- 146 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MADENCİLER.
MADENCİLERİN ÖLÜMÜ KADER Mİ?
Kader söylemini Erdoğan’dan daha önce de duymuştuk. 2010’da 30 işçinin can verdiği Zonguldak, Kara don maden kazası ardından da -o zaman başbakan olan- Erdoğan “Bu mesleğin kaderinde bu var” demişti. 2014’te Manisa, Soma’da 301 işçinin öldüğü kömür madeni kazasından da kader sorumluydu; “Bu işin fıtratında vardı”.
Erdoğan acılı madenci yakınlarına şunları da söyledi: “Maden ocaklarımızda hala önemli sayıda ölümlerin olduğu kazaların yaşanıyor olmasını tabii ki kabul edemeyiz. Artık madenlerimizde hiçbir eksik, hiçbir gereksiz risk görmek istemiyoruz.”
Bunu söyleyen -o da madenci ailelerini ziyarete giden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu değildi. Bunu söyleyen son 20 yıldır Türkiye’yi yöneten ve ülkedeki her ferdin hayatından sorumlu olan cumhurbaşkanıydı.
Sayıştay uyarmıştı ama bakan yerinde
Erdoğan’ın taziyelerini sunduğu bir madenci yakını “Kardeşim 10 gün, 15 gün önce ‘gaz kaçağı var, bizi burada patlatacaklar’ demiş. Bu nasıl ihmal oldu?” diye gözyaşları içinde sordu, televizyonlar yayınlıyordu. Erdoğan “Cümleten başınız sağ olsun” dedi, Allah sabırlar versin.”
Demokrasinin gereğince işlediği bir ülkede Enerji Bakanı o koltukta bir saat daha oturamazdı.
Dönmez daha 20 Eylül’de kazanın olduğu madeni ziyaret etmiş, “Önce güvenlik” demişti; “Bir işçimizin kılına, tırnağına zarar gelmesin. Onu kaldıramayız, telafi de edemeyiz”. Kazadan sonra aynı yerde “Üç hafta önce buradaydık” dedi ağlamaklı olarak; “Helalleştik ama devamını getiremedik”.
Bakan devamını getiremedik diyordu çünkü o maden Ocağının 2019 ve 2020 Sayıştay raporları ardından, güvenlik önlemleri alınmadan bir gün dahi açık tutulmaması gerektiğini biliyordu.
Facia sessizce değil, ihmaller sonucu göstere göstere gelmişti.
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuz yılmaz beş ay önceki Meclis konuşmasında Sayıştay raporlarına dayanarak, sadece güvenlik değil yetersiz personelden kaynaklanan “iş kazaları riski” uyarısında bulunmuştu.
Yapanın yanına kalıyor
Bakan hatasının farkındaydı ama Erdoğan’ın desteğinden emindi.
Bırakalım Enerji Bakanının istifasını bir yana Sayıştay raporları ve muhalefet milletvekillerinin iş güvenliği önlemleri almaya çağırdığı Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Kazım Eroğlu da yerinde ve yerinde olmakla kalmıyor, zeytinyağı gibi su üstüne çıkıyor.
Arkası sağlam olmasa, Cumhurbaşkanına güvenmese Sayıştay raporlarını gündeme getirenleri yeni sansür yasası uyarınca “dezenformasyon yapmakla” suçlayabilir miydi? Onlar bütün önlemleri almışlardı, Sayıştay raporu yanlıştı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.