- 187 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 4
Her şey bundan sonra çok hızlı gelişti. Ambulansı ararken Rahmi geldi, olanları kısaca anlattım. Hemen cebinden silahın ruhsatını çıkartarak bana verdi. Karakolu arayarak haber verdim. On beş dakika sonra ambulans bahçe kapısının önündeydi. Sağlıkçılara yol göstererek ikinci kata çıktık Recep çok kan kaybetmişti, ama hala direniyordu. İlk müdahaleyi yaptıktan sonra arkadaşımı ambulansa aldılar. Rahmi’yi de Recep’le beraber hastaneye gönderdim. Biraz sonra da polis geldi. Onları karşılamak bana düştü. Polisleri
İkinci kata çıkarıp olayın gerçekleştiği odaya götürdüm.
Baş komiser olduğunu söyleyen arkadaşın sorularına muhatap olmakta bana düştü. Bu arada ikinci bir ambulans geldi. Polis arkadaşlar gerekli incelemeleri yaptıktan sonra cesedi almalarına izin verdi. Ambulans cesedi götürürken bu seferde sivil bir araba bahçe kapısının önüne yanaştı. Bir kadın arabadan inerek yanıma yaklaştı.
‘’ Ben Asayiş Şubeden, Sena Baş komiserim.’’
‘’Cinayet bu evde mi işlendi?’’
Başımı sallayarak ‘’evet’’ dedim.
‘’ Olay yerine çıkalım.’’
‘’ Peşimden gelin ama biraz evvel polis arkadaşlar gelip inceleme yaptılar.’’
‘’ Onları boş verin bir an evvel olay yerini görmek istiyorum.’’
Sena Başkomiseri Recep’in odasına çıkardım. Etrafı incelemeye başladı, bende bir kenara çekilerek onu izlemeye başladım.
‘’ Saldırıya uğrayan şahıs neyin oluyor?’’
‘’ Arkadaşım olur, aslında yeni tanıştık sayılır. Geleli henüz iki gün oldu. Kendisi ile bu sabah kahvaltı yapacaktık ama gördüğünüz gibi kısmet olmadı.’’
‘’ Silahın ruhsatı var mı?’’
Cebimden çıkararak silahın ruhsatını Baş komisere uzattım.’’ Buyurun Baş komiserim.’’
‘’ Ruhsat sizde ne arıyor?’’
‘’ Anladığım kadarı ile Recep’in geçmişi biraz karışık. Arkadaşı silahı dün getirip bırakmış. Bu sabah geldi ruhsatı olup olmadığını sordum, cebinden çıkarıp verdi. Sanırım dün vermeye unuttu.’’
Ruhsatı inceleyen Baş komiser,
‘’ Ruhsatta arkadaşınızın adı geçmiyor. Hüseyin diye biri.’’
‘’ Daha fazla bilgiyi hastanede arkadaşından alabilirsiniz:’’
Devamı var
‘’ Anladığım kadarı ile arkadaşınız gece uykusunda saldırıya uğramış. Olay nefsi müdafaa olarak görünüyor. Hikâyeyi bir de kendisinden dinleyeceğiz. Benimle önce merkeze gelip ifadeni vereceksin oradan da hastaneye geçeriz.’’
Yolculuğumuz uzun sürmedi, birkaç katlı binadan içeri girdik. Daha önce buraya yolum düşmediği için irkildim. Benim telaşlı halimi gören Baş komiser,
‘’ Korkmana gerek yok. Sahi adını sormadım öğrenebilir miyim?’’
‘’ Adım Kutsal Baş komiserim.’’
‘’ Ne güzel adın var daha önce hiç duymamıştım.’’
‘’ Ailem öyle münasip görmüş. Ben de seviyorum adımı.’’
