- 195 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YATATILIŞ
YARATILIŞ
Tanrı, insanı yaratmadan önce aşkı yarattı. Yarattığı aşkla kâinat sistemli bir düzen içinde olsun istedi. Bu düzene anlam kazandırmak içi de, insan denen varlığı yarattı.
Yine de bir şeyler eksikti. O eksiklik de insana ruh üfleyip hareket edip devinim yapmasını sağladı. Ruhu üflerken insanda eksik olan bir şeyi daha fark etti. O ise, elbette bir kalpti. Ve sonra içine minicik bir kalp koydu!
İnsan, zaman içerisinde devinip hareket ederken, kâinatı keşfetti. Sonra kendisini tanımaya keşfetmeye çalıştı. İnsan neydi, kimdi, nereden gelip nereye gidecekti? Ve kendisini kim yaratmıştı? O yaratıcının bir parçasının kendisinde olduğunu fark etmeden mutlaka keşfetmeliydi!
Böylece o minicik kalbe çok şey sığdırmaya çalıştı. Lakin Tanrı insanın tam da göğüs kafesinin içine yerleştirdiği kalp çok dardı! Sevmesi, aşık olması gerekirdi. Ne var ki kalp sırf dardı diye, insan yüreğinde sevgi, aşk sığlaştıkça sığlaştı. Bu yüzden ne sevebildi ne de aşık olabildi! Bu yüzden hep, aşık olduklarını uzaktan sevdi! Uzaktan sevdikçe Tanrının bir parçası olan insanı, İçine üflediği ruh yetimlik, öksüzlük, şefkatsizlikten soldu ve öldü!
Derken sevgi öldü, aşk öldü, içimizdeki Tanrı öldü! Bu yüzdendir çığlık çığlığa suskunluklarımız! Bu yüzdendir ağıtlarımız! Bu yüzdendir mutsuzluklarımız!
Efkan ÖTGÜN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.