- 207 Okunma
- 1 Yorum
- 4 Beğeni
KARARTMAYIN EFENDİLER!
Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkeye her anlamda uygarlıklar yolunu açan büyük bir liderdi.
Hele hele biz kız çocuklarının toplum içinde yer edinmesini, söz sahibi olmasını eşit haklara sahip olmasını canı gönülden istemiş ve bunun yolunu da açmıştı.
Düşünebiliyor musunuz?
Bir çok anne baba erkek çocuklara daha çok değer verip, kız çocuklarına " nasılsa ele gidecek" diyerek onların elinden miras hakkını, okuma hakkını,toplumda yer edinme hakkını bile bile alırken,O yani Mustafa Kemal Atatürk, "bir ülkenin kadınları eğitilmedikçe o toplum kalkınamaz, ilerleyemez’ demiştir.
Yüz yıl önce Atatürk ,bu ülkeyi düşmanlardan arındırmakla kalmamış, ülkenin kalkınması için olağanüstü hamleler yapmıştı.
Bir ülkenin başına konabilecek en büyük talih kuşu bizim ülkemizin başına konmuştu.
Biliyordu ki gelecek nesilleri yetiştirecek olan , öncelikle annelerdir.
Bu nedenle
1913 yılında Kadınlar ilk kez devlet memuru olarak çalışmaya başladı.
1914 yılında İnas Darülfünunu adı altında kadınlar için yüksek öğretim kurumu açıldı.
1921de Darülfünunda karma eğitime geçildi.
1924 te Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kız ve erkekler eşit haklarla eğitim görmeye başladılar.
1926 da Türk Medeni Kanunu kabul edildi. Kadınlara boşanma, velayet hakkı, mallarda tasarruf hakkı tanındı.
1930 da Belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı.
1933 te Köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclisine katılma hakkı verildi.
1934 te Kadınlara genel seçimde seçme ve seçilme hakkı verildi.
1935 te TBMM’ye ilk kez 18 kadın milletvekili girdi.
1950 de İlk kadın belediye başkanı Mersin’den seçildi.
Bir kadın ne kadar kültürlü, ne kadar özgüvenli ve ne kadar aileye maddi manevi katkıda bulunursa , o ailede çocuklar mutlu ve huzurlu bir şekilde hayata hazırlanırlar.
Benim çocukluğumda sadece beş yıllık ilk okul zorunlu bir eğitim idi
Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim.
Babam, biz iki kız çocuğunun önceleri okuması taraftarı değildi.
Büyük ihtimalle büyük dedemizin köyde imam olması ve onun telkinleri babamı etkilemişti.
Peki ne yapacaktı babam?
"Kız çocukları on yaşından sonra ortada görünmesin. " düşüncesi ile bizi ilk okula küçük yaşta gönderip erken mezun ettirecek sonrası tamamdı.
Hem Nuray kardeşimin hem de benim yaşlarımız, komşu Emine ablanın şahitliği ile ikişer yaş büyüttürüldü.
Böylece ben beş yaşında ilkokula adım atmış oldum.
İnanın erkek kardeşlerimin dergi ve kitap paraları yatırılır bana gelince yatırılmazdı.
"Sen idare edersin!" denirdi
İyi de nasıl idare edeceğim? Abim benden üç yaş büyük
, Mesut benden bir yaş küçük!
Derste öğretmenimin yüzüne boş boş bakardım.
Kafam bomboş, çantamın içi bomboş!
Sadece sarı saman kağıdından bir defter, bir de kalem.
Eve gelirdim annemin okuma yazması yok ki yardım etsin.
’Haydi kızım ödevini yap !"derdi anacığım.
Ama nasıl?
Yardım edecek kimse yok ki?
Neyi nasıl yapacağım?
Kimse bir şey söylemezdi.
İlkokul bitinceye kadar iyi kötü, öğretmenden ne kapabildiysem bitirme sınavında başarılı olup diplomamı aldım.
Hakkım tamamdı. Buraya kadar!
Artık okul işin bitti!
Otur dikiş nakış el işi öğren!.İki yıl sonra da evlilik
Daha on yaşındayım ama bunu düşünen yok!
