekilerde öyledir” Olumsuz düşünen her yerde olumsuz düşünür.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
İnsanlara bakış açımız, hayata bakış açımızdır. Gittiğimiz her yerde bize olumsuz bakan da , olumlu bakanda olacaktır. Belki az belki de çok. Ancak mücadele etmeyeceksek ya da bizi rahatsız eden insan ve ortamlardan uzak duracak irademiz yoksa, her yerde olumsuzluklar bizi bulur. Önemli olan hatamızı tespit ederek, hatayı yok etmek. Bunu yapınca hayatta bize olumlu bakmaya başlar. Bunu her zaman sana söylerim.
Sevgili dostum,
Bugün sana bunu yazmamın sebebi de bugünlerde başka dostumla yaşadığım gelişim sohbeti oldu. Dostum gene “söylediğin güzel de burada olmaz ki o” deyiverdi. Güzellikleri anlattığım zaman çok insan “burada olmaz ki” deyiveriyor. Ülkemizde olan her güzel şey köylerde ve kasabalarda da olabilir.
Sevgili dostum,
Buna mükabil, yıllarca iş ortamında bulunup da , şöyle düşündüğü zaman “benim de hatalarım ve noksanlarım var. Bunları telafi etmeden konuşmanın ve başkalarını eleştirmenin anlamı da yok” diyen senin gibi dostlarım da var. Onların ve senin “hatayı farkına vararak telafi etme azmi ve kararlılığı” beni mesut ediyor.Çünkü farkına varmadan anlamadan hatayı telafi etmek mümkün değil.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Gençlik zamanında bende zaman zaman başarısızlıklarımı çevreme, yaşadığım yere atmayı kolay bulur ve öyle yapardım. Sonrasında baktım ki “oku” emri çok derin , ulvi, manalı ve herkesin göremeyeceği hilkmetleri var. Bun genç yaşımda bende fark ederek “oku” emrine sarıldıkça okul başarısızlıklarının nasıl başarıya dönüştüğünü, hem ben hem de çevrem hayretle görmüştü. Benim ilklerim çevreminde, ilkleri olmaya başladı sonradan. O kadar ilkler yaşadık ki ben halen hayret ederim. Benimle bareber ailemde ilkler yaşadı. Önyargıyı yıkınca bizimle beraber önyargıyı yıkanlarda oluyor. Tabii bazı önyargıları yıkmanın mümkünatı yok ama olumlu bakış açımızla biz bakışımızı ve olumlu düşüncelerimizi daha geniş ve olumluya dönüştürebiliyoruz.Anlayan anlıyor, ibret alan alıyor. Alamayandan uzak kalmak da bizi mutlu ediyor. Ama çevremizde inatçı ve “olmaz da olmaz, buradan bir şey olmaz “diye inat edenlere sesimizi çıkarmamak gerekiyor. Çünkü muhatabımız inadı bırakmazsa biz bir şey yapamıyoruz.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
İnsan ailesini, yaşadığı şehri ve çevresini küçümsemesi ve “burada olmaz bu” demesi bence kibir abidesi olmak gibi bir şey. Olacağına inanmadığımız bir şey zaten kafada olmaz. Önce kafada olacağına inanacağız ve küçümsemeleri bırakacağız ki olmaz olur olsun. Yakın zamanda çevresini , rakibini küçümseyenler küçümsenecek hale geldiler. Hayret ve ibretle izledim tabii. “Küçümseme bir gün seni de küçümserler” düsturu hayatın her kademesinde var. Hiçbir başarı da ilelebet olmaz istisnalar hariç. İki üç kere iflas edip de “yenile yenile yenmesini öğreneceğiz” sporcu düsturu ile kalıcı başarıları yaşayarak öğrenen çok insana da rastladım. Sabrederek, inanarak , küçümsemeyerek bu başarıya ulaştılar. Bunu o “burada olmaz “diyen arkadaşıma anlatamadım .20 sene anlatamadım da bu sohbettemi anlatacağım. Benim ki de umut işte
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Bizde olumsuz düşünen insanlarla sohbet ede ede daha olumlu düşünmeyi öğreniyoruz işte. Öğrenmeye azimli olanlar hem olumlu düşüncelerden hem de yanındaki insan 20 sene “burada olmaz “diyorsa onları dinleyerek, sonra da sabrederek daha güçlü olarak yolumuza devam ediyoruz işte. Mutlu olmasını bilmek ve sabretmek de zenginlik değil mi?
Sevgili özgelişim Yolcusu dostum,
Özgelişim içinde olan sen ve ben, bunu yapmayan, “özgelişim de ne ya “diye bizlere hayretle bakana inat gelişimne devam edince işte ortaya bu durum çıkıyor. Derler ya “güzeli babam da sever mühim olan çirkini sevmek” Ben de derim ki “olumlu ortamda başarıyı herkes yakalar, maksat senin olmaz dediğin ortamda olmazı olur yapmak azmi olması”. Burada işte özgelişimin önemi daha da artarak “iki günü denk olan ziyandadaır” diyen peygamber sözü çıkıyor ortaya. “Her gün aynı şeyi yaparak farklı sonuç bekleyemeyiz” diyen ne güzel söylemiş ve her gün yeni fikirler öğrenmek de okumak ile oluyor işte. Ya da gereksiz şakalarla zaman harcayanlardan uzak kalarak. Bu zmaanı da okumaya ayırarak..
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Aslında her olay, her insan bir şeyler öğretir insana. “İnsan beğenmeme” huyumuz da her zaman güzel şeyler öğrenmemize engel oluyor işte.
Sevgili özgelişim Yolcusu Dostum,
Başkalarını ve yaşadığımzı yeri küçümsemeyi bırakarak doğru bildiklerimizi anlamasalar da bizim görevimiz anlatmak olmalı. Belki hiç ummadığımız yerde anlayan çıkar da uygulanabilir fikirlerimizi uygular , faydalanan olur. Umudumuz hep bu olmalı. Özgelişime devam edersek bu daha kolay olur. Ya bugünlerde ya yarınlarda...
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Özgelişimin önemini de sana yazdıkça daha iyi anlamaya başlıyorum. Mektuplarımızda o kadar okunur ve faydalanılır oluyor. Bunu fark edince de sana daha çok yazmak geliyor ve senin gibi dostum olduğuna daha çok şükrediyor ve seni daha çok seviyorum. Bana yıllar önce bunları anlatsalar hayal derdim ama inanarak olumsuz düşüncelerimizi terk edince bu kadar güzel güzellikler gül gibi ortaya çıkıyor ve kokusu da bizi meşk ediyor.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
O halde özgelişimi daha güzle hale nasıl getiririz? Diye sormaya devam edelim ve her güzelliği öğrenerek hayatımıza uygulayalım mektuplarla birbirimize ve gelecek nesillere anlatalım ki hayatımız gül gibi güzel koksun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.