Asayişten içeri girdik, daktilonun başında oturan resmi kıyafetli bir polis anlattıklarımı yazıya döktükten sonra ifademin altına imzamı atmam için bana verdi. İmzalayıp iade ettim. Bu sırada Sena Başkomiser yanımıza gelerek,
‘’ Kutsal hadi hastaneye geçiyoruz. Bir an evvel yola koyulalım.
2
Hastane her zaman içimde önleyemediğim korkulara sebep olmuştur. Ayaklarım hep geri geri gider. Bu bana çocukluğumdan kalan bir duygu. Yaşamımın önemli bir bölümü Hastane koridorlarında, doktorların ve hemşirelerin kontrolü altında geçti. Hastaneden içeri girerken, Sena Baş komiser,
‘’ Ne oldu Kutsal, sanki bana sarardın gibi geldi?’’
‘’ Boş verin baş komiserim eskiden kalma bir alışkanlık.’’
Danışmadan Recep’in acile alındığını öğrenince rotayı acile çevirdik. Acilin kapısında Sena
Başkomiser,
‘’ Beni burada bekle Kutsal’’ dedikten sonra, yanımdan ayrıldı. Can sıkıntısı ile sağa, sola bakınırken, bankların birinde Rahmi’yi görünce, hemen yanına gittim. Beni görünce,
‘’ Gel otur Kutsal, bir haber alırım diye bekliyorum.’’
‘’ Neyi bekliyoruz Rahmi? Recep nerede?’’
‘’ Yarım saat önce ameliyata aldılar.’’
Başımı kaldırınca, Sena Baş komiserin yanımıza geldiğini gördük.
‘’ Baş komiserim bir haber alabildiniz mi?’’
‘’ Telaşlanmayın doktoruyla konuştum. Biraz sonra yoğun bakıma alacaklar. Çok kan kaybetmiş. Yatsın kalksın sana dua etsin Kutsal. Biraz daha geç kalsa idin kurtulması mümkün değilmiş. Arkadaş kim?’’
‘’ Recep’in arkadaşıyım, adım Rahmi.’’
‘’ Ortadan kaybolmayın, sizinle de konuşacağım. Şimdi önümüzdeki sorun bu gece bir kişi burada refakatçı olarak kalacak.’’
Kutsal,
‘’ Ben kalırım.’’
‘’ O zaman burada işimiz kalmadı. Seni eve bıraktıktan sonra, bende Rahmi beyle Asayişe geçeceğim.’’
Rahmi,
‘’ Emrinizdeyim Baş komiserim.’’
On dakika kadar sonra, bir hemşire gelerek, Sena Başkomisere,
‘’ Recep beyi şimdi yoğun bakıma aldık’’ dedi.
Sena Baş komiser,
‘’ Durumu nasıl?’’
‘’ Durumu gayet iyi, tahminimizden daha güçlü çıktı.’’
Hemşirenin peşinden yoğun bakım ünitesine geldik, bize camdan içerisini göstererek,
‘’ Hastanız, şu köşede pencerenin yanındaki yatakta yatan hasta.’’
Sena Başkomiser,
‘’ Ne zaman yoğun bakımdan çıkar?’’
‘’ Bana göre en geç yarın akşam normal odaya alınır.’’
Hemşire yanımızdan uzaklaşınca, Sena Başkomiser,
‘’ Bu günlük bu kadar dönüyoruz.’’
Önce Kutsal’ı evine bırakmayı düşündüm, bunu da dile getirdim ama Rahmi itiraz etti.
‘’ Başkomiserim, gelin benim sorgumu Evin bahçesinde yapın. Çok daha faydalı olacaktır. Daha sonra ifademi bir kerede şubede alırsınız.’’
Kutsal’a baktım olur anlamında başını sallayınca, eve doğru giden yola saparak arabayı sürmeye devam ettim. Bir evin önünden geçerken, Kutsal,
‘’ Bizim evin önünden geçtik şimdi’’ dedi.’’
Gülerek, ‘’ Tamam, dönüş yolunda seni burada bırakırım.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.