Eee?
Hani Atatürk bizlere de haklar tanımıştı!
Kız çocukları değerliydi!
Maalesef öyle olmuyordu işte!
Söz hakkın yok, kişiliğin gelişmemiş, geliştirmemişler!
Karar verme yetin elinden alınmış.
Kader demek mi lazım?
Asla!
Kader madem ki kişinin çabasına bağlı, o zaman haydi iş başına!
Konuyu uzatmayacağım. Bir yıl boyunca büyük mücadeleler verdim.Kız enstitüsüne kaydım yapıldı.
Bu makus kaderi değiştirmek gerekiyordu.
Her ne pahasına olursa olsun.
Değiştirdim!
Hem de gurur duyulacak şeylere imza atarak değiştirdim.
İyi ki şartları zorlamış, iyi ki öğretmen olmuştum.
Atam senin sayende tüm bunlar diye Mustafa Kemal Atatürk ’ e her gün minnetimi dile getirdim.
Şükran öğretmenim ile göle bir taş atmayı ve halkaları genişletmeyi başarmıştık.
Öğretmen olduktan sonra özellikle kız çocukları için daha çok mücadele ediyordum.
Onlara yol göstermek, yön vermek en büyük hedefimdi.
Ancak bir öğrencim vardı ki onu kurtaramamanın acısı yüreğimi hâlâ kor gibi dağlar.
Bu öğrencimin ismi S...
Aslında benim bölümümde değildi. Ancak yine de bir şeyler yapabilir miydimin ikilemini çok yaşadım.
S...nin annesi S... yi dünyaya getirirken vefat etmişti.
Babası biraz duyarsız olunca S.. ye bakım işini dedesi ile nenesi üstlenmişti. Babası da başka bir kadınla evlenince S.. tamamı ile dedesi ile nenesinin kızı olmuştu.
S... nin doğumda zorlanmadan kaynaklı fiziksel sorunları vardı ancak çok zeki çalışkan bir öğrenci idi.
15 yaşındaydı.
Ben okulda ara ara disiplin kurulu başkanlığı yaptığım için ufak bir olay olsa hemen haberim oluyordu.
S... bir kaç gün üst üste dersten kaçınca araştırdığımızda çorap söküğü gibi art arda gelen çok büyük olaylarla karşı karşıya kaldık.
S... görüntüsünden dolayı hep kendinden nefret etmiş, sevgiyle muhtaç kaldığı içinde daha küçücük yaşta yanlış yollara kaymıştı.
Kim ona" seni seviyorum" derse ona inanıp arkasına düşüyordu.
Kız çocukları ile genelde ben görüşme yaptığım için odama çağırdım.
Ona sadece " ben ne yaptığını biliyorum ama senden duymak istiyorum" deyince gözleri fal taşı gibi açıldı.
Önce inkâr etti .
Sonra hiç beklemediğim bir şeyle beni şoka uğrattı.
İlk kez sınıfında bir erkek arkadaşı ile konuşmaya kalktığında o da bunu kötüye kullanmış.
"Seviyorum" diyerek kandırmış.
Sonrası o ona, o ötekine...
Çıkmaz bir sarmalın içinde kalakalmış.
Her duyan tehdit ederek bu süreci devam ettirmiş.
Olayı duyar duymaz hemen savcılığa intikal ettirdik.
Devlet koruma altına almak istediğinde dedesi itiraz etti.
S... yi okuldan aldılar.
Kısa sürede güya namusunu temizlemek için başka şehirde birine verdiler.
Sonradan duyduğuma göre evde şiddetli geçimsizlik dayak vs olunca S ... evden kaçmış.
İmi timi kayboldu S... nin
Karartmayın efendiler!
Kız çocukları bu ülkenin temel taşı!
Onları koruyun kolayın sevin evlatlarınızı.
Siz severseniz o kız çocuğu ilk mutluluğu sizinle tadar. Yanlışa dönmez. Sağlam adımlar atar.
Kaybolup yitmez!
İçinize kor ateş düşürmez.
Bu vesileyle Atamızın bu ülke çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ nı kutluyorum.
21.04.2024
Tülay Sarıcabağlı Şimşek